Mehmet Ali Hocamız anlatmıştı.Beş kardeş babamızla-annemizle bir türlü bayramlarda bir araya gelemezdik. Bir seferinde denk geldi… Kardeşimiz Hafız Hüseyin babama dedi ki: “Evlatların babalara nasihat etmesi adâba uygun değil… Zaten bizim de haddimize düşmez. Ama kusuruma bakmayıp Allah için dinlerseniz, size bir şey söylemek istiyorum.” Babam da “Buyur evlâdım” dedi. O dedi ki: “Baba günde beş paket sigara içiyorsun… Ayda ve yılda ne kadar para eder diye hesapladım. Sonra on senede ne oluyor, diye baktım. Emin ol, on senelik sigara parası ile annemle ikiniz hatta yanınızda bir üçüncü kişiyle hacca gidilebilecek!” Babam dinledi, düşündü ve yerinden kalkarak dolabına yöneldi. O zaman sigara bazan bulunamıyordu. Onun için dolaba epeyce sigara paketi stoklamış… Onların hepsini aldı bir poşete koydu. Çakmağı da içlerine atıp hepsini ateşe verip imhâ etti.
Sonra bana babam “Cenab-ı Hak bana öyle bir tiksinti verdi ki, bir daha asla hiç arzum olmadı.” dedi.
Halbuki, ondan önce böyle sigara tiryakisi, akrabamızdan birisinin birden bırakınca vücudunun her tarafında çıbanlar çıktığını, onun için doktorun “Azar azar sigara içip nikotin almalısın, yoksa ölürsün.” ikazına rağmen, “Ben Allah’a söz verdim, ölsem de artık içmem.” diyerek içmediğini ve öldüğünü biliyordu ve bunu zaten kendisi anlatmıştı…
Gerçekten on sene sonra babam, annem ve ben beraber hacca gittik. O zaman Denizli’den Ali Bey’in arabasıyla yola çıktık. Çünkü o şoför olarak şirkete sigara içmeyenlerle giderim diyerek şart koşmuştu. Biz de o grubun içindeydik. Fakat sigara tiryakisinin birisi akraba ve arkadaşlarımdan ayrılmayayım diye bize dahil olmuş. Bir yerde dayanamayıp arka koltukta sigarasını yakınca, Ali Bey hemen arabayı kenara çekip durdurdu. “Söndürmezsen, gitmem” dedi. Adam söndürmez, şoför hareket etmez. Epeyce yolcular adama yüklendiler ve vazgeçirdiler.
Zaten ben de giderken yol boyunca anlatayım diye 50 madde hazırlamıştım. Bir tanesi de sigara konusu idi…
Bu münasebetle babam şunları anlattı: “Bir zamanlar Muğla müftüsü sigara aleyhine bir kitap yazmış, Adana müftüsü de, herhalde o zamanlar sigaranın bu kadar zararları bilinmediğinden Muğla müftüsünü niye böyle bir şey yazdı diye tenkit etmiş. O seneler, Muğla müftüsü bir grupla hac yolculuğuna çıkmış, Adana’ya varınca da müftü efendiyi ziyaret edelim diye, kendi ismini vermeden bir grup hacı yolcu heyeti olarak yanına gitmiş. Adana müftüsü onu tanımadığı için konu nereden açılmışsa sigara üzerine konuşmaya başlamış. Ağzında da bir pipo varmış… Söyleyeceklerini söyleyip lâflarını bitirince Muğla müftüsü ona demiş ki: ‘Peki Efendim, şimdi burada Peygamber Efendimiz Aleyhisselam olsaydı da siz de bir müftü olarak ağzınızın piposu ile onun karşısında olsaydınız nasıl olurdu?’ demiş. Bu sözleri duyunca ona ‘Siz herhalde Muğla müftüsü olmalısınız!’ deyince pipoyu kırıp çöpe atmış!”
Bu minvaldeki bir sohbetteki sözler de yolculara faydalı oluyordu…
Artık günümüzde ilmi araştırmalar, sigaranın sağlığa ne kadar zararlı olduğunu ve ne büyük bir israfa sebep teşkil ettiğini açık-seçik ortaya koydukları için haram olduğunda şüphe kalmamıştır.