Ülkede hali vakti yerinde olan faşistleri diğerlerinden ayırmak çok kolaydır.
Lafla değil tavırları ile kendilerini ele verirler.
Misal…
Devlet Bahçeli açık konuşmuş:
“Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının idaresi, egemenliğin yegane sahibi Türk milletinin doğrudan kontrolündedir.”
Gizli faşistler, direkt böyle yazmaz.
Görmezden gelerek, aslında o başkanların çok da masum olmadıklarını falan söyleyerek örtülü olarak bu görüşe destek verirler.
Sessiz kalmak da çoğu zaman iyi bir seçenektir, böyleleri için.
**
İnstagram’da paylaşımlarını görürsünüz:
San Fransisco’daki bisiklet yollarına öykünürler.
Londra’da direklere asılmış küçük raflara bırakılan okunmuş kitapların fotoğrafını çekip “Ah bizde de böyle şeyler olsa” diye yazarlar.
Ne bileyim, “Avrupa’da sokaklarda başıboş kedi/köpek göremezsiniz” diye gıpta ederler.
Festivallere katılıp farklı insan tiplerini, çiftleri hayranlıkla izler, o renkliliğin altına döşendikçe döşenirler, filan.
Esasen, bunları kendi ülkeleri için de istiyor olduklarında samimi değillerdir.
Ülkelerine döndüklerinde kendileri gibi düşünmüyor diye insanları çarmıha gererler.
Azınlık cemaatlerine tahammülleri yoktur, başı örtülülere yoktur, Suriyelilere yoktur, Kürtlere yoktur.
Milli bayramlarda ay yıldızlı bayrağı hatırlar, pişkin pişkin “farklılıklar zenginliğimiz” demeyi elden bırakmazlar.
**
Faşist denemeyecek kimi korkaklarsa her defasında sıfırlar.
Olan biteni normal görmeye başlayıp yaşama devam eder, o sabahki resmi görüşe göre kendini reset’ler.
**
Diyarbakır, Van ve Mardin’in 4 ay kadar önce seçilip koltuğa oturmuş başkanlarını…
Atanmış İçişleri Bakanı “haklarındaki soruşturmanın selametini” gerekçe gösterip görevden aldı.
Yerine valiler kayyım olarak atandı.
Valilerin ilk icraatı da belediye meclisini fesh etmek oldu.
**
Malum itirazlar yükseldi:
-Bu, seçmen iradesine darbe.
-Bakan, “Eş başkan devlete kafa tutmak demektir” diyor. Halbuki eş başkanlığı yasalaştıran 2014’te AK Parti.
-Yargı kararı olmadan seçilmiş başkanı görevden alamazsınız.
-Hadi başkanı aldınız, seçilmiş belediye meclisinin ne günahı var?
-Erdoğan, 20 sene önce hapis cezası Yargıtay’da kesinleşince başkanlığı düşmüştü.
-Hatta, belediye meclisi toplanıp aynı partiden Ali Müfit Gürtuna’yı seçmişti, filan.
**
Yapmayın bunu.
Karşınızda bunlara kulak verecek bir yapı yok.
Bunlara insanlık dersi verecek hal de yok.
Bir çete, suç örgütü, kutsalı olmayan bir şebeke ile karşı karşıyasınız.
Bu iktidara hayat suyu veren ise…
“Kayyım kararını protesto etmeyi doğru bulmuyoruz” diyen Ana Muhalefet ve lideri maalesef.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a şimdiden geçmiş olsun.