Türkiye’de gerçekleşen 31 Mart yerel seçimleri Avrupa ve Almanya basını tarafından da yakından takip edildi.Türkiye’de yapılan yerel seçimler Avrupa basınında da kapsamlı bir biçimde irdeleniyor. İtalyan Corriere della Sera gazetesinin 31 Mart Yerel Seçimleri’ne dair yorumu şöyle:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi kariyerine belediye başkanı olarak başladığı kentte bir mitingten diğerine hiç yorulmadan koştuğu seçim kampanyasının son günlerinde, ‘İstanbul’u kazanan tüm Türkiye’yi kazanır’ demişti. Türkiye’nin 81 ilinde dün yapılan belediye başkanlığı ve mahalli idareler seçimi, kriz nedeniyle solan, enflasyonun dört nala koştuğu ve Türk Lirası‘nın tarihi düşüşlerinden birini yaşadığı Türkiye’de, Erdoğan açısından siyasi bir sınav olarak görülüyordu. Erdoğan da tehlikenin farkına vararak Batı’yı ve daha da özelinde ABD’yi, Türkiye ekonomisini kasten sabote etmekle suçladı. Ancak bu kez, 17 yıldır hiç bıkmadan ona oy veren seçmenlerinden bir bölümü, Erdoğan’a tokat atmak istedi.”
İsviçre’de yayınlanan Neue Zürcher Zeitung da yerel seçimlerden çıkarılacak dersler olduğunu şu yorumla sayfalarına taşıyor:
“Ülkedeki siyasi güç dağılımında ciddi anlamda bir değişiklik olmadı ve iktidar zaten Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda. Ancak yine de bu seçimden çıkarılacak bazı dersler var. Muhalefet partilerinin başarılı olabilmeleri için güçlerini birleştirmeleri gerekiyor. Her şeyden öte hem seçimler hem de öncesindeki kampanyalar bir kez daha Türk toplumunun içinde bulunduğu derin kutuplaşmayı ortaya koydu. Birçok seçim sandığında şiddet olayları yaşandı. Pazar günü dört kişi öldü onlarca kişi yaralandı. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı toplumsal bölünmenin ardından acilen daha birleştirici bir rotaya ihtiyacı var. Yaşanan seçimlerin bunun yolunu açtığını söylemek ise oldukça zor.”
Almanya’nın en prestijli gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, yerel seçimlerin Türkiye açısından bir fırsat olabileceği görüşünde:
“Recep Tayyip Erdoğan ve onun muhafazakar İslami partisi seçmene neler vaad etmemişti? Ekonomik kriz, seçim sonrasında sihirli bir el değmiş gibi yok olacaktı. AKP’ye oy vererek cennete açılan kapının anahtarını ele geçirmek mümkündü. Rakiplerine ise tehditler yağdıran Erdoğan’ın onlara yönelik vaadi, ‘Osmanlı Tokadı’ idi. Peki ne oldu? Muhalefet net bir farkla başkent Ankara’yı fethetti. Pazartesi sabahı elde olan veriler, yeniden yapılacak sayımlarla kesinleşirse, 25 yıldır muhafazakarların elinde olan en büyük kale, ekonomi metropolü İstanbul da muhalefete geçebilir. (…) Türkiye’de 2023’e kadar seçim olmayacak. Bu yeniden aklın yoluna dönmek için bir fırsat olabilir. Erdoğan bugüne dek, iktidarının tehlikede olduğunu hissettiğinde hep aynı yola başvurdu: Baskı, baskı ve daha fazla baskı. Bu seçimlerden bir ders çıkarıp çıkarmadığı yakında görülecektir.”
Almanya’nın bir başka büyük gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung ise AKP’nin bugünkü haliyle eski gücüne kavuşamayacağını savunuyor:
“Yerel seçimlerin iki nedenden dolayı tüm Türkiye açısından büyük bir önemi var. Erdoğan seçimden önce yaptığı konuşmalarda, seçimlerde ‘devletin bekasının’ ve böylece kendi iktidarının söz konusu olduğunu öne sürmüştü. Seçimler bir yerde hala tartışılan cumhurbaşkanlığı sistemi ve kendi cumhurbaşkanlığı için bir halk oylaması anlamı taşıyodu Erdoğan’a göre. Diğer yandan Türkiye’de tüm ülkeyi kapsayan siyasi değişimlerin sinyali yaklaşık yarım asırdır önce yerel seçimlerle görülür. AKP şu anki hali ile yolun sonuna geldi. Bizzat Erdoğan bir kez daha başarıları kanıksamış partisindeki ‘yorgunluk’tan şikayetçi oldu. Bundan sonra ya parti kendini yenileyecek ya da AKP’nin içinden yeni bir parti çıkacak. Bunu hayata geçirecek yeterli sayıda parti içi muhalif mevcut. Şayet bu olmazsa daha fazla AKP seçmeni muhalefete kayabilir. Erdoğan için şu an tek teselli önümüzdeki dört yılda ülkede herhangi bir seçim olmaması.”dpa,DW/ET,DÇÜ ©Deutsche Welle Türkçe