İtalya’nın Como şehrinde 21 Kasım 2012 tarihinde arkadaşlarımızın verdikleri dostluk yemeğinde konuşmacılardan Como Diyosez’i Episkopos Yardımcısı Monsinyör Angelo Riva, iki kitaptan bahsetmişti.
Bunlardan “Camdan Duvar” 2009 senesinde, Brunetto Salvarani ve Paolo Naso isimli editörler tarafından hazırlanmıştır. Kitabın orijinal adı “Il Muro di Vetro”dur. İçerisinde İtalya’da sosyal bilimler sahasında isimleri ön planda zikredilen 15 ayrı hocanın katkıları bulunmaktadır.
Kitap gün geçtikçe İtalya’da daha büyük ehemmiyet arz etmekte olan dini çok kültürlülük fenomeninin inanılır, geniş kapsamlı ve mufassal bir panoramasıdır.
Bu kitapta genel fikir olarak altı çizilen husus; artık yaşadığımız bu dönemde İtalya coğrafyasında çok kültürlü dini yapıların, birbirleriyle başkalarını görmezden gelebilecek bir tarzda yaşama lüksünün olmadığı gerçeği… Bir taraftan farklı dini yapılar birbirini görüp tanıma ve tanışma fırsatları yakalamışken, diğer taraftan da ARALARINDA CAMDAN bile olsa mevcut bulunan sınırlar ve duvarlar sebebiyle, tam mânasıyla birbirlerini kucaklayamaz ve çekince duvarlarını aşamaz olmaları gerçeği…
İkinci kitabın ismi “Projesiz Bir Şantiye…” 2012’de Paolo Naso, Stefano Allievi ve Alberto Melloni isimli editörler tarafından hazırlanan kitabın orijinal ismi “Un Cantiere Senza Progetto”.
Bu kitap, muhtelif akademik disiplinlerden gelen ve farklı dinlere bağlı araştırmacıların günümüz İtalya’sını dini ve sosyolojik yönlerden ele aldıkları bir eser.
Bu kitapta da artık birbirleriyle tanışmış olan ve oldukça da tanınır hale gelen farklı dinî; realitelerin, İtalya çerçevesinde bütün bu tanışıklıklarını nereye ve nasıl yönlendireceklerine henüz karar veremez halde karışık bir durum arz ettiğinin altı çizilmekte… Önümüzdeki öncelikli gündem: Oluşan bu ortak bir şeyler inşa niyetinin hâsıl ettiği şantiyenin, nasıl bir bina yükselteceği hususu…
Bu inşaatta ve mozaikte Roma’daki TEVERE, Venedik’teki MİLAD ve Milano’daki ALBA diyalog vakıf ve derneklerinin bizim renk ve desenlerimizi aksettireceklerinden de şüphemiz yok…
İspanyol rahip Miguel Asin Palacios 1919 senesinde neşrettiği kitabında, Hıristiyanlığın İslâmiyet’ten aldığı şeylerden bahsetmiştir. Rahip Miguel’e göre Dante, “İlâhî; Komedya”sında Cennet’ten, Cehennem’den ve Araf’tan bahsederken Efendimiz’in (sas) miracından istifade etmiştir. “Araf” gibi Hıristiyan literatüründe böyle kavramlar yoktur. Hatta yedi kat gök vs. tabirlerden de söz ediyor; bunlar tamamen İslâmiyet’e ait tabirlerdir, demektedir.
Şimdi Sicilya’nın ortasında “Gibellina” isimli şehirde bir vakıf var. “Gibel” Arapça “Cebel” yani dağ demek. Bu vakfın müzesinde arkeolojik olarak Müslümanlardan kalma, kapkacak, sadece Müslümanların imal ettikleri sırlı seramikler, tarihi malzemeler sergileniyor. Pek çok tahribattan sonra şu anda bile bu kadar İslâmî; kalıntılarla karşılaşmak mümkün. Biz Sicilya eyaletinin başşehri Palermo’da dolaşırken pek çok şeye rastlamıştık. Bu vakfın başındakiler İstanbul ile Palermo arasında bir köprü kurmak istiyorlar. Unutmayalım bir dönem dünyada üç İslâm şehri birbiriyle yarışıyordu. Birisi Bağdat, birisi Kahire, birisi de Palermo idi… Yine İtalyanların ifadesiyle Palermo, altın çağını, Müslümanların hâkim olduğu dönemde yaşamıştır.