Uzun süre cezaevinde tutulan, kanser olduktan sonra aylarca tahliye edilmeyen Hayırsever Bingöllü işadamı Medeni Arifoğlu’nun maruz kaldığı hak ihlalleri belgesel oldu.
Arifoğlu’nun hayatını kaleme alan ve KUMSAATİ YOTUBE KANALI’nda https://www.youtube.com/watch?v=gfFsnkPWJK8 yayına giren belgeselin yönetmenliğini, Zaman Avustralya Gazetesi Genel Yayın Editörü Enes Cansever yaptı. Belgeselin kurgusunu Hakan Sobacı yaparken, seslendirmesini ise ASMTV Yayın Yönetmeni Asım Yıldırım yaptı. Hazırlanan belgeselde hem Arifoğlu’nun Bingöl’de yaptığı hizmetler hem de tutuklandıktan sonra cezaevinde yaşadığı hukuksuzluklar anlatılıyor.
Hizmet Hareketi soruşturmaları kapsamında 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan ve cezaevinde kanser olduktan sonra maruz kaldığı hak ihlalleri nedeniyle ölüme gönderilen işadamı Medeni Arifoğlu iki yıl önce 25 Ocak’ta vefat etmişti. Arifoğlu’nun ölüm yıldönümü vesilesiyle hazırlanan “Bingöl’ün Yiğit Evladı: Medeni Arifoğlu” adlı belgeselde dünden bugüne, Türkiye’nin insan hakları karnesi ve Arifoğlu’nun ailesiyle yaşadığı hukuksuzluklar gündeme getiriliyor.
BİNGÖL’ÜN SEVİNLER HAYIRSSEVERİYDİ:
Medeni Arifoğlu, Bingöl’ün sevilen önemli işadamlarından biriydi. Bingöllü İşadamları Derneği (BİNGİAD) Başkanı olarak uzun yıllar görev yaptı. Çalışmalarıyla şehrin ekonomisine katkıda bulundu. Yemeğini yemeyen, çayını içmeyen siyasetçi neredeyse yoktu. 2012 yılında Erdoğan tarafından bu dernek çatısı altında yaptıkları çalışmalardan dolayı ödüllendirilmişti.15 Temmuz’dan sonra ise sırf bu dernek başkanlığı ve Bank Asya hesabı gerekçe gösterilerek 25 Temmuz 2016’da gözaltına alındı ve üç gün sonra tutuklandı. Bütün mallarına da tedbir konuldu. Medeni Arifoğlu, Malatya E Tipi Cezaevine gönderildiğinde sağlık durumu iyi değildi. Karaciğer nakli yapılmıştı, günde 19 ilaç kullanıyordu. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Hastanesi’ndeki doktoru bu şartlarda cezaevinde kalamayacağını, çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybedebileceğini söyledi.
EŞİ NURAN ARİFOĞLU, YAPILAN HUKUKSUZLUĞU ANLATMADIĞI KAPI KALMADI
Eşi Nuran Arifoğlu’nun elindeki raporlarla başvuru yapmadığı resmi kurum kalmadı. Hiçbir kurum raporları dikkate almadı. Cezaevinde, apandisiti patlayınca bile hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldı. Cezaevi doktorunun verdiği antibiyotikle ayakta durmaya çalışan Arifoğlu üç hafta doktora götürülmedi. Bir akşam demir kapılara vurup sürüne sürüne revire çıktı ve “Ölüyorum” diyerek yardım istedi.
TUTUKLANDIKTAN SONRA, BÖBREK KANSERİ TEŞHİSİ KONULDU
Arifoğlu’na tutuklandıktan iki sene sonra da böbrek kanseri teşhisi konuldu. Bu süreç onun için çok sancılı geçti. Hastanelerde mahkum odası olmadığı için Malatya ve Elazığ cezaevleri arasında, saatlerce süren yolculuklar yapmak zorunda kaldı.
ÖZEL BİR ZULÜM UYGULANDI
Bir gün artık çok kötü olduğunda “Beni rahat bırakın, ölmek istiyorum” diyerek bütün tedavileri reddetti. Mart 2019’da tahliye edildiğinde ise hastalığı 4. evreye gelmişti. HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ifadesine göre “Ona özel bir zulüm” yapılıyordu. Yaşadıkları hukuksuz süreci Bold Medya’ya anlatan eşi Nuran Arifoğlu, “Elimize bir cenaze verdiler. Eşim cezaevinde sürüne sürüne öldü” demişti.