50 küsur yıldır Hizmeti İmaniyye ve Kur’aniye’ye yapan bir babayiğide,
bayramları nasıl geçirdiğini bir kaç yil once sordum. Yaklaşık 47 yıldır iki
defa hariç, evinde hiç bayram yapamamış.
Bayramlarda dahi koşturmuş. 70’li
yıllarda kurban derilerini toplayıp satmış ve öğrencilere burs vermiş. 80’li
yıllarda şu program, bu program deyip şehir şehir, kasaba kasaba dolaşmış.
90’lı yıllardan sonra da farklı ülkelerde bayramını hizmet ederek
geçirmiş.
Bayramlarda anneden, babadan, aileden uzak kalanlar bilir. İnsanların çoğu
bu ayrılıkları bayramlarda hele uzak ülkelerde ise gözyaşları ile geçirir.
Çünkü kolay değildir. Ancak bu gözyaşları çok mübarektir. Mevlana derki
“Gözümden dökülen yaşlar yanağımı ıslatınca, onlar Sevgili’nin (Allah)
güzelliği ve rahmetidir.” Bir başka yerde “göz yaşları yere değince rahmet
bulutlarını celbeder”. Evet geçmişte hele hele önden giden atlıların bayramlarda
dahil döktükleri gözyaşları Cenab-ı Allah’ın rahmetini ve inayetini celbetti.
Rahmet bulutlarına dönüşüp, ihlas ve samimiyetle atılan tohumları yeşertti.
Şimdi ise zalimlerin zulmünden dolayı zindanlara atılan onbinlerce insan ve
130 küsur ülkeye sığınmış onbinlerce muhaciri zülcenaheyn, bunların anne, baba,
çocukları bayramda ağlıyor. Evet geçmişte binlerce kişinin döktüğü gözyaşları,
Rahim ve Muin olan Allah’ın rahmetini ve inayetini celbetti. Hak rızası için
akıtılan gözyaşları aşılamayan dağları, çölleri aşırttırdı, 170 ülkede bahar
çiçeklerinin yeşermesine sebep oldu.
Şimdi ise yüzbinlerce insan, bayramda insanlığını yitirmiş zalimlerin zulmünden
dolayı ağlıyor. Bunun da hayal edemeyeceğimiz kadar meyveleri olacak inşallah.
Tıpkı geçmişte bayramlarda ağlayan binlerce insanın 170 ülkeye hizmetin
yayılacağını hayal edemediği gibi. Fakat bunun olması için şartı adi planda aktif sabır ve tevekkül ile
taçlandırılması lazım.
NKH ittifakı çatlıyor mu?
Üstad o gün Nur talebelerine zulmedenlerin beyin takımı için “zındıka
komitesi” tabirini kullanır. Hizmeti
İmaniyye ve Kur’aniye’ye karşı önce gizli, fakat son beş yıldır açıktan NKH
(nifak, küfür ve haset) ittifakından oluşmuş bir komite var. Ancak halkın çoğu
bunu bilmez. Fakat son olaylar gösteriyor ki; bu ittifak çatlıyor. Çünkü
ittifakları çalma ve çırpmalarına engel olarak gördükleri Hizmet
babayiğitlerine karşı idi. Onlarda kimisi zindanlarda, kimisi yurtdışında
muhacir, diğerleri de artık ortalıkta yoklar veya görünmüyorlar. Artık meydan
kim ülkeyi daha çok talan edecek yarışı var (içlerindeki dürüstler ve iyi
niyetlileri kastetmiyorum. O konuda Allah’a sığınırım). Yani ortaya atılan bir
kemik var. Mevlana ile müridi bir yolda yürürken üç beş köpeğin birbirini
ısırmadan beraber olduklarını görürler. Mürid “ne güzel birbirlerini
ısırmıyorlar” deyince, Mevlana aralarına bir kemik at da o zaman gör demiş.”
Evet zulüm ve menfaate dayanan siyaset bir kemik gibidir. Üzerinde gayesi dünya
olanlar kavga eder ama kimseye de yar olmaz.
Evet NKH ittifakı çatırdıyor. Bu ittifak vardı ama Kuran’ın ifadesi ile
kalpleri paramparça idi. Bu çatlamada en çok ehli haset rüesası zarar görecek.
Çünkü zulme maşa oldular.
Ache’lilerin necis zalimleri
Ache’deki Şeyh Kuala Üniversitesi eski rektörü Profesör Yunsi Sabi’nin “The
Role of Ulama in Acehnese Society” adlı eserinde koloni güçlerinin üç yüz yıl boyunca başta
alimler olmak üzere halka yaptıkları zulmü anlatır. Hatta öyle ki, dağdaki bir
köyde yatağında ölüm döşeğinde olan hasta Panglima
Nyak Makam ismindeki bir
alimi 1897 de eşinin ve çocuklarının gözü önunde öldürürler. Başını gövdesinden
ayırarak, içi içki dolu bir kavanoza koyup, aylarca bir hastahanede teşhir
ederler. Kolay değil. Üç yüz yıl boyunca zulüm görünce halk koloni asker ve
idarecilerini necis görür. Onlar evlerine gelip otururlarsa, orayı iyice
yıkamadan kullanmazlar. Bir yoldan geçerlerse ayak
izlerine beyaz toprak serperek, bunların bastığı yer necistir diye
işaretlerler. Yağmur yağıncaya kadar oraya basmaktan sakınırlar. Profesör Sabi’nin
kitabını okurken kaç defa gözyaşlarımı tutamadım ve ara vermek zorunda kaldım.
Evet Ache’nin alimleri, geçmişte zalimlerin oturdukları ve bastıkları yerlerin dahi necis olduguna
dair fetvalar vermişler. Acaba İslam
ülkelerinde halka zulmeden zalimlerin de necis olup olmadığını, Ache alimlerine
mi sorsak? yucelsalih@yahoo.com