15 Temmuz darbe girişimini önceden bildiği iddiası ile müebbet hapis cezası alan ve 2 yıldan fazla süredir Silivri Cezaevi’nde bulunan gazeteci-yazar Ahmet Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu uzun tutukluluk süresi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun 8 aydır görüşülmediğini söyledi.
Çalıkuşu “Uzayarak devam eden tutukluluk durumu da varken, dosyanın Genel Kurula sevk edildiği 04 Temmuz 2018’den bu yana 8 ay boyunca başvuruyu rafta tutmak başlı başına yeni bir hak ihlali sayılmaz mı? Mahkemeler hak ihlali yaptığında Anayasa Mahkemesi’ne gidiyoruz. Anayasa Mahkemesi hak ihlali yapar ise ne yapmalıyız; hukuki açıdan bu kadar büyük bir çaresizliğin bir cevabı var mıdır?” diye sordu.
Figen Albuga Çalıkuşu tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Müvekkilim Ahmet Altan’ın 08 Kasım 2016 tarihli hak ihlali başvurusunu 20 ay sonra, 4 Temmuz 2018’de gündemine alarak, Genel Kurul’a sevk eden Anayasa Mahkemesi bugün itibariyle tam 8 aydır bu dosyayı görüşmüyor.
Çeşitli kararlarında, devam eden uzun tutukluluk durumunun Anayasa’ya aykırı olduğu görüşünü bildiren Yüksek Mahkeme, tutuklu müvekkilimin bu hak ihlali başvurusunu 8 aydır gündeme almayarak geleneksel titizliği ile çelişiyor. Üstelik son iki aydır da her gün gündeme alınması isteğimizi dilekçemiz ile tazeleyerek, durumu bilgilerine sunmaktayım.
İki buçuk yıldır hapisteki bir insanın hak ihlali başvurusu tüm aşamaları geçerek Genel Kurul gündemine alınmışken, bu incelemenin 8 aydır yapılmaması hukuken makul bir gerekçeyle açıklanabilir gibi değildir.
Ahmet Altan’ın başvurusu, Yüksek Mahkeme’nin bir başka bireysel başvuru sebebiyle daha önce görüştüğü ve hak ihlallerini saptayarak karara bağladığı, tekemmül etmiş olan aynı dosya kapsamına aittir.Uzayarak devam eden tutukluluk durumu da varken, dosyanın Genel Kurula sevk edildiği 04 Temmuz 2018’den bu yana 8 ay boyunca başvuruyu rafta tutmak başlı başına yeni bir hak ihlali sayılmaz mı?
Mahkemeler hak ihlali yaptığında Anayasa Mahkemesi’ne gidiyoruz. Anayasa Mahkemesi hak ihlali yapar ise ne yapmalıyız; hukuki açıdan bu kadar büyük bir çaresizliğin bir cevabı var mıdır?
Bir hukukçu olarak, Yüksek Mahkeme’nin tüm toplumda “hukuken sığınacak artık hiçbir yer yok” duygusunu yaratan bir çaresizliğe yol açmamasını diliyorum. Yüksek Mahkeme’nin böyle bir hukuki çaresizliğe yol açmasının, ülkeyi çok ağır bir şekilde hırpalamasından da bir vatandaş olarak endişe ediyorum.
Bu ülkenin bir vatandaşı ve bir hukukçu olarak, Anayasa Mahkemesi’nin uluslararası hukuk camiasının ciddiye aldığı bir müessese olarak kalması, kendi ülkesini hukuki bir çaresizliğe mahkûm etmemesi adına talebimi seslendirmekteyim.
Dilerim Anayasa Mahkemesi müvekkilimin sekiz ay önce Genel Kurul gündemine aldığı başvurusunu daha da fazla bekletmeden ivedilikle inceler ve bir karara bağlar. Durumu kamuoyuna ve Anayasa Mahkemesi’nin dikkatine bir kez daha sunuyorum. Saygılarımla.”