Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın kurdukları işadamı derneklerinin Türkiye’deki TUSKON benzeri UNITEE isimli bir çatı kuruluşu var.
Bunun başkanı da Hollanda’da yetişmiş ve doktorasını orada yapmış olan büyük bir birikime sahip Âdem Kumcu Bey, son ziyaretimdeki görüşmemizde bana anlattığı Türkiye’ye yaptıkları bir gezinin hatıralarını istirhamım üzere yazıp göndermiş. Gönderdiklerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Diyor ki:
17-22 Mart arası Belçika Prensesi Stephanie Marie Eva Windisch-Graetz ile İstanbul ve Bursa gezimizden bahsetmek istiyorum.
Prenses, Belçika’nın en ünlü krallarından Leipold II’nin torunlarından aynı zamanda Osmanlı’nın Mısır Hidivi’nin yardımcısı Nubar Paşa’nın da torunlarından… Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın daveti üzerine Belçika prensesi ile Bursa’nın tarihî; ve turistik mekânlarını gezdik. Tophane, Muradiye Külliyesi, Ulu Cami gibi Bursa’nın manevî; zenginliklerini yakından inceleyen Prenses, en çok Osmangazi Belediyesi tarafından restore ettirilerek açılan Karabaş-i Veli Kültür Merkezi’nden etkilendi. Yaklaşık 45 dakika süren sema gösterisini dikkatle izleyen Prenses, sonunda yapılan duaya da iştirak etti. Sufizm ve İslam sanatına olan ilgisiyle tanınan Prenses, zaman zaman duygulandı ve gözyaşı döktü.
30 yıl önce sufizmle tanıştığını ve kendisini çok etkilediğini söyleyen Prenses Stephanie, hâtıra defterine duygularını yazarken, “Burası beni çok eski zamanlara götürdü, kendimi Tanrı’ya daha yakın hissettirdi.” dedi. Prenses, gece sonunda semazenlerle de sohbet etti. Prenses’le İstanbul’da Sultan 5. Murad’ın torunu olan Şehzade Osman Selahaddin Osmanoğlu’yla İstanbul’da beraber yemek yedik. Yemek esnasında Osman Selahaddin Osmanoğlu, bizlerle şunları paylaştı:
3 Mart 1924 günü Türkiye Cumhuriyet Millet Meclisi 431 sayılı “Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmanî;’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti hudud-u memâliki haricine çıkarılmasına dair” meşhur kanunu kabul eder. Türkiye topraklarını terk için şehzadelere 24 saat, sultanlara (prenseslere) 10 gün süre tanındı. Hükümet, Halife Abdülmecid Efendi’nin ise hemen o gece sınır dışı edilmesi talimatını verir. Çıkarılan kanunla hem hilafet kaldırılır hem de Padişah bütün mülklerine el konulduğu gibi hanedan mensuplarının Türkiye topraklarında yaşamaları, ebediyen yasaklanır. Millet Meclisi bütün Osmanoğlu’nu ilelebet Türkiye topraklarında, değil yaşamaktan transit geçmekten bile mahrum eder.
Hazırlıklar 1,5 saat sürer. Halife ve maiyeti hemen o gece Dolmabahçe’den alınıp Çatalca’ya götürülür. İstasyonda bekleyen Simplon Ekspresi’ne bildirilerek Türkiye topraklarından çıkarılır. İki hafta içinde Osmanlı ailesinden Türkiye’de hiç kimse kalmaz. Kanuna dahil olmadıkları halde ebeveyn ve çocuklarıyla sürgüne gitmek zorunda kalanlar da dahil toplam bir yıllık “dönüşü olmayan” pasaportlarla “heimatlos” vatansız diye nitelenen statüde sınır dışı edilirler.
(İnşaallah bir sonraki yazımda hatıralara devam edeceğim. A.A.)