AKP’den ayrılırken yaptığı açıklamayı bir kez daha hatırlatan Bakan Günay; “Maalesef o mütehakkim anlayış, hem AKP’nin, hem de Türkiye’nin, rayından çıkmasına neden oldu” dedi. Huddled Masses Youtube Kanalında, Dr. Ali Yurtsever’in sorularını cevaplandıran AKP Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, ülkedeki gelişmeleri değerlendirdi.
1980’LERDE BİLE BUGÜNKÜ HUKUKSUZLUKLAR YAŞANMADI
Türkiye’de bugün yaşanan hukuksuzlukların, 1970 ve 1980’lerde bile yaşanmadığının altını çizen Ertuğrul Günay; “Türkiye, çok çatışmalı ve kavgalı günler yaşadı. 12 Mart’ın 50. yılına giriyoruz. Bugüne bakıldığı zaman, o dönemde siyasetin tepesinde zaman zaman sağduyu çağırıları olurdu. Yada rahatsızlığı ifade eden Cumhurbaşkanı gibi bir makam vardı. Eksik veya fazla ülkenin bir takım nirengi noktaları vardı. O dönemde, Yüksek Yargı’nın verdiği kararlar eleştirilse bile, mutlaka uyulurdu. Günümüzdeki kadar, yargı siyasetin sürekli baskısında değildi”dedi.
Hayalinin, 21.Yüzyılda Türkiye’nin daha demokrat, daha çoğulcu, dünya ile barış ve saygınlığını kazanmış bir ülke olması olduğunu belirten Günay; “Ama ne yazık ki; geldiğimiz yer gerçekten umut kırıcı. Karamsar durumlara bizi iten bir ortam var. İnşallah bu da geçer ama fazla uzamasa” dedi.
VATANDAŞA TASARRUF, KENDİLERİ LÜKS SARAYLAR YAPIYORLAR
Pandemi döneminde dünya devletlerinin, kendi vatandaşlarına yaptığı sosyal yardımlara dikkat çeken Ertuğrul Günay, Türkiye’de yapılan bin liralık yardımın hazin bir tablo oluşturduğunu belirtti. Günay, ülkedeki ekonomik sıkıntılardan dolayı halka tasarruf öneren iktidarın, büyük bir ıstarın içinde olduğunu söyledi.
AKP, BAŞLANGIÇTAKİ GİBİ MAZLUM VE MAĞDURLARIN DEĞİL, DEVLETİN PARİTİSİ
Bakanlara milyon dolarlık makam araçlarının satın alınması ve yapılan israfa işaret eden eski Bakanlardan Ertuğrul Günay; “Beş yıldan fazla bakanlık yaptım. Beş defa özel uçağa binmemişimdir. Şimdi kimse tarifeli uçağa binmiyor. Ankara’da, Ahlat’ta, Marmaris’te saraylar yapılıyor. Bir israf ve ihtişam var. Halkın gözünden kaçmaz bunlar. Benim gördüğüm şu: AKP, başlangıçtaki gibi; ötekilenmiş, mazlum ve masum halkın değil, doğrudan doğruya devletin partisi oldu. Tek parti ve devlet zannediyor kendilerini. Kim ki, kendini devlet zannederse, halk onların defterini dürer”.
ERDOĞAN’IN DAVETİYLE AKP’YE KATILDIM
Kendini Sosyal Demokrat, demokrasiye ve sosyal adalete inan biri olarak konumladığının altını çizen Ertuğrul Günay, AKP’ye Erdoğan’ın davetiyle katıldığını hatırlatarak; “Bu görüşlerimi 2007 yılında AKP grup toplantısındaki kürsüde aynen söyledim. AKP, o zaman demokrasiye inanan, çoğulcu ve Avrupa Birliğine doğru yol alan veya en azından böyle gözüken bir partiydi. Bende, 2007 ile 2012 yılının sonuna kadar bu anlayışla görevimi yaptım. Bunlar, Nazım Hikmet’in vatandaşlığı, Madımak Otelini ticari kullanımdan kurtarmak, Memu-Zin’i ana dilinde basmak gibi, Türkiye’de kültür yaşamında devrim sayılabilecek işler yaptım. Temelde bazı görüş ayrılıklarımız olsa da, tüm bunlara kimse engel olmadı” dedi.
