Darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast düzenleyecekleri iddiasıyla yargılanan askerlerden binbaşı Taner Berber, kamuoyunda darbenin ‘Cemaat tarafından yapıldığı yönünde bir mutabakat olduğunu, ancak kendisinin ‘Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi bir subay’ olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele yönelik
operasyonda görev alan biri firari 37 askerin de dahil olduğu 47 kişinin
yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.Duruşmada ifade veren Çiğli 2’nci Ana Jet Üs
Komutanlığı’nde görevli binbaşı Berber, Cemaatle kendisinin ve
tutuklu bulunan grubun alakasının olmadığını, operasyona başladıktan çok
sonra Erdoğan’ın Marmaris’teki oteline gittiklerini anladığını söyledi. Operasyonun
planlayıcısı olduğu öne sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le darbe
teşebbüsü günü ilk kez buluştuğunu söyleyen Taner Berber şunları aktardı: “Polis
ifademde daha önce Ankara’da buluştuğumuzu anlattım. Ancak beni ailemle tehdit
ettiler. Ben de bunun üzerine ifademde böyle bir kurgu yaptım. Bayramda sadece
kutlama için aradım. Gökhan general havalimanından geldikten sonra kendisinin
yanına gittim. Bana terör operasyonu olabileceğini söyledi ve ekip kurmamı
istedi.”
‘Terör operasyonu dendi’
Darbe teşebbüsü günü bombayla kapı açma eğitimi
aldıklarını kabul eden, ancak bunun Marmaris operasyonuyla ilgisi
bulunmadığını ileri süren Berber şöyle devam etti: “12 kişilik bir ekip
oluşturdum. Bunları mesai sonrası olduğu için birliğe çağırdım. (Zekeriya) Kuzu
başçavuşumla, Gökhan generalin yanına gittim. İstanbul’dan Özel Kuvvetler’e
bağlı bir ekibin geleceğini, bizim de onların emniyetini almamızı istedi. Ben
de Kuzu başçavuşumla yanından ayrıldım. Personelimin yanına gittim.
Telefonlarını arabalarına bırakmalarını istedim. Ben dahil herkes bıraktı.
Sonra da depoda buluştuk. Ben Gökhan generale olayın mahiyetini sorduğum zaman
terör operasyonu olduğunu söyledi. Ben de bu bilgiyi ekibime verdim.
Telefonları da bilgi güvenliği önemli olduğu için bıraktık.”Berber, ekibiyle yaptığı toplantıda, çatışmaya
girmeyeceklerini, ancak isteyen olması durumunda evine dönebileceğini
söylediğini de ifade etti.
Silahlar kayıt dışı alınmış
Özel Kuvvetler’e bağlı ekibin saat 22.30 gibi
Çiğli’ye geldiğini söyleyen Berber, binbaşı Şükrü Seymen’le muhatap olduğunu,
hiç silahlarının olmadığını söylemesi üzerine de, kendi silahlarından
verdiklerini anlattı.Bu sırada araya giren mahkeme başkanı Melihşah Baştoğ, bu
tür operasyonları neden üstlerine haber vermediğini ve neden kendisinden
sorumlu olmayan bir kişiden emir aldığını sordu.Berber şu yanıtı verdi: “Kendisi
genelkurmayda görevliydi. Bu nedenle de üstüme bunu bildirmedim. Ayrıca kendisi
de o sırada üste bulunmuyordu. Nerede bulunduğunu da bilmiyordum. Bu operasyonu
ben biliyorsam, üstlerimin de bilgisinin olabileceğini düşündüm.”Hakim Baştoğ bu kez silahların zimmetsiz
olarak verilmesinin askeriyede uygun olup olmadığını sordu. Berber bu soruyu da
şöyle yanıtladı: “Zimmete kaydetmemiz lazımdı ama sonuçta operasyona
gidiyoruz. Ve onların hiç malzemesi yoktu. Ayrıca orada da böyle bir ortam
olmadı. Silah verme yetkimiz yok, ancak aciliyet varsa olabilir.”
