Bakın ezanı konuşuyoruz. Dün açıklanan Financial Times’in resmi rakamlara göre bile vurgusunu yaparak ifade ettiği bir resesyona girdiğimizi değil. Yükselen fiyatları, her geçen gün kapanan işyerlerini de değil. Hatta Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor haberleri eşliğinde masal devam ediyor.
8 Mart’taki o yürüyüş olmasa da n’apar eder yine buna benzer bir şey bulurlardı ama artık bu işlerde şeytan olduklarından daha o sahne yaşanır yaşanmaz planlamalarını yapmışlardır.
Ellerindeki güçlü propaganda makinesi ile olmamış bir şeyi olmuş gibi gösteriyor, sen de bir iki tweetle öyle bir şey olmadığına inandırmaya çalışıyorsun. Ya da incir çekirdeğini doldurmayan bir şeyi öyle bir sunuyorlar ki sanırsınız dünyada bundan daha önemli bir şey yok. Bunun için de şikayet etmek için çok geç. Gazetelerin, televizyonların kapısına birer birer mühür vurulurken bunun böyle olacağı çok söylendi.
Bunların bütün yayın organları ile attıkları iftiralarla milyonlarca insana terörist diye muamele edilirken iktidar ağzıyla konuşmayın, bu rejime hizmet etmeyin de çok dendi. Şimdi o iftira makinesi arada hiç bir paratoner kalmadığı için kalan çerezleri yiyor. Hem de çok kolay. Sen hala bugün bile dün sana bir ton küfür, iftira etmiş adamların söylediklerini tekrar et.
Türkiye’de müslümanların görmüş oldukları bütün zulümlerin ve mağduriyetlerin tek tek içini boşaltıyorlar. Bu topraklarda din-diyanet adına ne varsa sökülüp atılıyor. Artık ne başörtüsü yasaklarının bir anlamı kaldı ne de inancından dolayı baskı gören insanların çektiklerinin. Kimsenin, zamanında diye başlayan hikayeleri dinleyecek midesi kalmadı. Çünkü bu hukuksuzlukları eleştirerek iktidara gelenler bunların çok daha fazlasını yaptı, daha fazlasını da yapacak.
Horlanan, itilen, kakılan mahallenin bir zamanlar dini bütün eşrafı bütün köylülüğüyle geldi ve geçmiş bütün hesapları kurnazlığı, sinsiliği, açgözlülüğü ve sonradan görmeliği ile görüyor. Hoş zamanında kendilerine hayat hakkı tanımayanlar bunu fazlasıyla hak etmişti ama bu kadar zeka yoksunu ve bu kadar zalimane olacağını kestirmek gerçekten zordu. Demek eskiden dava denen şey meğer para yokluğuymuş. Eskiden muhafazakar camianın vicdanlı denilen insanlarının meğer çok düşük bir fiyatı varmış.
Herkes ektiğini biçtiği gibi şimdi bu zalimler de yakında, ektiklerini biçecekler. Taban diyerek, aman eğitim oranı yükseldikçe bize destek düşüyor diyerek, bütün medyasıyla robot aptala çevirdiği mankurtlar ters döndüğü zaman bu yobazlık ve ilkellikle kendileri baş başa kaldıkları zaman işte esas o zaman çok acı olacak onlar için.
Mançuryalı Aday’da olduğu gibi bayrak, ezan, devlet kelimeleri dendiğinde bir anda hipnoza giren bu kitle uyandığında demiyorum, aç kaldığında olanlar olacak.
Kutsallar üzerine yapılan kutuplaştırmanın Türkiye’yi nereye götürdüğünü yakın tarihten örneklerle dolu. En büyük provakasyonların din elden gidiyor mealinde yapıldığını bilmeyen yoktur. Ve bu oyunun sonunda eli silahlı adamın topu alıp kestiğini de.
Şimdi tabanındaki twitter canlısı, 100-200 kelime haznesiyle bütün dünyanın yemeyi içmeyi kesip Türkiye’yi nasıl boğarız diye düşündüğünü, Türkiye’nin dünyada lider ülke olmak için adım adım ilerlerken, içerideki hainlerin bunu engelleye çalıştığını sanarken, ezan-bayrak diye hislenip hayatında namaz kılmamışken bir anda kendisini dini mübini İslam’ın son emanetçisi gazıyla sokaklarda bulacak ama ne saldıracağı adam olacak ne de alacağı bir ganimet. Sokakta karnını doyurmak için çöp karıştıracak.tr724.com