Ramazan-ı şerif şeairdendir. Şuurlanmaya vesiledir. Ancak şuurlu kimseler Ramazan-ı şerifin kıymetini bilip, değerlendirirler.
Ramazan ayında yapılması gerekenler kadar, yapılmaması gerekenler de önemlidir.Bütün duygularımıza oruç tutturmaya çalışıp, günahın her çeşidinden uzak durmak en büyük fazilettir.Başta minareler olmak üzere her tarafa “Hoş geldin ya şehr-i Ramazan” yazıları asılıyor. Zaten bu mübarek ay, “Hoş gelir.” Önemli olan, bizim onu “hoş karşılayabilmemiz.” Ve bir ay sonra bize veda edip, giderken de elimizin boş kalmamasıdır.
İmam Rabbanî Hazretleri buyuruyor ki: “Mübarek Ramazan ayı, bütün hayırları ve bereketleri câmîdir. Kim Ramazan ayını çok iyi değerlendirip hayır ve bereketinden nasipdâr olursa, bütün senesini o câmiiyet içinde geçirmeye muvaffak olur.”
Büyük İmam bu sözleriyle Ramazan ayını en iyi şekilde değerlendirmeyi teşvik ediyor.Yani bir insan, Ramazan-ı şerifin, gecelerini ibadet ve dua ile gündüzlerini de oruçla geçirirse, Kadir Gecesi’nde vaad edilen ilâhî lütuflar onun için söz konusu olabilir. Bütün bir yılı ibadetle geçirmiş gibi feyizler, lütuflar elde edebilir.Ramazan-ı Şerif ayı, kendisi bizzat faziletlerin zarfıdır. Bu zarfın içinde bulunan “mazrufa” bakacak olursak pek çok hayırlar buluruz.
Bu ayda yapılacak olan faziletli amellerin bazıları şunlardır.
Ramazan-ı Şerif ayında çokça Kur’an-ı Kerim okumak: Ramazan-ı Şerif ayında Kur’an-ı Kerim’i hatmetmek kuvvetli sünnettir. Kur’an aşıkları, Ramazan-ı Şerif ayı girince Kur’an-ı Kerim ile daha fazla ünsiyet kurarlar.Ramazan ayında her Müslüman en az bir defa Kur’an-ı Kerim’i hatmetmeli veya okunmakta olan mukabeleleri takip ederek hatim yapmalıdır. Okumak sünnet, dinlemek farzdır. Mukabeleye gidince, hem farz hem de sünnet sevabı kazanmış oluruz.Ramazan-ı Şerifte Cuma gününü değerlendirmek: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan’daki Cuma’nın üstünlüğü, Ramazan’ın diğer aylara üstünlüğü gibidir.” Cuma gününde okunan Kur’anın, yapılan hayır hasenatın, çekilen zikirlerin sevabı binlere ulaşmaktadır.
Sahur yemeği yemek: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sahur yemeği yemek berekettir. Bir yudum su ile de olsa onu terk etmeyiniz. Şüphesiz sahur yemeği yiyenleri Allahü Teâlâ (c.c.) mağfiret eder. Melekler de onun için istiğfar ederler.”
Nafilelere daha çok önem vermek: Ramazan-ı şerifte yapılan nafile ibadetlere diğer aylarda yapılan farz ibadet kadar sevap yazılır. Özellikle isteme ve istiğfar vakti olan sahur bereketinden istifade için teheccüd namazına devam edilmelidir.
Oruçlu kimselere iftar ettirmek: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Her kim Ramazan-ı Şerif ayında bir oruçluyu iftar ettirirse, günahlarına mağfiret ve boynunun cehennemden kurtulmasına vesile olur ve oruçlunun mükâfatından bir şey eksiltilmeksizin iftar ettirene de onun bir misli verilir.
“İslamiyet, yemek yedirmektir.” Hadisinden hareketle çokça iftar verelim. Komşularımızı, iş arkadaşlarımızı evimize iftara davet edelim. Hem onları tanımaya, hem de onların bizleri yakından tanımalarına katkıda bulunacak yemek yedirme sünnetini iftar sofralarıyla taçlandıralım.
Sofrada yemek çeşitliliğinden daha önemlisi davetlilerin çeşitli olmasına dikkat edelim.
İftar sofrasında dua etmek: Hadis-i şerifte: “Oruçlunun iftar vakti yaptığı duayı Allahü teâlâ geri çevirmez.” buyurulmaktadır. Ailece ve misafirlerimizle birlikte dua etmek, büyük bir nimettir.
Ramazan-ı Şerif ayında umre yapmak: İbn-i Abbas’dan (r.anhüma) rivayet edildiğine göre Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan-ı Şerif ayında bir umre yapmak, bir hacca denktir.”
Ramazan-ı Şerif ayında sadaka vermek: Hazreti Enes’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) ‘Hangi sadaka daha üstündür?’ diye soruldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Ramazan’daki sadakadır” buyurdu.
Ramazan-ı şerif öncesi muhtaçları, muhacirleri, öğrencileri, yetimleri, hasta ve yaşlıları tesbit edip, yapacağımız yardımlarla sevindirelim.
İtikaf yapmak: Hazreti Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayete göre “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her yıl Ramazan-ı Şerif ayında on gün itikâfa girerdi. Vefat ettiği yıl yirmi gün itikâf yaptı. İtikaf müekked bir sünnettir. İtikaf yapan kişi, cömert birisinin kapısına oturup, “benim ihtiyacım görülmedikçe buradan ayrılmam“„ diyen kişi gibidir.
Teravih ve cuma namazı için gelirken itikafa niyet ederek, kısacık ta olsa itikaf sevabı kazanabiliriz.Rabbim Receb-i şerif ve Şaban-ı şerif ayı boyunca kendisine kavuşmak için dualar ettiğimiz Ramazan-ı şerif ayını bizlere mübarek kılsın. Bu ayı rantabl değerlendirerek bol feyiz ve bereketlere ve manevi terakkilere ulaşmayı hepimize nasip etsin. Amin…. Kaynak: www.panorama-news.de