Metin Feyzioğlu, 14 Mayıs 2017’de, Barolar Birliği başkanlığına ikinci kez seçildiği genel kurulda geçerli 420 oyun 419’unu aldı.
Halbuki, bundan 8 ay önce, 22 Eylül 2016’da, ABD’de düşünce kuruluşu Carnegie Endowment’ta “Tutuklulara işkence yapıldığına dair kanıt yok” diyordu.
Aynı günlerde, İstanbul Barosu eski başkanı Ümit Kocasakal, “Fetöcüler avukat istedi vermedik. Enayi miyiz” diyecekti.
**
Baro başkanları 15 Temmuz’un dördüncü yıldönümüne 1 ay kala ayağa kalktı.
Sembolik bir yürüyüşle Ankara’ya giriş yapacaklar, Anıtkabir’e çıkacaklardı. Hepsi bu.
Saray, buna dahi müsamaha etmedi.
Araya CHP’li Önder Sav girdi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradı da, olay tatlıya bağlandı.
**
Türkiye’de ne yazık ki, sıra kendine gelmeden kimse harekete geçmiyor.
Bu durumun düzeleceği yok.
Geçen, YouTube’ta abone sayısı 300 bini geçen popüler bir ekonomisti dinliyorum.
Turkcell hisselerinin Varlık Fonu’na geçmesiyle yabancı yatırımcı ürkmüş, “Artık Türkiye’ye kimse gelmez” diye konuşuyordu.
Onca çökülen şirkete seyirci kaldılar, 5 sene sonra uyanıyorlar..!
Dikkatle dinledim, mühim bir itirafta bulundu:
“Erdoğan Türkiye’ye aralıksız 15 yıl refah getirdi. Başka huylarına katlanıyordu millet. Çoğumuzun geliri yükseldi.”
**
Ekonomist böyle bakıyor.
Hukukçu, “enayi miyim seni savunacağım” diyor.
Siyasetçi, almış iktidar söylemini cadı avına çıkmış, önüne gelen “kripto” yaftası yapıştırıyor.
Kimi gazetecisi “görevli”, kimi şaşkın, kimi “bizi genel değil özeliz” diyor, filan.
Çağlayan’da görülen son basın davasına bakıyorsunuz. Her laf, her söz, “fetö” ile başlayıp onunla bitiyor.
Bu saçmalığı gören, içine sindirmeyen bir avuç insan sadece.
Geçen uluslararası deneyimi olan bir gazeteci çıkmış, “Son zamanlarda yeniden hapse atmaya çalıştıkları insanlara bakınca, haliyle ‘barıştılar mı’ sorusu akla geliyor” diye yazmış.
Kastı, Cemaat’le AKP’nin sulh olması.
Ortalıkta o kadar “fetö” rivayeti dolanınca zihinlerin uçuşa geçmesi doğal tabi.
**
Zamanın en büyük sorunu genelleme:
Bir kişiye veya gruba atfedilen kabahat ya da sorumluluğun…
Sulandırıla sulandırıla milyonlara teşmil edilmesi.
Bunu başardılar.
Geçen baktım. AKP’nin dört kurucusundan, ilk dönemin Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “AKP gelene kadar ‘kadın’ kelimesinin adı yoktu” diyen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e ayar eriyor: “Özlem Hanım iyi bir vekildir. Ama vekilliğini AKP’ye değil CHP’ye borçludur. Kadınlara seçilme hakkını 1934’de CHP verdi.”
Ayıptır söylemesi, hangi sabunu kullanıyorsa aynından istiyorum.
Elimi yıkayıp çıkacağım.
Münasipse.