Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), AKP ve MHP’nin oylarıyla onaylanan infaz indirimi yasasına karşı siyasi mahkumların çocukları ‘Adalet Zinciri’ oluşturdu.
MEHMET ARDA DURU-KRONOS
Sosyal medya uygulaması Twitter’da siyasi mahkumların çocuklarının başlattığı paylaşımlarda, geçen hafta AKP ve MHP’nin oylarıyla meclisten geçen yeni yargı reformuna karşı ciddi eleştiriler yer aldı.Af Yasası ve Ceza İnfaz Düzenlemesi kapsamında tahliye edilen bazı mahkumların son günlerde üst üste işledikleri suçların Türkiye’nin gündemine oturmasının ardından, koronavirüs salgını sürecinde tahliye edilmeyen siyasi mahkumların aileleri, yazdıkları tweetler ile çıkan yasanın adaletsizliğini gözler önüne serdi ve adalet taleplerini yinelediler.
“9 YAŞINDAKİ KIZLARINI ÖLDÜRSELERDİ ŞU AN ÇIKMIŞLARDI”
Ebru Koçan (Öğretmen Muammer Koçan’ın kızı): “Babam öğretmendi. Vatanına daha yararlı insanlar yetiştirmek için gece gündüz çalıştı. İnsanlığı bir adım öteye taşımak için çoğu şeyinden feragat etti. 9 yaşındaki kız kardeşimi öldürseydi şimdi özgür ve yanımızdaydı.”
“YAZMAYIP ÖLDÜRSE YANIMIZDAYDI”
Ebrar Beyza Özcan (Gazeteci Zafer Özcan’ın kızı): Babam gazeteciydi. Sayısız ülkeye haber ve hikaye toplamaya gitti. Pek çok insanın sesi oldu, acılarını ve başarılarını duyurdu. Onun gazeteciliğinden övgüyle söz edenler, haksız tutukluluğuna tek kelam etmedi. Yazmayıp öldürse şimdiye yanımızda olurmuş.
“BABAM HAKİMDİ…”
Nalan Dilara Uğur (Yargıtay Üyesi Hüsamettin Uğur’un kızı): “Babam hakimdi. “yargıtay baskı altında kararlarımıza müdahale etmeye çalışıyorlar” der dururdu. Hakimlerin bağımsızlığını savunduğu için cezaevinden çıkamıyor. Ama 9 yaşındaki kızını döverek öldürme potansiyeli olsaydı şimdiye çıkmıştı.”
“GAZETECİ DEĞİL KATİL OLSAYDI, EVİMİZDEYDİ”
Alperen Kamış (Gazeteci Mehmet Kamış’ın oğlu): “Babam gazeteciydi. yöneticisi olduğu gazete, tirajı 1 milyona ulaşınca dönemin başbakanı kutlamaya gelmişti. Şimdi kendisinin müşteki olduğu dosyada 3 ayrı müebbetle yargılanıyor. Gazeteci değil katil olsaydı, eli kalem değil silah tutsaydı evimizdeydi.”
“ANNEMİ VE KIZ KARDEŞİMİ ÖLDÜRSE DIŞARDA OLACAKTI”
Taha Eren Çapkur (Öğretmen Tahir Çapkur’un oğlu): “Babam öğretmendi. Şimdilerde cezaevinde. Annemi ve kız kardeşimi öldürse kesin dışarıda olacaktı. Ama o şerefi ve namusu ile sabretmeyi seçti. Seni çok seviyorum baba…”
“YILLARCA TERÖRLE MÜCADELE ETTİ”
Ayça Karababa (Hakim Mehmet Karababa’nın kızı): 15 Temmuz sürecinden önce açığa alınan binlerce hakim ve savcıdan biri olan Mehmet Karababa’nın kızı Ayça Karababa’da tepkisini Twitter üzerinden şu şekilde gösterdi: “Babam hakimdi. Yıllarca terörle mücadelede canla başla görev alan, hakkı savunmak ve hukuk öğretmek için yola çıkan 49 yargı mensubundan biri olmak yerine elinde silahla annemi vursaydı şu an bizimle beraber olacaktı.”
“ONU BEKLERKEN UYUYAKALDIĞIM GECELER OLURDU”
Gökçe Nizamoğlu (Öğretmen Yavuz Nizamoğlu’nun kızı): “Babam öğretmendi. Öğrencileri bir net daha fazla yapsın, bir adım daha önde olabilsin diye onu beklerken uyuyakaldığım gecelerim olurdu. Elinde silah yerine kalem olduğu için tutuklu. Annemi bıçaklasaydı bugün dışarıdaydı.”
“İNSANLARA AHLIKLI BİR VATANSEVER OLMAYI ÖĞRETTİ AMA…”
İbrahim Said Öner (Öğretmen Osman Öner’in oğlu): “Babam din kültürü öğretmeniydi. Okulunda ve çevresindeki insanlara ahlaklı bir vatansever olmayı öğrettiği için kronik astım hastası olmasına rağmen 3 senedir tutuklu. Anneme ve kız kardeşlerime zarar verseydi şimdi özgür olacaktı.”
“ÇOCUKLARINA VE EŞİNE ZARAR VERSE ÖZGÜRDÜ”
Nurefşan Kızılboğa (Eğitimci Ali Rıza Kızılboğa’nın kızı): “Babam eğitimciydi. Bi çok okul yaptı bi çok öğrencinin eğitim görmesine vesile oldu. Ancak, ‘beni okula gönderdi’ ifadesiyle tutsak edildi. Çocuklarına veya eşine zarar verseydi şu an özgürdü.’”