Geçen yıl dönem başkanlığını Rusya’dan devralan Avustralya, ‘en zengin’ dünya liderlerini turistik şehir Brisbane’da ağırladı ve 2014 G20 zirvesini büyük bir başarı ile tamamladı. Dünyanın en büyük gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerinin liderlerini bir araya getiren 19 ülke ve Avrupa Birliği’nden oluşan G20 toplantılarının dokuzuncusuna bu yıl Queensland eyaletinin başkenti Brisbane ev sahipliği yaptı. G20, 1999 yılındaki Asya Mali Krizi sonrası yapılan Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı ile başlamıştı. Dünyada istikrarlı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin herkesin faydasına olacak şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla işbirliğini teşvik etmek üzere kurulan G20 liderleri, 2008 yılından beri sekiz kez bir araya geldiler. Üye ülkeler küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 85’ini, küresel ticaretin ise yüzde 75’inden fazlasını elinde bulundururken dünya nüfusunun ise üçte ikisine sahipler. Sivil grupların katılımına da büyük önem veren G20’de çeşitli çalışma grupları da bulunuyor. Ticari topluluklar için Ticaret (T20), sivil toplum için Sivil Toplum (C20), işçi kuruluşları için Çalışma 20 (L20), beyin takımları ve akademisyenler için Düşünce (T20) ve genç insanlar için Gençlik 20 (Y20). İşte Avustralya’nın 2014 yılı G20 sahipliği programı 11 Aralık 2013’de Sydney’de yapılan T20 grup toplantısı ile start almış oldu. Daha sonra zirve, Başkent Canberra, Adelaide, Perth, Melbourne, Uluru, Hobart ve Cairns’de yapılan toplantıların ardından son olarak Brisbane’de 15-16 Kasım tarihlerinde yapılan liderler toplantısı ile finali tamamlamış oldu. Brisbane şehri mükemmel denecek bir organizasyon ile misafirlerini ağırladı. Şehrin, Southbank olarak adlandırılan merkezindeki ‘Brisbane Kongre ve Gösteri Merkezi’ bu büyük organizasyonun ana merkezi oldu. Medya mensuplarının yanı sıra 7 binden fazla delegasyon da yine aynı çatı altında bir araya geldi. Zirveyi yerli medya dâhil, yaklaşık 2 bin 500 gazeteci takip etti. Basın mensupları, zirvenin yapıldığı Brisbane Kongre ve Gösteri Merkezi’nde oluşturulan Uluslararası Medya Merkezi’nden G20 ile ilgili haberleri en seri şekilde ülkelerine aktardılar. Altı bin polis ve güvenlik görevlisi ile 700 gönüllü çalışanın görev aldığı G20 toplantıları sırasında Brisbane şehir merkezi, alınan tedbirler nedeniyle, adeta boş bir şehir görünümündeydi. Hatta şehir merkezindeki sakinlere, özel olarak mektup gönderilerek, zirve nedeniyle, üç gün boyunca yoğun güvenlik tedbirleri ve bazı yolların trafiğe kapalı olacağından toplu taşıma da aksaklıların yaşanacağı, bu nedenle şehir dışına çıkmaları tavsiye edildi.
GÖNÜLLÜLER ARASINDA TÜRKLER DE VARDI
Havaalanına giriyormuş gibi X-Ray cihazlarından geçtikten sonra alınabildiğiniz Uluslararası Medya Merkezi, 12 Kasım Çarşamba gününden itibaren basın mensuplarının çalışabilmeleri için hizmet vermeye başladı. 17 Kasım Pazartesi günü öğleye kadar açık olan merkez de, basın mensuplarının her türlü ihtiyaçları göz önüne alınarak hazırlanmıştı. Medya için canlı yayın yapabilmeleri için özel stüdyolar, internet bağlantıları, uluslararası telefon imkânına kadar çalışmaları sırasında ihtiyaç duyacakları her şey titizlikle hizmetlerine sunuldu. Dünyanın dört bir yanından gelen yazılı, görsel ve işitsel medya mensuplarının teknik, lojistik, iletişim ve ulaşım ihtiyaçları için teknik görevliler dahil bir çok gönüllü de görev aldı. 24 saat medya mensuplarının hizmetinde olan merkez, müthiş bir hareketliliğe sahne oldu. Burada helâl yiyecek opsiyonlu yemek çeşitlerinin bulunduğu restoran, değerli ve özel eşyaların konulabildiği kilitli özel dolaplar ve hatta Müslümanlar için hazırlanmış ibadet odası bile hazırdı. Avustralya’da gönüllü çalışmaların ne kadar içten, karşılıksız ve samimi yapıldığına G20 vesilesi ile bir kez daha şahit oldum. Uluslararası Sydney Olimpiyatları sırasında da şehirde binlerce gönüllü görev almış, 15 gün boyunca organizenin kusursuz yürümesi ve ülkenin tanıtımına olumlu katkıda bulunmuşlardı. Aynı hassasiyeti Brisbane’da tekrar gördüm. Öyle ki; Merkez de görevli gönüllüler, basın mensuplarını