Sönmezateş depoda ‘darbe’ demiş
Berber, suikast için gerekli hazırlıkların sürdüğü
sırada Sözmezateş’in depoda kendilerine TSK’nın emir komuta içerisinde yönetime
el koyduğunu, emirlerin artık genelkurmay başkanından alınacağını,
operasyonlarının da devam edeceğini söylediğini anlattı.Mahkeme başkanının “Ülkede
bu kadar karışıklık var, TSK el koymuş, biz neden terör operasyonu yapıyoruz
diye sormadın mı?” yönündeki sorusuna Berber, “Bunları soracak
ortam olmadı” diye yanıt verdi.Marmaris’e Şükrü Seymen’in emir
komutasında gittiklerini söyleyen Berber şu bilgileri verdi: “Gideceğimiz
yerin sadece Marmaris olduğunu biliyorduk. Başka bir şey bilmiyorduk. Görevi de
kimin verdiğini bilmiyorum. Saat 02.20 gibi havalandık, Marmaris’te oteller
bölgesine indik. Seri şekilde helikopteri terk ettik. Ben bu sırada havaya ateş
açtım. Şükrü Seymen’in uyarısı üzerine de bıraktım. Ekibin emniyetini aldık.”
Bir süre sonra silah seslerini duyduğunu ifade eden
Berber şöyle devam etti: “Çatışma bölgesiyle aramda 250-300 metre
vardı. Yaşananlara çok vakıf olmadım. Geri çekildiğimiz sırada yanımıza üç
kişinin geldiğini gördüm. Onlardan kimlikleri sordum. Bana polis kimliğini
gösterdi. Onu gördüğüm zaman olayların bizim bildiğimizden çok farklı cereyan
ettiğini, anladım. Olayın vehametini gördüm ama iş işten geçmişti” dedi.
‘Kaçtığım için pişman değilim’
Saldırı sonrası yaşanan çatışmalar ve kaçışlarını
da anlatan Berber, kimseyi öldürmek gibi kasıtlarının olmadığını, isteselerdi
daha fazla ölüm olabileceğini ileri sürdü.Hakim Baştoğ’un durumun gerçek
yüzünü gördüğü halde neden teslim olmadığını sorması üzerine Berber şunları söyledi: “Bunun
iki nedeni var. Birincisi grup psikolojisi, ayrı hareket etmek istemedim.
İkincisi de teslim olduktan sonra polislerce birçok askerin öldürüldüğünü
duydum. Ellerinden vurulduğunu, parmaklarının koptuğunu öğrendim. Bunun içinde
teslim olmadığım için iyi yapmışım. Araziye çıktığım için pişman değilim.”Berber, Baştoğ’un neden polislere hemen teslim
olmadığına yönelik sorusunu yinelemesi üzerine, “Aslında daha sonra
yatıştıktan sonda teslim olmayı düşünüyordum” dedi.
‘İmam tanımam, Atatürkçü bir subayım’
Berber, Cemaat üyesi olup olmadığı sorusuna da şu
yanıtı verdi: “Cemaat imamı olarak kimseyi bilmem. Örgütünün işleyişini
de bilmiyorum bir tek imam bilirim o da cami imamı.”Berber, ifadesinde kendisi ve birlikte operasyona
çıktığı askerleri de şöyle anlattı: “İddianamede Cemaat faaliyetinde bu
darbe girişiminin yapıldığı, kamuoyunda da bu yönde mutabakat olduğu iddia
ediliyor. Bizlerin de bu örgütün üyesi olduğumuz iddia ediliyor. Bizler askeri
okuldan bu yana çeşitli araştırmalara tabi tutulduk. Örgütle irtibatımız
olsaydı, ortaya çıkardı. Ben dahil hiçbirimizin örgütle alakası yok. Bu
oluşumla ilgisi olmayacak birisi varsa, arkamda duran gruptur. ByLock’un
varlığını polisteki ifadem sırasında öğrendim. Okullarına gitmedim.
Bankalarında hesabım yok. Vatanını seven, Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi
bir subayım. Örgütle bağım yok” dedi.
