Mehmet Tahsin-tr724.com
Galip Öztürk müebbet hapisten nasıl kurtuldu?
2014 yılı başlarındaydı sanırım. 17 Aralık’ta ortaya saçılan rüşvet ve yolsuzluk skandalının artçı sarsıntılarının devam ettiği günlerdi. Ankara gazetecilerinden biri, meclis koridorlarında karşılaştığı bir AKP’linin, “ergenekoncu, balyozcu, sağcı veya solcu, hepsiyle ittifak edip cemaati bitireceğiz!” dediğini aktardığında “amma da abartmış” tepkisini vermiştim.
17/25 Aralık’ta bir kısım mensupları çaldıklarıyla suçüstü yakalanan iktidar, bunun sorumlusu olarak hırsızları değil de polisleri göstermişti. Halbuki iktidara gelirken vaat ettiği gibi yolsuzlukla mücadele edebilseydi ve içlerindeki çürük yumurtaları temizleyebilseydi, bütün dünyaya örnek olabilecek müthiş bir başarı hikayesi yazacaktı. Ama Erdoğan yönetimindeki kadro zor olanı tercih etti ve o güne kadar olan bütün kazanımları çöpe atarak polisin değil hırsızın yanında yer almayı tercih etti.
Sadece 17/25 Aralık değil, geçmişte kim ne suç işlediyse, çoğu da cezaevinde olan sabıkalıları birer birer bulup “bakın sizi cemaat mağdur etmiş, gelin şikayetçi olun” diyerek uyuşturucu baronundan, kanlı katillerden, mafya babalarına kadar, ne kadar kirli tip varsa AKP çizgisinde birleşti.
Rüşvet paralarıyla oluşturulan havuz medyası cemaatin “mağdur” ettiği sabıkalıların boy boy röportajları yer alıyordu artık.
Rüşvet skandalının baş aktörü İranlı Reza Zarrab, bırakın hesap vermeyi, bizzat Erdoğan’ın himaye kanatları altına girmişti. Yeni adıyla “Hayırsever Rıza Bey”, 19 Nisan 2014’te damadın TV kanalına çıkarılarak, memleket ekonomisine nasıl katkı sağladığını, cari açığı tek başına nasıl kapattığını anlatmış, pir ü pak ilan edilmişti.
Ergenekon davasının bir gizli tanığına ifadesini değiştirmesi için baskı yaptığı iddiasıyla 2007 yılında tutuklanan ve 14 yıl 5 ay ceza alan “botokslu mafya güzeli” o günlerde tahliye edilmişti. Fabrikatör Perinçek başta olmak üzere Ergenekon’dan tutuklu bulunanların tamamı cezaevinden çıkmış, yolsuzluktan sabıkalı iktidarla çoktan kol kola girmişlerdi. Artık tek hedefleri vardı: Cemaati bitirmek!
Bu arada Rahşan Affı’ndan sonra ilk defa cezaevlerine bir heyecan dalgası yayılmış. Eline kalemi kağıdı alan çok sayıda adi suçlu, kendisinin de “cemaatçi hakimler tarafından mahkum edildiğini” iddia ederek cumhuriyet savcılarına mektuplar yağdırmış, yeniden yargılama talep etmeye başlamıştı.
Yine o günlerde pek çok suçtan sabıkası olmakla beraber adam öldürmeye azmettirmekten ceza alan Metro Turizm’in patronu Galip Öztürk, damadın o zamanki tetikçileri Sevilay Yılman, Abdurrahman Şimşek ve saz arkadaşları aynı Reza Zarrab’a yaptıkları gibi A Haber’e çıkarmış, aklayıp paklamışlardı. Hem Sabah gazetesine hem A Haber’e çıkarılan Galip Öztürk cemaatin kendisinden istediği parayı vermeyince nasıl tutuklandığını, aslında ne kadar namuslu ve dürüst bir iş adamı olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Galip Öztürk’ün sicili
Kimdir Galip Öztürk? Sadece aşağıdaki suçlara bakıldığında bile AKP iktidarının kimlerle ittifak ederek ülkeyi bu duruma soktuğunu anlayabilirsiniz.
- 5 Temmuz 2003 tarihinde çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmak suçuyla yargılanmasına rağmen daha sonra serbest bırakılmış.
- Nisan 2009’da İMKB’de manipülasyon yaptığı iddiasıyla gözaltına alınmış ancak daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış.
- 2009’un son aylarında ise bir iş adamına zorla 2 milyon liralık senet imzalattığı iddiasıyla gözaltına alınmış ve ardından serbest bırakılmış.
