Yeni düzenlemeye göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor.
Avustralya’ya teknelerle gelen sığınmacıların işlemlerinin nerede ve nasıl yapılacağı konusundaki siyasi anlaşmazlığa son veren kanuni düzenleme Federal Parlamento’da onaylandı. Buna göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor. Kanunun Federal Parlamento’dan geçmesinden hemen sonra, hükümet Nauru’ya özel bir ekip göndererek, sığınmacıların yerleştirileceği kamplarla ilgili çalışmaları başlattı. Federal Başbakan Julia Gillard konuyu görüşmek için Avustralya Genel Kurmay Başkanı ile bir araya gelerek sözkonusu ülkelerdeki sığınmacı kamplarının en kısa zamanda açılması için neler yapılabileceğini görüştü. Öte yandan Ana Muhalefet lideri Tony Abbott sığınmacıların işlemlerinin, kendi iktidarları döneminde olduğu gibi yeniden yurt dışında yapılmasını ilk başından bu yana savunduklarını ve iktidar partisinin nihayet bu noktaya geldiğini vurguladı. Abbott yaptığı açıklamada “Eğer Hükümet, işlemlerin Nauru ya da Papua Yeni Gine’de yapılması hususunda bu kadar inat etmeseydi, bu sorunu çok daha önceden çözebilirdik. ”dedi. İşçi Partisi içindeki sol kanat istemeyerek de olsa sığınmacı işlemlerinin yurt dışında yapılmasına destek olurken, Yeşiller Partisi uygulamaya karşı çıkıyor. Yeşiller sığınmacıların haklarını en iyi şekilde alabilmeleri için işlemlerinin Avustralya sınırları içinde yapılmasını savunuyor. Öte yandan bazı sivil kurumlar, sığınmacıların yurt dışındaki ülkelerde ne kadar tutulacakları konusunda tereddütlerini dile getiriyorlar.
Kanun kabul edildi, sivil toplum örgütleri ayakta
Bazı protestocular Sydney ve Melbourne’da Göçmenlik Departmanı önünde gösteriler düzenleyerek yeni kanunun uygulanmamasını istediler. Zira hazırlanan kanunun amacı Avustralya‘ya botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin normal yollarla gelenlerin önüne geçmesini engellemek. Bu da botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin Endonezya, Afganistan, Malezya gibi ülkelerden başvuru yapan sığınmacıların işlemleri kategorisinde değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu uygulamanın sığınmacıları botlarla çok tehlikeli bir yolculuk ile Avustralya’ya gelmeye çalışmalarına engel olacağı hesaplanıyor.
Fedaral Göç Bakanı Chris Bowen ise; konuyla ilgili olarak, sığınmacıların Nauru ve Papua Yeni Gine’de ne kadar kalacakları konusunda, formül geliştireceklerini belitti. Bakan Bowen, “Botları durdurmak için bu kanuni düzenlemeye ihtiyacımız var. Dünyada yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kalmış 33 milyon insan var. Avustralya şu anda dünyada en çok sığınmacı kabul eden ülkeler sıralamasında 3. Sırada. Sığınmacı sayısını senede 20 bine çıkardığımızda ikinci sıraya yükseleceğiz. Dolayısıyla bunu durumun doğuracağı bütün ihtimaller göz önüne almak durumundayız. Elbette sığınmacılara karşı katı olmak istemiyoruz. Ama botlarla bu ülkeye gelen sığınmacıların avantaj elde etmesi gerektiğini söylüyorsanız, ben bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.” dedi. Canberra-Cihan
Yeni düzenlemeye göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor.
Avustralya’ya teknelerle gelen sığınmacıların işlemlerinin nerede ve nasıl yapılacağı konusundaki siyasi anlaşmazlığa son veren kanuni düzenleme Federal Parlamento’da onaylandı. Buna göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor. Kanunun Federal Parlamento’dan geçmesinden hemen sonra, hükümet Nauru’ya özel bir ekip göndererek, sığınmacıların yerleştirileceği kamplarla ilgili çalışmaları başlattı. Federal Başbakan Julia Gillard konuyu görüşmek için Avustralya Genel Kurmay Başkanı ile bir araya gelerek sözkonusu ülkelerdeki sığınmacı kamplarının en kısa zamanda açılması için neler yapılabileceğini görüştü. Öte yandan Ana Muhalefet lideri Tony Abbott sığınmacıların işlemlerinin, kendi iktidarları döneminde olduğu gibi yeniden yurt dışında yapılmasını ilk başından bu yana savunduklarını ve iktidar partisinin nihayet bu noktaya geldiğini vurguladı. Abbott yaptığı açıklamada “Eğer Hükümet, işlemlerin Nauru ya da Papua Yeni Gine’de yapılması hususunda bu kadar inat etmeseydi, bu sorunu çok daha önceden çözebilirdik. ”dedi. İşçi Partisi içindeki sol kanat istemeyerek de olsa sığınmacı işlemlerinin yurt dışında yapılmasına destek olurken, Yeşiller Partisi uygulamaya karşı çıkıyor. Yeşiller sığınmacıların haklarını en iyi şekilde alabilmeleri için işlemlerinin Avustralya sınırları içinde yapılmasını savunuyor. Öte yandan bazı sivil kurumlar, sığınmacıların yurt dışındaki ülkelerde ne kadar tutulacakları konusunda tereddütlerini dile getiriyorlar.