Kuzu’nun kendisiyle ilgili Cemaat üyesi
olabileceğine yönelik iddiasına ise onun kendi düşüncesini aktardığına
inandığını söyledi.İddianamede yer alan 47 sanık hakkında, ‘cumhurbaşkanına
suikast,’ ‘anayasayı ihlal,’ ‘yasama organına karşı suç,’ ‘hükümete karşı suç,’
‘silahlı terör örgütü yöneticisi olma,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle
kasten öldürme,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye
teşebbüs etme,’ ‘kasten öldürmeye teşebbüs,’ ‘zincirleme şekilde cebir ve
tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,’ ‘necitesi sebebiyle
ağırlaşmış yaralama,’ ‘zincirleme şekilde silahla tehdit,’ ‘cumhurbaşkanına
hakaret,’ ‘zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret,’ ‘kamu
malına zarar verme,’ ‘mala zarar verme,’ ‘nitelikli olarak konut
dokunulmazlığının ihlali’ ve ‘nitelikli yağma’ suçlarından
altışar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Diken.com
Darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast düzenleyecekleri iddiasıyla yargılanan askerlerden binbaşı Taner Berber, kamuoyunda darbenin ‘Cemaat tarafından yapıldığı yönünde bir mutabakat olduğunu, ancak kendisinin ‘Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi bir subay’ olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele yönelik
operasyonda görev alan biri firari 37 askerin de dahil olduğu 47 kişinin
yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.Duruşmada ifade veren Çiğli 2’nci Ana Jet Üs
Komutanlığı’nde görevli binbaşı Berber, Cemaatle kendisinin ve
tutuklu bulunan grubun alakasının olmadığını, operasyona başladıktan çok
sonra Erdoğan’ın Marmaris’teki oteline gittiklerini anladığını söyledi. Operasyonun
planlayıcısı olduğu öne sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le darbe
teşebbüsü günü ilk kez buluştuğunu söyleyen Taner Berber şunları aktardı: “Polis
ifademde daha önce Ankara’da buluştuğumuzu anlattım. Ancak beni ailemle tehdit
ettiler. Ben de bunun üzerine ifademde böyle bir kurgu yaptım. Bayramda sadece
kutlama için aradım. Gökhan general havalimanından geldikten sonra kendisinin
yanına gittim. Bana terör operasyonu olabileceğini söyledi ve ekip kurmamı
istedi.”
‘Terör operasyonu dendi’
Darbe teşebbüsü günü bombayla kapı açma eğitimi
aldıklarını kabul eden, ancak bunun Marmaris operasyonuyla ilgisi
bulunmadığını ileri süren Berber şöyle devam etti: “12 kişilik bir ekip
oluşturdum. Bunları mesai sonrası olduğu için birliğe çağırdım. (Zekeriya) Kuzu
başçavuşumla, Gökhan generalin yanına gittim. İstanbul’dan Özel Kuvvetler’e
bağlı bir ekibin geleceğini, bizim de onların emniyetini almamızı istedi. Ben
de Kuzu başçavuşumla yanından ayrıldım. Personelimin yanına gittim.
Telefonlarını arabalarına bırakmalarını istedim. Ben dahil herkes bıraktı.
Sonra da depoda buluştuk. Ben Gökhan generale olayın mahiyetini sorduğum zaman
terör operasyonu olduğunu söyledi. Ben de bu bilgiyi ekibime verdim.
Telefonları da bilgi güvenliği önemli olduğu için bıraktık.”Berber, ekibiyle yaptığı toplantıda, çatışmaya
girmeyeceklerini, ancak isteyen olması durumunda evine dönebileceğini
söylediğini de ifade etti.
Silahlar kayıt dışı alınmış
Özel Kuvvetler’e bağlı ekibin saat 22.30 gibi
Çiğli’ye geldiğini söyleyen Berber, binbaşı Şükrü Seymen’le muhatap olduğunu,
hiç silahlarının olmadığını söylemesi üzerine de, kendi silahlarından
verdiklerini anlattı.Bu sırada araya giren mahkeme başkanı Melihşah Baştoğ, bu
tür operasyonları neden üstlerine haber vermediğini ve neden kendisinden
sorumlu olmayan bir kişiden emir aldığını sordu.Berber şu yanıtı verdi: “Kendisi
genelkurmayda görevliydi. Bu nedenle de üstüme bunu bildirmedim. Ayrıca kendisi
de o sırada üste bulunmuyordu. Nerede bulunduğunu da bilmiyordum. Bu operasyonu
ben biliyorsam, üstlerimin de bilgisinin olabileceğini düşündüm.”Hakim Baştoğ bu kez silahların zimmetsiz
olarak verilmesinin askeriyede uygun olup olmadığını sordu. Berber bu soruyu da
şöyle yanıtladı: “Zimmete kaydetmemiz lazımdı ama sonuçta operasyona
gidiyoruz. Ve onların hiç malzemesi yoktu. Ayrıca orada da böyle bir ortam
olmadı. Silah verme yetkimiz yok, ancak aciliyet varsa olabilir.”