çalışmalarını sırasında ziyaret edip, ellerindeki aperatif yiyeceklerden sürekli ikramda bulundular. Ayrıca merkezden ayrılırken veya girerken, güler yüzle karşılayıp selam vermeyi, hal hatır sormayı bile ihmal etmiyorlardı. Gönüllüler arasında Türkler de vardı. Faruk Genel, medya merkezinde tanıştığımız gönüllü Türklerden biriydi. Zirvenin çok sıkı güvenlik altında ve çok dikkatli takip edildiğini söyleyen Genel, Sunshine Cost Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Politika okuyor. Gelecekte kendisi için çok iyi bir deneyim olacağı düşüncesi ile G20 zirvesinde gönüllü olarak çalışmayı istemiş. Özel olarak hazırlanmış olan canlı yayın platformunda aynı anda onlarca medya mensubu, geldikleri ülkelerin televizyonları ile anında görüntülü olarak yayına bağlanabildiler. Ayrıca çok sayıda teknik elemanın da merkezde hazır şekilde bekletilmesi ve yaşanan aksaklıklara müdahale etmeleri ise çok önemli bir ayrıntı. Medya mensupları devasa ekrandan aynı anda Avustralya ve uluslararası TV haber kanallarını takip etme imkânına sahipti. Brisbane’ın kavurucu sıcaklarına karşı medya merkezinin klimalar desteğiyle serin tutulması, basın mensuplarının rahat ortamda çalışmaları için güzel bir imkandı. Bu kadar kalabalığa rağmen oldukça sessiz ve çalışmaya uygun bir atmosfer ise dikkatlerden kaçmıyordu. Ayrıca basın mensupları, zirvenin ilk günü akşamı Brisbane şehrinin nehir kenarındaki en güzel merkezinde, kültürler kutlaması adı altında akşam yemeğine davet edilerek burada birbirleri ile tanışma fırsatı da buldular. Hayvanat Bahçesi görevlileri tarafından Medya merkezine getirilen Avustralya’nın sembolü hayvanlar da, basın mensuplarının ayrıca ilgi odağı haline geldi.
PROTESTOLAR, ZİRVENİN BİR BAŞKA RENKLİ KARESİYDİ
Şehirdeki aşırı sıcaklar protesto gösterilerini de etkiledi. Zirvenin yapıldığı şehir merkezindeki Southbank civarında 40’a yakın irili ufaklı protestolar yapıldı. En ufak şiddete izin verilmeyeceğini önceden ilan eden Queensland Polisi, bu protestoların yapılmadan 48 saat önceden izin alınması şartı koyduğu için olası şiddet olayları ve aşırılıkların da önüne geçmiş oldu. Bu arada bazı siyasetçiler de medya merkezine kadar gelerek basın mensuplarına çeşitli demeçler vererek sürekli bir bilgi akışı sağladılar. Bunlar arasında bizim merkezde bulunduğumuz sıralarda Federal Maliye Bakanı Joe Hockey, Federal Finans Bakanı Mathias Cormann ve Muhalefet Lideri Bill Shorten sayılabilir. Shorten, G20 zirvesinde görevli gönüllüler ile tanışarak hatıra fotoğrafı cektirdi. Queensland Eyalet Başbakanı da medya merkezinin adeta müdavimlerindendi. Zirvenin ikinci günü yemek salonunda görüştüğümüz Başbakan Campbell Newman, röportaj yapma isteğimizi büyük bir memnuniyetle kabul etti. Hatta Türk medyasından olduğumuz söyleyince, önümüzdeki yıl Türkiye’de yapılacak G20 zirvesi için kendi tecrübelerini paylaşabileceklerini belirtti. Avustralyalı hükümet ve devlet yöneticilerinin olabildiğince mütevazi ve abartıdan uzak sade görüntülerine karşılık, G20 için Brisbane’da bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun etrafındaki güvenlik ordusu net bir şekilde sırıtıyordu. Zirvede alınan sıkı güvenliğe rağmen, sırf Davutoğlu’nu korumak üzere bir kamyon güvenlik görevlisinin Avustralya’ya taşınması sadece bizim değil, diğer meslek mensuplarımızın da dikkatini çekmiş ve yadırganmıştı. Yadırganmayacak gibi de değil. Gazeteci kimliğimizle, G-20’ye akredite olmamıza rağmen, böylesi uluslararası bir zirvede, Türkiye’de uygulanan akreditasyon saçmalığı buralara kadar taşındı. AKP Hükümeti’nin yönetimindeki Türkiye, maalesef böyle bir uygulamayı 20 bin kilometre uzakta bile başarmış ‘tek ülke’ oldu. Başbakan Davutoğlu’nun etrafındaki danışman ve güvenlik görevlilerinin bize karşı takındıkları tutumları, kaba ve olabildiğince etikten uzak tavırlarını saymazsak, G20 Zirvesi mesleki hayatımıza çok renkli hatıralarla unutulmayacak izler bıraktı. Önümüzdeki yıl zirveye ev sahipliği yapacağından dolayı dünyanın gözünün Türkiye’ye çevrileceğinden, yetkililerin hazırlıklar konusunda, Avustralya’nın mükemmel organizasyonunu önemle dikkate almalarını temenni ediyorum.