- 29 Şubat 2012’de tehditle çek-senet tahsilatı yaptığı iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra, tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilmiş, bir süre sonra tekrar serbest bırakılmış.
- 8 Ekim 2012’de Kuvvet Köseoğlu cinayetine azmettirdiği iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış.
Galip Öztürk’ün cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, A Haber ve Sabah gazetesine röportaj verdikten birkaç ay sonra Yargıtay tarafından onandı. Ancak bir el Öztürk’ü korudu ve hapse girmedi. Soluğu yurtdışında alan Öztürk, bir taraftan hakkında kesinleşmiş hapis cezasına rağmen Türk konsolosluklarında VIP muamelesi gördü.
15 Temmuz pek çokları gibi Galip Öztürk için de yeni bir fırsat oldu. Zira kendisine mahkûmiyet kararı veren yargı mensupları bir gecede tutuklanarak hapse atıldı. Derhal harekete geçen avukatları bu gerekçeyle yeniden yargılama istediler. 11 Ekim 2016’da İstanbul 20. Ağır ceza Mahkemesi Galip Öztürk’ün yeniden yargılanma ve infazın durdurulması talebini kabul etti ve dosya tekrar önceki mahkumiyet kararını veren İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. (Galip Öztürk’ü bir kere daha ipten alan 20. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Münevver Aksünger’in kim olduğunu buradan okuyabilirsiniz.)
Bu gelişmeler üzerine yaklaşık 2,5 yıldır yaşadığı Gürcistan’dan zafer kazanmış bir komutan edasıyla Türkiye’ye dönen Öztürk, babası için mevlit okutup, çocuklara harçlık dağıttıktan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu (Haberturk, 23.10.2016). Bu arada gelmeden birkaç gün önce Metro Holding tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP), el konulan Koza İpek grubuna talip olduğu açıklaması yapıldı. Kasım ayında da görüşmelere başlandı.
2018 yılı başına geldiğimizde eski F..ö mağduru, yeni rejimin “makbul ve hayırsever iş adamı” Galip Öztürk hakkında bir başka gelişme daha oldu. Yargıtay, Metro Holding’in patronu Galip Öztürk’ün de aralarında bulunduğu 47 sanıklı dosyada kararını açıkladı. Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nde görülen dosyada, Galip Öztürk’ün “örgüt kurmak ve yönetmek” suçundan aldığı 7 yıl 11 aylık hapis cezası onandı. Ancak Galip Öztürk gene cezaevine girmedi. Geçtiğimiz Eylül ayında avukatlarının itirazı üzerine mahkeme tarafından infazın durdurulması ve yeniden yargılama kararı aldıran Öztürk bir kere daha ucuz kurtuldu.
Kendi kazdığı kuyuya nasıl düştü?
Galip Öztürk’ün adam öldürmeye azmettirme suçundan verilen müebbet hapis cezası 17 Eylül 2014’te Yargıtay’da onanmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Öztürk’ün avukatlarının başvurusu üzerine, onama kararının kaldırılmasını talep etmiş, dosya bunun üzerine Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gitmişti. 11 Ekim 2016’da yeniden yargılama kararı verilince dosya tekrar önüne gelen İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi de Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından verilecek kararın beklenmesini kararlaştırdı.
Nihayet Galip Öztürk hakkındaki dosyayı karara bağlayan Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddetti. Böylece İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Öztürk hakkında verdiği müebbet hapis cezası kesinleşmiş oldu. Ancak adliyenin kapısı önünden geçene adli kontrol koyan Türk adaleti ne hikmetse böylesine sabıkalı biri için yurtdışı yasağı koymamıştı. Ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararının verildiği gün Galip Öztürk yurtdışına uçuverdi.
Bu arada, Galip Öztürk’ün avukatları 2014 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını “ikna edip” onama kararına itiraz ettirmeselerdi, 15 Temmuz sonrasında yapacakları başvuru sonucu tekrar yargılanıp büyük ihtimal yerel mahkemeden beraat kararı aldıracaklardı. O gün başsavcının onama kararına itiraz etmesi, Galip Öztürk’ün kendi kazdığı kuyuya düşmesine neden oldu.
Şimdi sıra tekrar becerikli avukatlarında. Bakalım tekrar infazın durdurulmasını sağlayabilecekler mi? Teknik olarak böyle bir şey mümkün değil. Ancak burası Türkiye. Adalet saraylarından adaletin dışında her türlü sürprize yer var…