Sönmezateş depoda ‘darbe’ demiş
Berber, suikast için gerekli hazırlıkların sürdüğü
sırada Sözmezateş’in depoda kendilerine TSK’nın emir komuta içerisinde yönetime
el koyduğunu, emirlerin artık genelkurmay başkanından alınacağını,
operasyonlarının da devam edeceğini söylediğini anlattı.Mahkeme başkanının “Ülkede
bu kadar karışıklık var, TSK el koymuş, biz neden terör operasyonu yapıyoruz
diye sormadın mı?” yönündeki sorusuna Berber, “Bunları soracak
ortam olmadı” diye yanıt verdi.Marmaris’e Şükrü Seymen’in emir
komutasında gittiklerini söyleyen Berber şu bilgileri verdi: “Gideceğimiz
yerin sadece Marmaris olduğunu biliyorduk. Başka bir şey bilmiyorduk. Görevi de
kimin verdiğini bilmiyorum. Saat 02.20 gibi havalandık, Marmaris’te oteller
bölgesine indik. Seri şekilde helikopteri terk ettik. Ben bu sırada havaya ateş
açtım. Şükrü Seymen’in uyarısı üzerine de bıraktım. Ekibin emniyetini aldık.”
Bir süre sonra silah seslerini duyduğunu ifade eden
Berber şöyle devam etti: “Çatışma bölgesiyle aramda 250-300 metre
vardı. Yaşananlara çok vakıf olmadım. Geri çekildiğimiz sırada yanımıza üç
kişinin geldiğini gördüm. Onlardan kimlikleri sordum. Bana polis kimliğini
gösterdi. Onu gördüğüm zaman olayların bizim bildiğimizden çok farklı cereyan
ettiğini, anladım. Olayın vehametini gördüm ama iş işten geçmişti” dedi.
‘Kaçtığım için pişman değilim’
Saldırı sonrası yaşanan çatışmalar ve kaçışlarını
da anlatan Berber, kimseyi öldürmek gibi kasıtlarının olmadığını, isteselerdi
daha fazla ölüm olabileceğini ileri sürdü.Hakim Baştoğ’un durumun gerçek
yüzünü gördüğü halde neden teslim olmadığını sorması üzerine Berber şunları söyledi: “Bunun
iki nedeni var. Birincisi grup psikolojisi, ayrı hareket etmek istemedim.
İkincisi de teslim olduktan sonra polislerce birçok askerin öldürüldüğünü
duydum. Ellerinden vurulduğunu, parmaklarının koptuğunu öğrendim. Bunun içinde
teslim olmadığım için iyi yapmışım. Araziye çıktığım için pişman değilim.”Berber, Baştoğ’un neden polislere hemen teslim
olmadığına yönelik sorusunu yinelemesi üzerine, “Aslında daha sonra
yatıştıktan sonda teslim olmayı düşünüyordum” dedi.
‘İmam tanımam, Atatürkçü bir subayım’
Berber, Cemaat üyesi olup olmadığı sorusuna da şu
yanıtı verdi: “Cemaat imamı olarak kimseyi bilmem. Örgütünün işleyişini
de bilmiyorum bir tek imam bilirim o da cami imamı.”Berber, ifadesinde kendisi ve birlikte operasyona
çıktığı askerleri de şöyle anlattı: “İddianamede Cemaat faaliyetinde bu
darbe girişiminin yapıldığı, kamuoyunda da bu yönde mutabakat olduğu iddia
ediliyor. Bizlerin de bu örgütün üyesi olduğumuz iddia ediliyor. Bizler askeri
okuldan bu yana çeşitli araştırmalara tabi tutulduk. Örgütle irtibatımız
olsaydı, ortaya çıkardı. Ben dahil hiçbirimizin örgütle alakası yok. Bu
oluşumla ilgisi olmayacak birisi varsa, arkamda duran gruptur. ByLock’un
varlığını polisteki ifadem sırasında öğrendim. Okullarına gitmedim.
Bankalarında hesabım yok. Vatanını seven, Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi
bir subayım. Örgütle bağım yok” dedi.