Kanun kabul edildi, sivil toplum örgütleri ayakta
Bazı protestocular Sydney ve Melbourne’da Göçmenlik Departmanı önünde gösteriler düzenleyerek yeni kanunun uygulanmamasını istediler. Zira hazırlanan kanunun amacı Avustralya‘ya botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin normal yollarla gelenlerin önüne geçmesini engellemek. Bu da botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin Endonezya, Afganistan, Malezya gibi ülkelerden başvuru yapan sığınmacıların işlemleri kategorisinde değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu uygulamanın sığınmacıları botlarla çok tehlikeli bir yolculuk ile Avustralya’ya gelmeye çalışmalarına engel olacağı hesaplanıyor.
Fedaral Göç Bakanı Chris Bowen ise; konuyla ilgili olarak, sığınmacıların Nauru ve Papua Yeni Gine’de ne kadar kalacakları konusunda, formül geliştireceklerini belitti. Bakan Bowen, “Botları durdurmak için bu kanuni düzenlemeye ihtiyacımız var. Dünyada yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kalmış 33 milyon insan var. Avustralya şu anda dünyada en çok sığınmacı kabul eden ülkeler sıralamasında 3. Sırada. Sığınmacı sayısını senede 20 bine çıkardığımızda ikinci sıraya yükseleceğiz. Dolayısıyla bunu durumun doğuracağı bütün ihtimaller göz önüne almak durumundayız. Elbette sığınmacılara karşı katı olmak istemiyoruz. Ama botlarla bu ülkeye gelen sığınmacıların avantaj elde etmesi gerektiğini söylüyorsanız, ben bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.” dedi. Canberra-Cihan
Yeni düzenlemeye göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor.
Avustralya’ya teknelerle gelen sığınmacıların işlemlerinin nerede ve nasıl yapılacağı konusundaki siyasi anlaşmazlığa son veren kanuni düzenleme Federal Parlamento’da onaylandı. Buna göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor. Kanunun Federal Parlamento’dan geçmesinden hemen sonra, hükümet Nauru’ya özel bir ekip göndererek, sığınmacıların yerleştirileceği kamplarla ilgili çalışmaları başlattı. Federal Başbakan Julia Gillard konuyu görüşmek için Avustralya Genel Kurmay Başkanı ile bir araya gelerek sözkonusu ülkelerdeki sığınmacı kamplarının en kısa zamanda açılması için neler yapılabileceğini görüştü. Öte yandan Ana Muhalefet lideri Tony Abbott sığınmacıların işlemlerinin, kendi iktidarları döneminde olduğu gibi yeniden yurt dışında yapılmasını ilk başından bu yana savunduklarını ve iktidar partisinin nihayet bu noktaya geldiğini vurguladı. Abbott yaptığı açıklamada “Eğer Hükümet, işlemlerin Nauru ya da Papua Yeni Gine’de yapılması hususunda bu kadar inat etmeseydi, bu sorunu çok daha önceden çözebilirdik. ”dedi. İşçi Partisi içindeki sol kanat istemeyerek de olsa sığınmacı işlemlerinin yurt dışında yapılmasına destek olurken, Yeşiller Partisi uygulamaya karşı çıkıyor. Yeşiller sığınmacıların haklarını en iyi şekilde alabilmeleri için işlemlerinin Avustralya sınırları içinde yapılmasını savunuyor. Öte yandan bazı sivil kurumlar, sığınmacıların yurt dışındaki ülkelerde ne kadar tutulacakları konusunda tereddütlerini dile getiriyorlar.
Kanun kabul edildi, sivil toplum örgütleri ayakta
Bazı protestocular Sydney ve Melbourne’da Göçmenlik Departmanı önünde gösteriler düzenleyerek yeni kanunun uygulanmamasını istediler. Zira hazırlanan kanunun amacı Avustralya‘ya botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin normal yollarla gelenlerin önüne geçmesini engellemek. Bu da botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin Endonezya, Afganistan, Malezya gibi ülkelerden başvuru yapan sığınmacıların işlemleri kategorisinde değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu uygulamanın sığınmacıları botlarla çok tehlikeli bir yolculuk ile Avustralya’ya gelmeye çalışmalarına engel olacağı hesaplanıyor.