MÜTEHAKKİM ANLAYIŞ HEM AKP’Yİ, HEM DE TÜRKİYE’Yİ RAYINDAN ÇIKARDI
AKP’den ayrılma sürecindeki ifadelerine atıfta bulunan Günay, tabandaki insanlarla değil, tepedeki mütehakkim anlayışla yollarını ayırdığını hatırlatarak; “Hâlâ o görüşteyim. Maalesef o mütehakkim anlayış, hem AKP’yi hem de Türkiye’yi rayından çıkardı” dedi. Ümitsizliğe teslim olmamak gerektiğine vurgu yapan Günay “Şuna inanıyorum. Enin de sonunda, umut kazanıyor bir toplumda. Toplum için daha iyi şeyler vaat edenler, onu anlatmaya ve kitleselleştirmeyi başarırlarsa sonucunu alırlar. Türkiye’nin tarihi, bunun örnekleriyle doludur. Her kritik eşikten sonra, ülkenin daha iyi gelecek vaad eden gelişmeler kaydetmiştir”.
ERDOĞAN İLE KIRILMA NOKTLARAMIZ, BAŞKINLIK SİSTEMİ VE SURİYE MESELESİ
Erdoğan’ın, 2011 yılındaki seçimini kazanmasından sonra tavır değişikliğine girerek, kibir göstermeye başladığına dikkat çeken Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: “O’nunla fikir ayrılığımız, İstanbul’un siluetini bozan yapılaşmaların pıtrak gibi çıkmaya başladığı zaman oldu. Aramızda ihtilaf, o zaman su yüzüne çıktı. O yapılara karşı çıktım, onları durdurmaya çalıştım. O ise; onları can havliyle savundu. Sonra bakanlıktan ve partiden ayrıldıktan sonra, bu yapılarla ilgili konuşmaya başladı, görmediğini söyledi, “İstanbul’a ihanet ettik” dedi. Halbuki, çok uyardım. Sonra, 2012 yılında, başkanlık sistemiyle ilgili söylentiler konuşulmaya başlandığında, yüksek sesle karşı çıktım. Suriye meselesinde de Erdoğan’a karşı çıkarak, iç meselelerine karışmamamız gerektiğini belirttim. Ama o zaman Erdoğan bana, 6 ay dişini sık. ‘Suriye meselesi 6 ayda bitecek’ demişti. Gezi olaylarıyla da beraber, artık çıkılmaz bir hal aldı. Orada bir fikir ayrılığı oldu. Böylece önce bakanlıktan, sonra da partiden ayrılmak zorunda kaldım” dedi.
TÜRKİYE ÇOK YORULDU, TOPLUMUMUZ BUNU BAĞIŞLAMAZ
2019’daki yerel seçimlerde, büyük bir dayanışmayla, seçimde önemli bir başarının elde edildiğini hatırlatan Günay, muhalefete büyük bir iş düştüğünü söyledi. Devletin tepesinde her gün bir gerginlik çıkararak, ülkenin gerildiğine işaret eden Günay, 40 yıldan beri siyasetin içinde olmasına rağmen, hiçbir dönemde bunların yaşanmadığını belirtti. Günay, “Türkiye çok yoruldu. Evet, siyasetin gerildiği dönemler oldu. Ama bir akil insan çıkar, bu dilin siyasete yakışmadığı uyarısını yapardı. Bugün bunu söyleyen makamın, kendisi ülkeyi geriyor. Ama toplumumuz, derinde bunu bağışlamaz. Ben nabzı, sokakta tutuyorum. Esnaftan, bakkaldan bunları duyuyorum. İnsanlar bana ‘Cumhurun başı böyle yapmamalı. Cumhurbaşkanı sakinleştirmeli, susturmalı değil mi? Diye soruyor bana. Sanırım sandıktan farklı bir sonuç çıkacak. Bu, hem temennim, hem de umudumdur. Yoksa ülkeye çok yazık olacaktır” diye konuştu. ZAMAN-Avustralya