Kuzu’nun kendisiyle ilgili Cemaat üyesi
olabileceğine yönelik iddiasına ise onun kendi düşüncesini aktardığına
inandığını söyledi.İddianamede yer alan 47 sanık hakkında, ‘cumhurbaşkanına
suikast,’ ‘anayasayı ihlal,’ ‘yasama organına karşı suç,’ ‘hükümete karşı suç,’
‘silahlı terör örgütü yöneticisi olma,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle
kasten öldürme,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye
teşebbüs etme,’ ‘kasten öldürmeye teşebbüs,’ ‘zincirleme şekilde cebir ve
tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,’ ‘necitesi sebebiyle
ağırlaşmış yaralama,’ ‘zincirleme şekilde silahla tehdit,’ ‘cumhurbaşkanına
hakaret,’ ‘zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret,’ ‘kamu
malına zarar verme,’ ‘mala zarar verme,’ ‘nitelikli olarak konut
dokunulmazlığının ihlali’ ve ‘nitelikli yağma’ suçlarından
altışar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Diken.com
Darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast düzenleyecekleri iddiasıyla yargılanan askerlerden binbaşı Taner Berber, kamuoyunda darbenin ‘Cemaat tarafından yapıldığı yönünde bir mutabakat olduğunu, ancak kendisinin ‘Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi bir subay’ olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele yönelik
operasyonda görev alan biri firari 37 askerin de dahil olduğu 47 kişinin
yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.Duruşmada ifade veren Çiğli 2’nci Ana Jet Üs
Komutanlığı’nde görevli binbaşı Berber, Cemaatle kendisinin ve
tutuklu bulunan grubun alakasının olmadığını, operasyona başladıktan çok
sonra Erdoğan’ın Marmaris’teki oteline gittiklerini anladığını söyledi. Operasyonun
planlayıcısı olduğu öne sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le darbe
teşebbüsü günü ilk kez buluştuğunu söyleyen Taner Berber şunları aktardı: “Polis
ifademde daha önce Ankara’da buluştuğumuzu anlattım. Ancak beni ailemle tehdit
ettiler. Ben de bunun üzerine ifademde böyle bir kurgu yaptım. Bayramda sadece
kutlama için aradım. Gökhan general havalimanından geldikten sonra kendisinin
yanına gittim. Bana terör operasyonu olabileceğini söyledi ve ekip kurmamı
istedi.”
‘Terör operasyonu dendi’
Darbe teşebbüsü günü bombayla kapı açma eğitimi
aldıklarını kabul eden, ancak bunun Marmaris operasyonuyla ilgisi
bulunmadığını ileri süren Berber şöyle devam etti: “12 kişilik bir ekip
oluşturdum. Bunları mesai sonrası olduğu için birliğe çağırdım. (Zekeriya) Kuzu
başçavuşumla, Gökhan generalin yanına gittim. İstanbul’dan Özel Kuvvetler’e
bağlı bir ekibin geleceğini, bizim de onların emniyetini almamızı istedi. Ben
de Kuzu başçavuşumla yanından ayrıldım. Personelimin yanına gittim.
Telefonlarını arabalarına bırakmalarını istedim. Ben dahil herkes bıraktı.
Sonra da depoda buluştuk. Ben Gökhan generale olayın mahiyetini sorduğum zaman
terör operasyonu olduğunu söyledi. Ben de bu bilgiyi ekibime verdim.
Telefonları da bilgi güvenliği önemli olduğu için bıraktık.”Berber, ekibiyle yaptığı toplantıda, çatışmaya
girmeyeceklerini, ancak isteyen olması durumunda evine dönebileceğini
söylediğini de ifade etti.
Silahlar kayıt dışı alınmış
Özel Kuvvetler’e bağlı ekibin saat 22.30 gibi
Çiğli’ye geldiğini söyleyen Berber, binbaşı Şükrü Seymen’le muhatap olduğunu,
hiç silahlarının olmadığını söylemesi üzerine de, kendi silahlarından
verdiklerini anlattı.Bu sırada araya giren mahkeme başkanı Melihşah Baştoğ, bu
tür operasyonları neden üstlerine haber vermediğini ve neden kendisinden
sorumlu olmayan bir kişiden emir aldığını sordu.Berber şu yanıtı verdi: “Kendisi
genelkurmayda görevliydi. Bu nedenle de üstüme bunu bildirmedim. Ayrıca kendisi
de o sırada üste bulunmuyordu. Nerede bulunduğunu da bilmiyordum. Bu operasyonu
ben biliyorsam, üstlerimin de bilgisinin olabileceğini düşündüm.”Hakim Baştoğ bu kez silahların zimmetsiz
olarak verilmesinin askeriyede uygun olup olmadığını sordu. Berber bu soruyu da
şöyle yanıtladı: “Zimmete kaydetmemiz lazımdı ama sonuçta operasyona
gidiyoruz. Ve onların hiç malzemesi yoktu. Ayrıca orada da böyle bir ortam
olmadı. Silah verme yetkimiz yok, ancak aciliyet varsa olabilir.”
