BASRİ DOĞAN | AMSTERDAM, TR724
Hollanda Devlet Televizyonu NOS’ta Eenvaandag programına konuk olan eski Albay Halis Tunç, “Tüm hayatım boyunca ülkeme hizmet ettim ve 15 Temmuz akşamı hain ilan edildim. Ülkeme dönemeyerek hale getirildim. Başka ülkeye gitmek zorunda bırakıldım.” dedi.
ORDUNUN OMURGASI KIRILDI
Darbe girişiminden 3 yıl sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin tamamen tanınmaz hale geldiğinin altını çizen Tunç, ordunun mevcut durumuna ilişkin şu bilgileri verdi: “Batı yanlısı, yüksek eğitim almış veya NATO da çalışan herkes ordudan ihraç edilmiş durumda ve şu an NATO’da çalışan ve iyi İngilizce konuşan herkes de şüpheli konumunda. NATO’nun, bir zamanlar NATO ve batı ile uyum içinde çalışan Türk ordusunun NATO ve Batı ile arasında genişleyen uçurumdan dolayı endişe etmesi gerekir. Türk ordusunun beyni ve omurgasını teşkil eden kurmay subayların yüzde 95’i halihazırda ordudan ihraç edilmiş durumda. Siyaseten tarafsız duruşa sahip kurmay subaylar, Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün idealindeki modern, laik batı değerlerini destekleyen profesyonel askerlerdi. Türk ordusunda liyakatlerini kanıtlamış güzide subayların yerini, siyasetçilere sadakatleri baz alınarak seçilen ve çok kısa eğitim sürecine tabi tutularak mezun edilen kalite ve tecrübeden yoksun yeni nesil subaylar aldı.”
HARBİYELİLERİN NE SUÇU VAR!
15 Temmuz’un Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir tasfiye operasyonu olduğuna inanığını belirten eski ALbay Halis Tunç, şunları anlattı: ”Toplamda sayıları yaklaşık 15 bin kadar olan 17/18 yaş grubundaki Hava, Kara ve Deniz Kuvvetleri askeri öğrencilerinin yüze 100’ü okuldan atıldı. Eğitim kampında bulunan ve askeri kural gereği telefonları birlik içerisinde kendilerinden alındığı için darbeden bihaber olan 257 Hava Harp Okulu öğrencisi darbeye iştirak ettikleri gerekçesiyle ömür boyu hapisle cezalandırıldılar. Bu çocuklar Silahlı Kuvvetlerin geleceğiydi. Şimdi bütün öğrencilerin hepsinin gerçekten hain ve terörist olduklarına mı inanalım?”
ALEYHİMDE HERHANGİ BİR SUÇLAMA YOK
Kendisinin tamamen masum olduğunu kanıtlayabileceğini kaydeden Tunç, ”Geri dönüp masumiyetimi kanıtlamak için dava açmak istedim, bana verilen bütün emirleri itaatle yerine getirdim, asla ihanet etmedim. Tüm hayatım ülkeme hizmetle geçti. Ve birdenbire hainmişim gibi ülkeme dönmeyerek başka ülkeye gitmek zorunda bırakıldım. Kendim aleyhinde halen herhangi bir suçlama getirilmiş değil. Maalesef görünen o ki, Türk halkının çoğunluğu Erdoğan’ın tarafından anlatılanlarını inanıyor.” şeklinde konuştu.
ELEŞTİRİ YOK, GERÇEK YOK
Türk halkının paralel bir evrende yaşatıldığına işaret eden Tunç’a göre, ”medyanın yüzde 90’u Erdoğan’ın kontrolünde. Bütün karşı görüşlü gazeteciler, eğitimciler ve hakimler tutuklandı, ihraç edildi veya şantajla tehdit ediliyor. Bu nedenle bazıları gerçeği söylemeye cesaret edemezken, bazıları da gerçeği maalesef bilmiyor. İnsanlar artık neye inanacakları konusunda kararsızlar. Hollanda’da yaşıyor olsalar dahi durum değişmiyor.” Tunç, NOS’un röportaj talebini de bu sebeple kabul ettiğini vurguladı: ”Benim ve ailem için bir risk oluşturduğunu bilmeme rağmen, sizin aracılığınızla gerçekleri toplumla paylaşma nedenim de bundan dolayıdır.”
TÜRKİYE NATO’DAN ÇIKMAMALI
”NATO’nun yapması gereken son şey Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak olmalıdır” diyen Halis Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu: “NATO, Türkiye’de hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi ve insan haklarını destekleyen herkesin yaşam çizgisidir. Hayatımın 25 yılı boyunca bu insani değerleri korumak ve geliştirmek için hizmet ettiğim Türkiye, aynı şekilde halen benim yaşam amacımdır. Çünkü çocuklarım ve gelecek nesillerin, bu insani değerlerin var olduğu dünyada özgür ve onurlu bir hayat sürmelerini istiyorum. Bu değerler aynı zamanda NATO’nun da temel değerleridir. NATO, Türkiye’nin stratejik ortağı olması gerekçesine sığınarak, Erdoğan yönetiminin çağdaş değerler aleyhine uygulamaya koyduğu politikaları görmezden gelmemesi gerekir. Aksine Türkiye’nin bu değerlere geri dönmesi için gerekli mekanizmaları işletmelidir.”