Bu seferki Danimarka gezimizde Kopenhag’daki Dialog Forum Derneği idarecileriyle de görüştük… Onlar faaliyetlerini ve Diyalog Ödüllerini anlattılar.
Arkadaşımız Hasan Cücük’ün tabiriyle: “Diyalog Oscarları” ile diyaloğa katkıda bulunanlar ödüllendirildi. Danimarka’nın ünlü Millî; Müzesi’nde (Nationalmuseet) sunuculuğunu TV 2’den Lisbeth Davidsen’in yaptığı programda açılış konuşmasını Dialog Forum Başkanı Mustafa Gezen, 2002’de kurulan derneğin on yıllık faaliyetlerini dile getirdi.
“Ekonomi Bakanı ve Radikal Parti Başkanı Margrethe Vestager’in ödülünü, Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan verdi. Vestager, politikacıların diyalogdan anladığının tek taraflı konuşma olduğunu belirterek ‘Politikacı ister ki, hep kendi konuşsun, karşısındaki dinlesin. Ancak diyalog bu değildir. Diyalog Forum Derneği’nin politikacıları ödüllendirmesi diyaloğu doğru anlamaya başladığımızı gösteriyor.” dedi. (Burada bir parantez açarak bu Hanımefendi ile ilgili şunları ilave etmek istiyorum. İki sene önce ZAMAN Gazetesi olarak Meclis’te verdiğimiz iftarda Mustafa Özcan arkadaşımız karikatür krizi ile ilgili olarak yaptığı konuşma esnasında ‘Danimarka gibi bir devletin, İslâm ile dost olması gerekirken, böyle meselelerle arayı açması asla uygun olmadığını, düşünüyorum; bunları aşmamız lâzım.’ mealindeki sözlerini çok takdir etti: ‘Çok yerinde sözler; bana tesir etti.’ dedi. Gerçekten Radikal Parti olarak iktidara geldiklerinde de Türkiye ile münasebetleri çok olumlu olarak geliştirmeye başladılar. Aradaki problemlerin çoğu bitmiş sayılır. A.Aymaz)
“Geçtiğimiz yıl kanserden hayatını kaybeden Politikan Gazetesinin Yayın Yönetmeni Töger Seidenfaden’in ismi açıklandığında salonda büyük bir alkış koptu ve duygusal anlar yaşandı. Seidenfaden’in ödülünü oğulları Emil ve Lucas’a Zaman İskandinavya Yayın Müdürü Kâmil Subaşı verdi. Babası adına ödül almaktan gurur duyduğunu ifade eden Emil Seidenfaden, ‘Babam hayatı boyunca karşısındakini dinlemeyi prensip edinmiştir. Eminim bugün yaşasaydı, bu çalışmasının ödüllendirilmesinden gurur duyardı.’ dedi. (Töger ve oğullarına herkesten fazla yapılan tezahüratın arkasında, vefat etmiş olan bu yayın yönetmeninin karikatür krizinde, başka bir gazetenin hatasından dolayı bile olsa, çıkıp Müslümanlardan özür dilemesi ve hep mağdurların yanında olması vardır. A.A.)
Ödül verilen 12 kişiyi teferruatı ile ele alamayacağım için diğerlerinin sadece isimlerini saymak istiyorum: Ali Akçay, ünlü şair Benny Andersen, Prof. Dr. Henning Bech, siyaset adamı Klaus Haekkerup, Liberal Parti’nin genel başkanlığını ve dışişleri bakanlığını yapmış olan Uffe Ellemann-Jensen, Doç. Dr. Mehmet Ümit Necef, İslamiyet-Hıristiyanlık Araştırma Merkezi sorumlusu Lissi Rasmussen, İslam Tarihi uzmanı Prof. Dr. Jörgen Baek Simonsen, Hahambaşı Bent Lexner…
Ülkemiz ve insanlarımız hakkındaki yanlış bilgileri düzeltmenin ve inançlarımızı doğru olarak anlatmanın yolu diyalogdan geçiyor… İnsanlara muhatap olmadan kendimizi anlatmamız mümkün değildir. Bizi ve dinimizi başkaları anlatmasın, biz anlatalım. Yoksa yanlış bilgilerle zihin kirlenmesi olur ve bundan bizler ve dinimiz zararlı çıkar.