Sönmezateş depoda ‘darbe’ demiş
Berber, suikast için gerekli hazırlıkların sürdüğü
sırada Sözmezateş’in depoda kendilerine TSK’nın emir komuta içerisinde yönetime
el koyduğunu, emirlerin artık genelkurmay başkanından alınacağını,
operasyonlarının da devam edeceğini söylediğini anlattı.Mahkeme başkanının “Ülkede
bu kadar karışıklık var, TSK el koymuş, biz neden terör operasyonu yapıyoruz
diye sormadın mı?” yönündeki sorusuna Berber, “Bunları soracak
ortam olmadı” diye yanıt verdi.Marmaris’e Şükrü Seymen’in emir
komutasında gittiklerini söyleyen Berber şu bilgileri verdi: “Gideceğimiz
yerin sadece Marmaris olduğunu biliyorduk. Başka bir şey bilmiyorduk. Görevi de
kimin verdiğini bilmiyorum. Saat 02.20 gibi havalandık, Marmaris’te oteller
bölgesine indik. Seri şekilde helikopteri terk ettik. Ben bu sırada havaya ateş
açtım. Şükrü Seymen’in uyarısı üzerine de bıraktım. Ekibin emniyetini aldık.”
Bir süre sonra silah seslerini duyduğunu ifade eden
Berber şöyle devam etti: “Çatışma bölgesiyle aramda 250-300 metre
vardı. Yaşananlara çok vakıf olmadım. Geri çekildiğimiz sırada yanımıza üç
kişinin geldiğini gördüm. Onlardan kimlikleri sordum. Bana polis kimliğini
gösterdi. Onu gördüğüm zaman olayların bizim bildiğimizden çok farklı cereyan
ettiğini, anladım. Olayın vehametini gördüm ama iş işten geçmişti” dedi.
‘Kaçtığım için pişman değilim’
Saldırı sonrası yaşanan çatışmalar ve kaçışlarını
da anlatan Berber, kimseyi öldürmek gibi kasıtlarının olmadığını, isteselerdi
daha fazla ölüm olabileceğini ileri sürdü.Hakim Baştoğ’un durumun gerçek
yüzünü gördüğü halde neden teslim olmadığını sorması üzerine Berber şunları söyledi: “Bunun
iki nedeni var. Birincisi grup psikolojisi, ayrı hareket etmek istemedim.
İkincisi de teslim olduktan sonra polislerce birçok askerin öldürüldüğünü
duydum. Ellerinden vurulduğunu, parmaklarının koptuğunu öğrendim. Bunun içinde
teslim olmadığım için iyi yapmışım. Araziye çıktığım için pişman değilim.”Berber, Baştoğ’un neden polislere hemen teslim
olmadığına yönelik sorusunu yinelemesi üzerine, “Aslında daha sonra
yatıştıktan sonda teslim olmayı düşünüyordum” dedi.
‘İmam tanımam, Atatürkçü bir subayım’
Berber, Cemaat üyesi olup olmadığı sorusuna da şu
yanıtı verdi: “Cemaat imamı olarak kimseyi bilmem. Örgütünün işleyişini
de bilmiyorum bir tek imam bilirim o da cami imamı.”Berber, ifadesinde kendisi ve birlikte operasyona
çıktığı askerleri de şöyle anlattı: “İddianamede Cemaat faaliyetinde bu
darbe girişiminin yapıldığı, kamuoyunda da bu yönde mutabakat olduğu iddia
ediliyor. Bizlerin de bu örgütün üyesi olduğumuz iddia ediliyor. Bizler askeri
okuldan bu yana çeşitli araştırmalara tabi tutulduk. Örgütle irtibatımız
olsaydı, ortaya çıkardı. Ben dahil hiçbirimizin örgütle alakası yok. Bu
oluşumla ilgisi olmayacak birisi varsa, arkamda duran gruptur. ByLock’un
varlığını polisteki ifadem sırasında öğrendim. Okullarına gitmedim.
Bankalarında hesabım yok. Vatanını seven, Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi
bir subayım. Örgütle bağım yok” dedi.
