Birleşmiş Milletler, yurt dışında gerçekleştirdiği ‘devlet destekli adam kaçırma’ operasyonları için Türkiye’den hesap sordu. Türkiye’ye gönderilen 15 sayfalık mektupta sorulan sekiz ayrı soruya cevap verilmesi istendi.
Birleşmiş Milletler Zorla Kaçırma ve İstemsiz Kayıplar Çalışma Grubu’nun yanı sıra üç ayrı özel raportörün imzasıyla yayınlanan ortak mektupta, 100’den fazla Gülen cemaati üyesinin Türkiye’nin sistematik devlet destekli adam kaçırma operasyonlarıyla ülkeye getirildiği belirtildi. BM, bazı vakalarda muhatapların eşleri ve çocuklarıyla birlikte kaçırıldığını kayda geçirdi. Kaçırmaları isim isim ele alan BM mektubunda, “Türk yetkililer, yasal yollardan sınır dışı ettiremediğinde üçüncü ülkelerin istihbarat örgütleri ve polis kuvvetleriyle işbirliği yaparak gizli operasyonlara yönelmektedir.” denildi.
YASAL KORUNMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR VE YASA DIŞI YOLLARLA GÖTÜRÜLÜYORLAR
BM mektubunda, gizli operasyonlar yoluyla ‘savunmasız muhatapların yasal koruma hakkı dışında bırakıldığı ve Türkiye’ye yasa dışı bir şekilde gönderildiği’ kaydedildi.Türkiye’nin yoğun baskıyla işbirliğine ikna edilen ülkelerde Gülen cemaati üyelerinin sivil istihbarat görevlileri tarafından gerçekleştirilen gizli ev baskınlarıyla keyfi olarak gözaltına alındığını belirten BM mektubunda, “İsimleri daha önceden hazırlanmış listelerle karşılaştırılan kişiler daha sonra zor kullanılarak işaretsiz araçlara bindirilip götürülüyor.” denildi. Mektupta, kaçırılan kişilerin sınır dışı edilmeden önce haftalarca gizli bir yerde gözaltında tutulduğu belirtilirken, “Bu süre zarfında insanlar insanlık dışı muamele ve işkenceye tabi tutularak ya gönüllü olarak sınır dışı edilmeyi kabul etmeye ya da Türkiye’ye döndüklerinde suçlanmalarını sağlayacak ifadeler vermeye zorlanıyor” denildi.
KAÇIRILANLAR TIBBI MÜDAHALE VE YASAL TEMSİLCİ HAKKINDAN MAHRUM BIRAKILIYOR
Türkiye tarafından yurt dışında kaçırılan insanların tıbbi müdahale ya da yasal temsil haklarından mahrum bırakıldığını hatırlatan Birlemiş Milletler mektubunda şu ifadelere yer verildi: “Aileleri bu insanların nerede olduklarından ya da akıbetlerinden habersiz oluyor. Tanıkların verdiği bilgiye göre bu kaçırmaların mağdurları istihbarat görevlileri tarafından zoraki ifade vermeleri için şiddetli bir kötü muameleye maruz kalıyor. Kullanılan en baskın işkence metodları: Aç ya da uykusuz bırakma, dayak, su ile işkence (waterboarding) ve vücuda elektrik verilmesi. Buna ek olarak kaçırılan insanlar ailelerinin hayatlarıyla tehdit ediliyor.”
Kaçırılan insanların Türkiye’yede doğrudan hapsedildiğini kaydeden Birlemiş Milletler raportörleri, bu kişilerin ailelerine sağlık durumları ve nerede tutulduklarıyla ilgili günlerce bilgil verilmediğini kaydetti. Gözaltı süresi boyunca avukat tutma hakkı verilmediğini kaydeden mektupta, Türkiye’ye iade edilen Gülen cemaati üyeleri işkence ve kötü muamelenin yanı sıra haksız tutukluluk ve adaletsiz bir yargılamaya maruz kaldığı ifade edildi.
ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN BİR TERÖR TANIMINA GÖRE HAREKET EDİN
Türkiye’yi muğlak ‘terörizm tarifi’ hakkında da uyaran BM, “Uluslararası hukuktaki terör tanımının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1566 sayılı kararıyla net olarak çerçevesinin çizildiğini hatırlatıyor ve tüm devletlerin kabul ettikleri bu kararlardaki yasal terör tanımlarına uygun hareket etmeye çağırıyoruz.” dedi.Türkiye’nin tarafından yurt dışında gerçekleştirilen kaçırmaların hiçbirinin yasal bir temele dayanmadığını kaydeden Birleşmiş Milletler, bu vakaların herhangi birinde evlerinden ya da sokaktan kaçırılarak kelepçelenen ve gözleri bağlanan insanlara görevlilerin kimlik ibraz etmediğini, muhataplara haklarındaki yakalama kararını gösteremediğini, tutuklamayı haklı gösterecek herhangi bir açıklama yapmadığını belirtti.
ADAM KAÇIRMAYA DESTEK VEREN ÜLKELER TEK TEK SIRALANDI
Türkiye’nin yasa dışı adam kaçırma operasyonlarını gerçekleştirdiği ülkelere isim isim yer veren Birleşmiş Milletler mektubunda, aralarında Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Kamboçya, Gabon, Kosova, Kazakistan, Lübnan ve Pakistan’ın da bulunduğu bu ülkelerin yalnızca kendi yerel kanunlarını değil, başta ‘Kötü muamele riski olan yere göndermeme’ ilkesi olmak üzere çok sayıda yükümlülüğü de ihlal edildiği ifade edildi.Özellikle aileleriyle birlikte yasa dışı kaçırma, keyfi tutuklama, işkence ve kötü muameleye maruz kalan çocukların mağduriyetine dikkat çeken Birleşmiş Milletler raportörleri, “Tüm çocukları Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi uyarınca özel koruma hakkından yararlanmalıdır. Devletlerin, bütüncül ve çok kurumlu ve çok disiplinli bir yaklaşımla çocukların ihtiyaçlarını belirleme zorunluluğu vardır.” dedi.Birleşmiş Milletler ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün Koronavirüs salgını nedeniyle ülkelere yaptığı uyarıları hatırlatarak, dava aşamalarında tutuksuz yargılamanın tercih edilmesini istedi. Mektupta özellikle risk grubundaki tutukluların, hamile kadınların ve çocuklarının tutuksuz yargılanması talep edildi.