Son yıllarda kalp hastalıklarındaki artış genç, yaşlı herkesin bu konuda tedbirli olması gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar, sağlıklı beslenme, fazla tuz tüketiminin engellenmesi, düzenli egzersiz yapmak gibi alışkanlıkların hayatımızın bir parçası haline gelmesi gerektiğini hatırlatıyor. Günümüz şartlarında her şeyin hatta yaşamanın bile hızlıca tüketilen bir şeye dönüştüğünü söylüyor.
Depresyon ile kalp krizi arasında bağ var
Peki hastalıkla yüzleştikten sonra değil, henüz sağlıklıyken hayatınızı düzenlemek için neler yapabilirsiniz? Kardiyoloji uzmanları sağlıklı bir kalp için şu tavsiyelerde bulunuyor:Şartlar ne olursa olsun sağlıklı kalmak için hayata iyimser yaklaşılması gerekiyor. Bu altın kural, toplumda birçok insanı kapsamıyor olsa bile genel açıdan kalp sağlığı için ve günümüz hayat tarzı göz önüne alındığı zaman geçerli olan bir kuraldır. İnsan kişiliği kardiyolojide A ve B olarak iki kısma ayılır. A türü insanlar; asabi, hemen sinirlenen, gergin ve tepkiyi yüksek oranda olan insanlardır. B tipi insanlar ise sakin, sabırlı, tolerans gösteren ve az tepki veren insanlardır. Yapılmış olan çalışma ve bilgilere göre A tipi insanlarda daha çok koroner damar ve kalp krizi riski vardır. Kalp problemleri hakkında diğer sıkıntı oluşturan durum ise yalnız kalma ve sosyal yaşamdan uzak durmaktır. Bu konudaki çalışmalara göre; insanın depresyon düzeyi ile kalp krizi riski arasında istatiksel bir bağ var olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple sosyal yerlerden uzak durmamak ve kalp problemi olsa bile bu rahatsızlık ile beraber yaşamayı öğrenmek gerekiyor.
***
Yağı hayatınızdan tamamen çıkarmayın
Günlük beslenme düzeninde, yetişkin bir kişinin aldığı enerjinin yaklaşık yüzde 30’unu yağlardan alması gerekiyor. Tamamen yağsız beslenmek, vücutta yağ dokularının yakılmasına engel oluyor. Bu nedenle beslenmeden yağı tamamen çıkartarak fazla kilolardan tamamen kurtulmak mümkün olmayacaktır. Sağlıklı yağlar olan; zeytinyağı, fındık yağı ve balık yağı gibi yağlara belirli miktarlarda sofrada yer verilmeli