Kuzu’nun kendisiyle ilgili Cemaat üyesi
olabileceğine yönelik iddiasına ise onun kendi düşüncesini aktardığına
inandığını söyledi.İddianamede yer alan 47 sanık hakkında, ‘cumhurbaşkanına
suikast,’ ‘anayasayı ihlal,’ ‘yasama organına karşı suç,’ ‘hükümete karşı suç,’
‘silahlı terör örgütü yöneticisi olma,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle
kasten öldürme,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye
teşebbüs etme,’ ‘kasten öldürmeye teşebbüs,’ ‘zincirleme şekilde cebir ve
tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,’ ‘necitesi sebebiyle
ağırlaşmış yaralama,’ ‘zincirleme şekilde silahla tehdit,’ ‘cumhurbaşkanına
hakaret,’ ‘zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret,’ ‘kamu
malına zarar verme,’ ‘mala zarar verme,’ ‘nitelikli olarak konut
dokunulmazlığının ihlali’ ve ‘nitelikli yağma’ suçlarından
altışar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Diken.com
Darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast düzenleyecekleri iddiasıyla yargılanan askerlerden binbaşı Taner Berber, kamuoyunda darbenin ‘Cemaat tarafından yapıldığı yönünde bir mutabakat olduğunu, ancak kendisinin ‘Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi bir subay’ olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele yönelik
operasyonda görev alan biri firari 37 askerin de dahil olduğu 47 kişinin
yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.Duruşmada ifade veren Çiğli 2’nci Ana Jet Üs
Komutanlığı’nde görevli binbaşı Berber, Cemaatle kendisinin ve
tutuklu bulunan grubun alakasının olmadığını, operasyona başladıktan çok
sonra Erdoğan’ın Marmaris’teki oteline gittiklerini anladığını söyledi. Operasyonun
planlayıcısı olduğu öne sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le darbe
teşebbüsü günü ilk kez buluştuğunu söyleyen Taner Berber şunları aktardı: “Polis
ifademde daha önce Ankara’da buluştuğumuzu anlattım. Ancak beni ailemle tehdit
ettiler. Ben de bunun üzerine ifademde böyle bir kurgu yaptım. Bayramda sadece
kutlama için aradım. Gökhan general havalimanından geldikten sonra kendisinin
yanına gittim. Bana terör operasyonu olabileceğini söyledi ve ekip kurmamı
istedi.”
‘Terör operasyonu dendi’
Darbe teşebbüsü günü bombayla kapı açma eğitimi
aldıklarını kabul eden, ancak bunun Marmaris operasyonuyla ilgisi
bulunmadığını ileri süren Berber şöyle devam etti: “12 kişilik bir ekip
oluşturdum. Bunları mesai sonrası olduğu için birliğe çağırdım. (Zekeriya) Kuzu
başçavuşumla, Gökhan generalin yanına gittim. İstanbul’dan Özel Kuvvetler’e
bağlı bir ekibin geleceğini, bizim de onların emniyetini almamızı istedi. Ben
de Kuzu başçavuşumla yanından ayrıldım. Personelimin yanına gittim.
Telefonlarını arabalarına bırakmalarını istedim. Ben dahil herkes bıraktı.
Sonra da depoda buluştuk. Ben Gökhan generale olayın mahiyetini sorduğum zaman
terör operasyonu olduğunu söyledi. Ben de bu bilgiyi ekibime verdim.
Telefonları da bilgi güvenliği önemli olduğu için bıraktık.”Berber, ekibiyle yaptığı toplantıda, çatışmaya
girmeyeceklerini, ancak isteyen olması durumunda evine dönebileceğini
söylediğini de ifade etti.
Silahlar kayıt dışı alınmış
Özel Kuvvetler’e bağlı ekibin saat 22.30 gibi
Çiğli’ye geldiğini söyleyen Berber, binbaşı Şükrü Seymen’le muhatap olduğunu,
hiç silahlarının olmadığını söylemesi üzerine de, kendi silahlarından
verdiklerini anlattı.Bu sırada araya giren mahkeme başkanı Melihşah Baştoğ, bu
tür operasyonları neden üstlerine haber vermediğini ve neden kendisinden
sorumlu olmayan bir kişiden emir aldığını sordu.Berber şu yanıtı verdi: “Kendisi
genelkurmayda görevliydi. Bu nedenle de üstüme bunu bildirmedim. Ayrıca kendisi
de o sırada üste bulunmuyordu. Nerede bulunduğunu da bilmiyordum. Bu operasyonu
ben biliyorsam, üstlerimin de bilgisinin olabileceğini düşündüm.”Hakim Baştoğ bu kez silahların zimmetsiz
olarak verilmesinin askeriyede uygun olup olmadığını sordu. Berber bu soruyu da
şöyle yanıtladı: “Zimmete kaydetmemiz lazımdı ama sonuçta operasyona
gidiyoruz. Ve onların hiç malzemesi yoktu. Ayrıca orada da böyle bir ortam
olmadı. Silah verme yetkimiz yok, ancak aciliyet varsa olabilir.”
