Akdeniz ve Ege’de sıklıkla görülen balon balığı bilinçsiz tüketilmesi halinde ölümlere varan sonuçlara neden olabiliyor.
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özoğul, balon balığının yanlış tüketilmesi halinde solunum yetmezliğinden bir insanı öldürebileceği gibi felç de edebileceğine dikkati çekerek, “Bu balığın Uzakdoğu’da yaygın olarak tüketiliyor. Avlanan bu balığın ekonomiye kazandırılması lazım. Balon balığının zehri dünyada, kanserli hücrelere karşı mücadelede, eroin bağımlılığı tedavisinde, migren, romatizma ve ölümcül kanser ağrılarında kullanılmaya başlandı.” dedi.
Bilimsel adı Lagocephalus sceleratus olan balon balığı, tahminlere göre 1869 yılında açılan Süveyş Kanalı’ndan Akdeniz ve Ege’ye göç etmiş pek çok deniz canlısından biri. Köken olarak da daha çok Avustralya, Japonya, Hint Okyanusu, Doğu Afrika, Kızıl Deniz gibi coğrafyalarda yaygın olarak yaşayan bir tür. İskenderun’dan İzmir Körfezi’ne kadar olan sahillerde sayıları gün geçtikçe artan bu balık türü, bilinçsiz tüketilmesi halinde öldürücü düzeyde zehirlenmelere yol açıyor. Aynı zamanda ekonomik değeri yüksek balıkları da yiyerek beslenen balon balığı, balıkçılık sektörü adına da çok ciddi bir tehlike. Gün geçtikçe baskın olmaya başlayan bu tür, diğer balık popülasyonlarını tehdit eder hale geldi. Halk arasında kurbağa ya da kirpi balığı olarak da adlandırılan bu tür, kendisini tehlikede hissettiğinde bir anda balon gibi şişerek vücudunun birkaç katı kadar büyüdüğünden genelde balon balığı olarak adlandırılıyor.
ÇOK KUVVETLİ BİR ZEHRİ VAR
Cihan Haber Ajansı’na (CİHAN) konuşan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özoğul, balon balığının karaciğer, bağırsak ve derisinde tetradotoksin adlı bir zehir olduğunu söyledi. Özoğul, bu nedenle bu türe ait balıklarların özellikle üreme dönemlerde(Temmuz-Eylül) kesinlikle tüketilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, ” Sırtı koyu renkli, siyah, kahverengi, üzerinde siyah veya koyu yeşil renkli noktalar bulunan balon balığının karın kısmı beyaz. Şişkin olmadığı hallerde uzun ince bir vücut yapısına sahip olan bu zehirli balığın baş arkasında ve vücudun gerisinde kuyruğa kadar diken bulunuyor. Oldukça kuvvetli ve keskin olan dişleri sayesinde olta ve misinaları rahatlıkla koparabiliyor.” dedi.
Prof. Dr. Fatih Özoğul’un verdiği bilgiye göre balon balığının zehirliliği türlere, mevsimlere, coğrafi dağılıma ve beslendiği besin içeriğine göre de farklılık gösteriyor. Birçok balon balığının et kısmı öldürücü oranda zehirli olmayabilir. Ancak hatalı ve yüksek dozlarda alındıysa o kişi birkaç gün boyunca ölümün kıyısında yaşam savaşı verir hatta hayatını kaybedebilir. Denizde yüzerken veya ellenmesi durumunda herhangi bir tehlike arz etmeyen balon balığının özellikle derisi, karaciğeri ve bağırsaklarında zehirli bir madde olan tetradotoksin bulunduğunu ifade eden Özoğul, “Panzehiri bilinmeyen etkili bir zehir olan bu madde, kaslarda sinir hücrelerine bağlanarak, kas hücreleri arasındaki sinirsel iletişimi engeller ve kas felcine neden olur. Tetrodotoksin o denli güçlü bir zehir ki, 25 mg yutan 75 kg bir insanı öldürebilir, direkt damara enjeksiyon yapılsa 1,5 miligramlık miktar dahi ölümcül olabilir. Bu zehir ısıya karşı dayanıklı olduğundan bu balıkları pişirmek ya da dondurmak zehrin etki derecesini azaltmaz. Zehirlenme belirtileri genellikle balon balığının tüketiminden 30 dk içerisinde gelişir ama 4 saate kadar da uzayabilir.” ifadelerini kullandı.
UZAKDOĞU ÜLKELERİNDE ÇOK YAYGIN TÜKETİLİYOR
Balon balığının özellikle Çin, Japonya, Kore, Tayland gibi Doğu Asya ülkelerinde tüketildiğine de dikkat çeken Özoğul, ancak iç organlarındaki zehirden dolayı çok titiz hazırlandığını söyledi. Balon balığının zehrinin dünyada, kanserli hücrelere karşı mücadelede, eroin bağımlılığı tedavisinde, migren, romatizma ve ölümcül kanser ağrılarında kullanılmaya başlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Fatih Özoğul, “Denizlerimizde sık sık görülen bu balık türünün ekonomik kazanca çevrilmesi lazım. Kendimiz tüketemiyorsak bile avlanıp ihraç edilmesi lazım. Aksi takdirde hem insanlar için hem de diğer balık türleri üzerindeki tehlike her geçen gün artıyor. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi olarak da biyoteknoloji laboratuvarımızda balon balığının kimyasal ve toksisite analizleri yüksek performanslı sıvı kromatografisi kullanarak (HPLC) yapılması çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konuda özel sektörle işbirliği yapmaya hazırız.” hatırlatmasında bulundu.