15 Temmuz darbe girişiminden iki hafta sonra öğretmen olan eşi “Fetö terör örgütüne üye olmak, darbeye teşebbüste bulunmak” suçlamalarıyla gözaltına alındı.
Hamileydi o sırada ve doğumuna günler kalmıştı. Evliliğinin dördüncü yılında bir çocuk sahibi olacaktı. Daha sonra kendisi de eşi gibi cezaevine kondu. Yenidoğan bebeğiyle birlikte…Bebeğiyle beraber demir parmaklık ardında 40 gün geçiren ve haberimizde Gönül* takma adını kullanacağımız kadın euronews’e konuştu.
Gönül’ün söylediğine göre, gebeliğinin son günlerinde bebeğin sağlığı açısından bazı riskler vardı. Ancak, hastane yerine karakola gitmek zorundaydı. Çünkü eşinden haber alamıyordu. Ancak dört gün sonra ulaşabildi, temiz kıyafetler verdi.Kısa süre sonra tutuklandı Gönül’ün eşi. İlk görüş gününde eşini ziyaret ettikten sonra, doğum için hastaneye gitti. İkinci görüş gününde de bu kez yeni doğan bebeği yanındaydı. Üçüncü görüş gününde tekrar bebeği ile yola düştü, bir sonraki görüş gününde de…
Sonrasında ise kendisi de “F..Ö üyeliğinden” gözaltına alındı. Hakkındaki tanık ifadelerinden birinde Gönül’ün bir öğrenci evine erzak götürdüğüne dair bir suçlama vardı. Gönül, hakkındaki suçlamaları reddetti fakat tutuklanarak cezaevine kondu.
Cezaevine yenidoğan bebeği ile girdi
Sağlık sorunları olduğunu ve anne sütü ile beslenmesi gerektiğini ifade ettiği bebeğini ilk gün yayına alamadı; hafta sonu tatiline denk geldiği için cezaevi yönetimi çalışmıyordu. Pazartesi günü çocuğunun yanına gelebilmesi için dilekçe yazdı. Buluşmaları ise ancak salı günü mümkün oldu.Sonrasında ise her ikisi için oldukça zor günler başladı. 40 gün cezaevinde bebeği ile kalan Gönül, bu süre zarfında çocuğunun pek çok şeyden mahrum bırakıldığını anlattı: “Yeterli malzeme yok, oyuncak yok, temiz hava yok, ilaç yok, yemek yok…”
780 bebek hapiste
Gönül, 40 gün sonra serbest bırakılınca bebeği de özgür kaldı ama Adalet Bakanlığı’na göre halihazırda cezaevlerinde özgürlüğüne kavuşamayan 780 bebek ve 3 bin çocuk var.Yürürlükte olan yasalar bebeklerin ve çocukların cezaevine girmemesi için düzenlemeler öngörüyor.5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16/4. maddesi diyor ki: Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır.
Yasaya göre, bebek altı aylık oluncaya kadar anne cezaevine konulamaz. Çünkü cezaevleri koşulları buna uygun değil.İnsan hakları savunucularına göre aslında annelerin elektronik kelepçe takılarak tahliye edilmesi ya da cezalarının ertelenmesi bir yöntem ama uygulanmıyor.Son olarak İnsan Hakları Derneği (İHD) bir kez daha konuyu gündeme getirdi. İHD İzmir Kadın Komisyonu, cezaevlerinde olan hamile ve çocuklu kadınların yasadan gelen haklarını kullanarak tahliye edilmelerini istedi.İnsan hakları savunucularının yanı sıra kadın hakları savunucuları da bu yöntemle kadınlara ve çocuklara şiddet uygulandığı görüşünde.
Mor Dayanışma: Dışarıda anneliği kutsayan sistem, içeride görmezden geliyor
Mor Dayanışma üyesi İrem Kaynakçı, dışarıda olduğu gibi içeride de kadınların doğuştan haklarının gasp edildiğini dile getiriyor.Ataerkil yapılardaki ‘yanlış düşünceler’e dikkat çeken Kaynakçı, bu sistemin dışarıda anneliği kutsarken içeride anneliği görmezden geldiğini savunuyor.* Güvenlik endişesiyle, kadının gerçek ismi kullanılmamış yerine Gönül takma adı tercih edilmiştir.euronews