Sönmezateş depoda ‘darbe’ demiş
Berber, suikast için gerekli hazırlıkların sürdüğü
sırada Sözmezateş’in depoda kendilerine TSK’nın emir komuta içerisinde yönetime
el koyduğunu, emirlerin artık genelkurmay başkanından alınacağını,
operasyonlarının da devam edeceğini söylediğini anlattı.Mahkeme başkanının “Ülkede
bu kadar karışıklık var, TSK el koymuş, biz neden terör operasyonu yapıyoruz
diye sormadın mı?” yönündeki sorusuna Berber, “Bunları soracak
ortam olmadı” diye yanıt verdi.Marmaris’e Şükrü Seymen’in emir
komutasında gittiklerini söyleyen Berber şu bilgileri verdi: “Gideceğimiz
yerin sadece Marmaris olduğunu biliyorduk. Başka bir şey bilmiyorduk. Görevi de
kimin verdiğini bilmiyorum. Saat 02.20 gibi havalandık, Marmaris’te oteller
bölgesine indik. Seri şekilde helikopteri terk ettik. Ben bu sırada havaya ateş
açtım. Şükrü Seymen’in uyarısı üzerine de bıraktım. Ekibin emniyetini aldık.”
Bir süre sonra silah seslerini duyduğunu ifade eden
Berber şöyle devam etti: “Çatışma bölgesiyle aramda 250-300 metre
vardı. Yaşananlara çok vakıf olmadım. Geri çekildiğimiz sırada yanımıza üç
kişinin geldiğini gördüm. Onlardan kimlikleri sordum. Bana polis kimliğini
gösterdi. Onu gördüğüm zaman olayların bizim bildiğimizden çok farklı cereyan
ettiğini, anladım. Olayın vehametini gördüm ama iş işten geçmişti” dedi.
‘Kaçtığım için pişman değilim’
Saldırı sonrası yaşanan çatışmalar ve kaçışlarını
da anlatan Berber, kimseyi öldürmek gibi kasıtlarının olmadığını, isteselerdi
daha fazla ölüm olabileceğini ileri sürdü.Hakim Baştoğ’un durumun gerçek
yüzünü gördüğü halde neden teslim olmadığını sorması üzerine Berber şunları söyledi: “Bunun
iki nedeni var. Birincisi grup psikolojisi, ayrı hareket etmek istemedim.
İkincisi de teslim olduktan sonra polislerce birçok askerin öldürüldüğünü
duydum. Ellerinden vurulduğunu, parmaklarının koptuğunu öğrendim. Bunun içinde
teslim olmadığım için iyi yapmışım. Araziye çıktığım için pişman değilim.”Berber, Baştoğ’un neden polislere hemen teslim
olmadığına yönelik sorusunu yinelemesi üzerine, “Aslında daha sonra
yatıştıktan sonda teslim olmayı düşünüyordum” dedi.
‘İmam tanımam, Atatürkçü bir subayım’
Berber, Cemaat üyesi olup olmadığı sorusuna da şu
yanıtı verdi: “Cemaat imamı olarak kimseyi bilmem. Örgütünün işleyişini
de bilmiyorum bir tek imam bilirim o da cami imamı.”Berber, ifadesinde kendisi ve birlikte operasyona
çıktığı askerleri de şöyle anlattı: “İddianamede Cemaat faaliyetinde bu
darbe girişiminin yapıldığı, kamuoyunda da bu yönde mutabakat olduğu iddia
ediliyor. Bizlerin de bu örgütün üyesi olduğumuz iddia ediliyor. Bizler askeri
okuldan bu yana çeşitli araştırmalara tabi tutulduk. Örgütle irtibatımız
olsaydı, ortaya çıkardı. Ben dahil hiçbirimizin örgütle alakası yok. Bu
oluşumla ilgisi olmayacak birisi varsa, arkamda duran gruptur. ByLock’un
varlığını polisteki ifadem sırasında öğrendim. Okullarına gitmedim.
Bankalarında hesabım yok. Vatanını seven, Atatürk ilkelerine bağlı milliyetçi
bir subayım. Örgütle bağım yok” dedi.
Kuzu’nun kendisiyle ilgili Cemaat üyesi
olabileceğine yönelik iddiasına ise onun kendi düşüncesini aktardığına
inandığını söyledi.İddianamede yer alan 47 sanık hakkında, ‘cumhurbaşkanına
suikast,’ ‘anayasayı ihlal,’ ‘yasama organına karşı suç,’ ‘hükümete karşı suç,’
‘silahlı terör örgütü yöneticisi olma,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle
kasten öldürme,’ ‘yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye
teşebbüs etme,’ ‘kasten öldürmeye teşebbüs,’ ‘zincirleme şekilde cebir ve
tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,’ ‘necitesi sebebiyle
ağırlaşmış yaralama,’ ‘zincirleme şekilde silahla tehdit,’ ‘cumhurbaşkanına
hakaret,’ ‘zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret,’ ‘kamu
malına zarar verme,’ ‘mala zarar verme,’ ‘nitelikli olarak konut
dokunulmazlığının ihlali’ ve ‘nitelikli yağma’ suçlarından
altışar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. Diken.com