Adana’da Alparslan Kuytul’un öğrencilerine yönelik polis terörünü tartışırken karşılaştığımız en anlamsız soru bu: Başörtülü polis, başörtülü hemcinsini coplar mı? Neden coplamasın?
Yedikleri meydan dayağını küçümsüyor değilim, önemsiz de gösteremem. Ama o yaşadıklarına rahmet okutacak şeyler yaşandı, yaşanıyor. Furkan Vakfı gönüllüleri için timsah gözyaşı dökenler, “Biz başörtüsü mücadelesini bunun için yapmamıştık” diyenler, ‘Coplu Bacı’dan daha ürkütücüsünüz. Zira daha samimiyetsiz ve içten pazarlıklısınız.
Cezaevinde çıplak aramaya maruz kalan kadınlara neden sahip çıkmadınız; itiraz etmediniz? Kılınızın kıpırdaması için tacizi yapanların başörtülü olması mı gerekiyordu?
‘Başörtülü’ milletvekili Özlem Zengin cezaevinde çıplak aranan kadınları önce yalancılıkla, sonra da ahlaksızlıkla suçlarken ‘Coplu Bacı’dan az mı vahşiydi?
Başörtülü Özlem Bacı, Meclis koltuğuna kurulup parmak sallayarak “O dediğiniz yerde böyle bir şey olmadı. Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” dedi. Kadınların kırılan onuru, yarılan kafasından daha mı önemsiz? Bu mücadeleyi, Özlem Zengin gibiler vekil seçilip tacize uğrayan kadını ‘ahlaksız, onursuz’ olarak yaftalasın diye mi verdiniz! Değilse niye ses çıkarmadınız?
Çıplak aramaları kamuoyu gündemine taşıyan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu dokunulmaz alandan, parlamentodan karga tulumba çıkarttırdınız. Aylarca hapiste tuttunuz. İkiyüzlülüğünüzü ifşa etmesinin intikamını böyle aldınız.
Babası, kardeşi bile destursuz girmez, azami saygı ve özen gösterirken lohusaların odasına, doğumhane kapılarına dikilen polisler hiç mi içinizi acıtmadı? Doğum sancılarını adliye koridorlarında, cezaevi araçlarında yaşayan kadınlara karşı üç maymunu oynadınız. Hüda Kaya’yı 28 Şubatçılar tartaklarken üzüldünüz, sizin polisleriniz sürüklerken ‘oh’ çektiniz. Hem de vekilken yaptınız.
Merve Kavakçı’nın evine baskına giden DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel ile polisleri azarlayıp geri çektiren Başbakan Bülent Ecevit kadar dahi olamadınız. Gece yarısı kadınların kapılarını kırdırıp ağır silahlı, maskeli polislerle yatak odalarını bastınız.
‘Başörtülü bacı’ AKP Kayseri Milletvekili Hülya Atçı Nergis, kadına şiddeti, cinsiyetçi cinayetleri örtbas edebilmek adına “Biz sadece kadınları ifade ediyoruz da Türkiye’de öldürülen erkek sayısı bunun 12 katı” dedi. Neden biriniz çıkıp “Sen ne saçmaladığının farkında mısın?” uyarısında bulunmadı.
Başörtülü, başı açık birine vursa sizin için sorun olmayacaktı besbelli. Açık alanda işkence edilenlere başı açık biri ya da bir erkek saldırsaydı da umursamayacaktınız. O kadınlar daha önce defalarca aynı şiddete maruz kaldı; oralı bile olmadınız. Eylemin-icraatın doğruluğu, ahlakiliğini sorgulamıyorsunuz. Sizin derdiniz, başörtüsü sayesinde elde ettiğinizi sandığınız ve hak etmediğiniz ‘erdem’ maskesinin düşmesi.
Kırmızı montlu emniyet müdürü Ali Abdullah Baytok, ‘Coplu Bacı’dan daha acımasız lakin ülkücü bıyıklı bir erkek… O yüzden ilgi alanınıza girmiyor. ‘Coplu Bacı’, başörtüsü arkasına sakladığınız yolsuzluk rejimini sarsacak diye endişeleniyorsunuz. Öfkeniz, burnundan soluyan halkın gözündeki perdenin biraz daha aralanacak olmasına. “Pide zaten çabuk bayatlıyor, somun yesinler” nobranlığınızın ve çok maaşlı konforunuzun bozulması ihtimali çıldırtıyor.
Coplu, başörtülü polis, kirli ve zalim rejiminizin heykeli haline gelecek; beyhude uğraşmayın…