• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

TRAVMA GÜNLERİNDE HİZMET

Ocak 7, 2019
in YAZARLAR
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BÜLENT KORUCU-TR724.COM

Hizmet Hareketine mensup insanlar eşine az rastlanır bir süreçten geçiyor. Kabataslak bir tasnif yaptığımızda; KHK’lılar, tutuklular, arananlar, yurt dışına çıkabilenler ve hepsinin toplamından daha fazla ‘yakınlar’ kategorisi var. Acıyı doğrudan yaşayanlar ve bu ateşte onlarla birlikte pişen, eş, çocuk, anne-baba ve kardeşler diye liste uzuyor. Kategorilerin maruz kaldığı imtihanlar farklı olduğu gibi neredeyse her aileye özgü bir kader senaryosu gözlemliyoruz.

Büyük bir travma yaşanıyor. Belki istisnası vardır ama çoğumuz aslında profesyonel desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu realitenin kabulü hem bizim için hem de muhataplarımızla iletişimimiz açısından önemli. Hastalığın/hasarın kabulü tedavinin yarısı olduğu tespitini şuraya bırakıp muhataplarımız meselesine odalanmak istiyorum. Birbirimizin yaralı olduğunu ve bunun hafifletici önemli bir mazeret teşkil ettiğini kabullenerek işe başlamalıyız. Küçük meselelerden büyük tartışmalar yaşandığına şahit oluyoruz.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yazarak nefes alan adam: Necip F. Bahadır…

Siyah çöp poşeti!

Post-Ergenekon

Arkadaşımızın kolunu incitmesini ev taşımamızda yardım etmemesi için haklı bir gerekçe görüyoruz. Ama aynı kişinin kalbinin kırıklığını, travma kaynaklı patlamalarını hoşgörü ile karşılamıyoruz. Psikolojik hastalıkları ve sosyal yaraları kendimize konduramadığımız gibi karşımızdakiler için hafifletici sebep olarak görmüyoruz. Fiziki gözümüzde oluşan kayıpları normal karşılayıp, gönül gözümüzdeki travma kataraktlarını yok farzediyoruz. Buzda ayağı kayıp üzerimize düşen arkadaşımızı rahatlatıp, kalkması için elini tutuyoruz. Ama mülteciliğin sıkıntısı ile yüz ekşitene tokat vurmaya hakkımız var sanıyoruz.

Başta söylemiştim; herkesin hikayesi dolayısıyla travması farklı. Doğal olarak çözümler de kişi sayısınca olabilir. Kimsenin ceketi kimseye tam tamına oturmuyor. Haliyle talepler ve beklentiler de çeşitliklik arzediyor. Aynı meslekte yanyana çalışan iki kişi cezaevine düşüyor. Biri görüşlerde çocuklarına medyayı kullanmalarını tembihliyor, hakkında yazılan çizilen şeyleri soruyor. Diğeri tam tersine kimsenin yazıp çizmesini istemiyor; teşebbüs edenlerin engellenmesini arzu ediyor. Hangisi haklı? Bence ikisi de haklı ya da haksız olabilir. Bunu ayırt edecek bir ölçüye sahip değiliz. O halde haklarındaki kararı kendisine bırakmak ve saygı duymak tek yol. Bana danışılırsa yazılmasını tavsiye ederim. Zira bazen yazılan beraat ediyor, sessizliği tercih eden ceza alıyor. Bazen tersi mümkün. ‘O halde kamuoyu oluşturmak için konuşmak en iyisi derim’, ancak kararı kendisine bırakırım. Bu ayrıntıyı bilmeyenler şöyle düşünebiliyor: Ali’yi üç kere yazdılar, Veli için tek satır yok. O halde bla bla bla… Halbuki hüsn-ü zan etse problem kalmayacak.