Fedaral Göç Bakanı Chris Bowen ise; konuyla ilgili olarak, sığınmacıların Nauru ve Papua Yeni Gine’de ne kadar kalacakları konusunda, formül geliştireceklerini belitti. Bakan Bowen, “Botları durdurmak için bu kanuni düzenlemeye ihtiyacımız var. Dünyada yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kalmış 33 milyon insan var. Avustralya şu anda dünyada en çok sığınmacı kabul eden ülkeler sıralamasında 3. Sırada. Sığınmacı sayısını senede 20 bine çıkardığımızda ikinci sıraya yükseleceğiz. Dolayısıyla bunu durumun doğuracağı bütün ihtimaller göz önüne almak durumundayız. Elbette sığınmacılara karşı katı olmak istemiyoruz. Ama botlarla bu ülkeye gelen sığınmacıların avantaj elde etmesi gerektiğini söylüyorsanız, ben bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.” dedi. Canberra-Cihan
Yeni düzenlemeye göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor.
Avustralya’ya teknelerle gelen sığınmacıların işlemlerinin nerede ve nasıl yapılacağı konusundaki siyasi anlaşmazlığa son veren kanuni düzenleme Federal Parlamento’da onaylandı. Buna göre, Nauru ve Papua Yeni Gine’de sınır ötesi sığınmacı kampları kurulacak. Avustralya’nın her yıl aldığı 13 bin sığınmacı sayısı 20 bine çıkarılıyor. Yapılan açıklamaya göre sığınmacıları ağırlayacak olan kampların maliyeti önümüzdeki 4 yıllık süreçte 2 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. Sonraki 5 yıl içinde bu sayının 27 bin sığınmacıya çıkarılması hedefleniyor. Kanunun Federal Parlamento’dan geçmesinden hemen sonra, hükümet Nauru’ya özel bir ekip göndererek, sığınmacıların yerleştirileceği kamplarla ilgili çalışmaları başlattı. Federal Başbakan Julia Gillard konuyu görüşmek için Avustralya Genel Kurmay Başkanı ile bir araya gelerek sözkonusu ülkelerdeki sığınmacı kamplarının en kısa zamanda açılması için neler yapılabileceğini görüştü. Öte yandan Ana Muhalefet lideri Tony Abbott sığınmacıların işlemlerinin, kendi iktidarları döneminde olduğu gibi yeniden yurt dışında yapılmasını ilk başından bu yana savunduklarını ve iktidar partisinin nihayet bu noktaya geldiğini vurguladı. Abbott yaptığı açıklamada “Eğer Hükümet, işlemlerin Nauru ya da Papua Yeni Gine’de yapılması hususunda bu kadar inat etmeseydi, bu sorunu çok daha önceden çözebilirdik. ”dedi. İşçi Partisi içindeki sol kanat istemeyerek de olsa sığınmacı işlemlerinin yurt dışında yapılmasına destek olurken, Yeşiller Partisi uygulamaya karşı çıkıyor. Yeşiller sığınmacıların haklarını en iyi şekilde alabilmeleri için işlemlerinin Avustralya sınırları içinde yapılmasını savunuyor. Öte yandan bazı sivil kurumlar, sığınmacıların yurt dışındaki ülkelerde ne kadar tutulacakları konusunda tereddütlerini dile getiriyorlar.
Kanun kabul edildi, sivil toplum örgütleri ayakta
Bazı protestocular Sydney ve Melbourne’da Göçmenlik Departmanı önünde gösteriler düzenleyerek yeni kanunun uygulanmamasını istediler. Zira hazırlanan kanunun amacı Avustralya‘ya botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin normal yollarla gelenlerin önüne geçmesini engellemek. Bu da botlarla gelen sığınmacıların işlemlerinin Endonezya, Afganistan, Malezya gibi ülkelerden başvuru yapan sığınmacıların işlemleri kategorisinde değerlendirilmesi anlamına geliyor. Bu uygulamanın sığınmacıları botlarla çok tehlikeli bir yolculuk ile Avustralya’ya gelmeye çalışmalarına engel olacağı hesaplanıyor.
Fedaral Göç Bakanı Chris Bowen ise; konuyla ilgili olarak, sığınmacıların Nauru ve Papua Yeni Gine’de ne kadar kalacakları konusunda, formül geliştireceklerini belitti. Bakan Bowen, “Botları durdurmak için bu kanuni düzenlemeye ihtiyacımız var. Dünyada yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kalmış 33 milyon insan var. Avustralya şu anda dünyada en çok sığınmacı kabul eden ülkeler sıralamasında 3. Sırada. Sığınmacı sayısını senede 20 bine çıkardığımızda ikinci sıraya yükseleceğiz. Dolayısıyla bunu durumun doğuracağı bütün ihtimaller göz önüne almak durumundayız. Elbette sığınmacılara karşı katı olmak istemiyoruz. Ama botlarla bu ülkeye gelen sığınmacıların avantaj elde etmesi gerektiğini söylüyorsanız, ben bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.” dedi. Canberra-Cihan