Travma ve fitne zamanının en büyük imtihanlarından biri ‘fasıkların haberi’. Hucurat Suresi 6. Ayeti şöyle diyor: “Ey iman edenler! Bir fasık size bir haber getirdiğinde, doğru olup olmadığını tesbit etmek için onu iyice araştırın. Aksi halde, hiçbir gerçeğe dayanmadan bir topluluğa zararınız dokunur da, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Ayet kafir demiyor; fasık yani günaha girmesi muhtemel hepimiz bu kapsamdayız. Duyduğunu, gördüğünü teyit etmeden, muhatabın savunmasını dinlemeden; nakleden ve yayan kişi buradaki fasık tanımına tıpatıp uyar. Yoksa bu kişinin hırsız, ayyaş ya da katil olması gerekmez. O halde birbirimize dair haber ve dedikoduları; doğruluk terazisinde tartmadan inanıp muhatabımızı linç etmeye hakkımız yok. Güvendiğimiz insanlar hakkında hayal kırıklığı yaşayıp kendimize gadr etmemiz de cabası… Hele havuz medyasının ya da o zihniyetteki insanların tezviratlarına inananlara hayret ediyorum. Yalanı böylesine rahat söyleyebilenlere inanmak umarım travmanın bir sonucudur; yoksa ciddi bir karakter zaafı var demektir.

Travmanın ilacı bazen zannettiğimiz kadar uzakta olmayabilir. Bir kadının, evine aldığı ve eski günlerini hatırlatan bir süs eşyası normalleşme için yetebilir. Çok maliyetli olmayan bir seyahat bizde ve çocuklarımızdaki sıkışmışlık duygusunun telafisini sağlayabilir. Ayakta kalabilmek için normalleşmek zorundayız. Bunu acı çekenleri unutmak, onları görmezden gelmek olarak yorumlamak doğru değil. Psikolojik olarak güçlü olduğumuzda geride bıraktıklarımıza daha fazla faydamız dokunacaktır. Bu çabaları vefasızlık olarak yaftalamak travmayı büyütebilir. Kolu incinmiş olanın tedavisini desteklerken psikolojik hasarların telafisine karşı çıkmak travmanın varlığını red çabasının sonucu.

Tags: BÜLENT KORUCU-TRAVMA GÜNLERİNDE HİZMET
PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

Tutuklu Baba’ya soruşturma: Bebek çorabı muhafaza altına alınmıştır

SONRAKİ HABER

Avustralya doları son 10 yıldaki en düşük seviyesinde

BENZER HABERLER

Duyarlılık mı riyakarlık mı?
Manşet

Yazarak nefes alan adam: Necip F. Bahadır…

Mayıs 18, 2025
Manşet

Siyah çöp poşeti!

Mayıs 18, 2025
Yargıda kriz çatışmaya dönüştü; silahlar patlıyor
Manşet

Post-Ergenekon

Mayıs 12, 2025
Sırlı zarf!
Manşet

Zamanları aşan rol model ikili: Hacı abi ve hacı teyze

Mayıs 12, 2025
Manşet

ARTIK DİNLEN TURNA KUŞUM!

Mayıs 12, 2025
DEĞİLDİR…
Gündem

Hakan Fidan’a da bir enişte lazım!

Mayıs 11, 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • All
  • Manşet
Duyarlılık mı riyakarlık mı?
Manşet

Yazarak nefes alan adam: Necip F. Bahadır…

by Ahmet Kurucan
Mayıs 18, 2025
0

  TR724 sayfalarında birlikte yazıyoruz. Alanlarımız farklı ama olsun, ‘sütundaşız.’ Ne zaman bir yazısı yayınlansa susuz çöllerde vaha bulmuşçasına o...

Siyah çöp poşeti!

Mayıs 18, 2025
Tek adam rejiminin korkusu: İstediği subayı ordudan ihraç yetkisi?

Tek adam rejiminin korkusu: İstediği subayı ordudan ihraç yetkisi?

Mayıs 18, 2025
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri: “İsrail Gazze’de etnik temizlik yapıyor”

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri: “İsrail Gazze’de etnik temizlik yapıyor”

Mayıs 18, 2025
1014. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri: Zorla kaybettirme insanlığın utancıdır

‘Cumartesi Anneleri’ 105.haftada bir kez daha: Barış fırsatı siyasi hesaplara kurban edilmesin

Mayıs 17, 2025
İmamoğlu’ndan Erdoğan’a: Milletin parasını millete dağıtıyoruz, senin gibi bir avuç insana değil

İmamoğlu’ndan ’17-25 Aralık’ hatırlatması: Ne ayakkabı kutuları, ne dolar fışkıran kasalar çıktı

Mayıs 17, 2025

İLETİŞİM

[email protected] [email protected]

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM