İki yıl önce cezaevine sağlıklı olarak girdi 28 yaşındaki Veysel Avunan. Temmuz ayında verem ve menenjit teşhisi konuldu. Veysel Avunan’ın 17 yaşındaki kardeşi Sümeyra yaşadıkları mezradan sesleniyor: Elleri tutmuyordu artık yürüyemiyor da… Ağabeyim tahliye edilsin, tedavi olsun!
SELAHATTİN SEVİ-KRONOS
İki yıl önce cezaevine sağlıklı olarak giren, Temmuz ayında verem ve menenjit teşhisi konulduktan sonra yürüyemez hale gelen Veysel Avunan (28) için ailesi bir kez daha çağrı yaptı. Avunan ailesinin 9 çocuğundan biri olan imam hatip öğrencisi Sümeyra Avunan (17), “Ağabeyiminin elleri tutmuyordu artık yürüyemiyor da… En son babam ziyaret etti, durumu her geçen gün kötüleşiyor. İhtiyaçlarını karşılayamıyor, bakımını yapamıyor.” dedi.Ağabeyinin Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevin’de 6 kişi kaldıklarını, fakat sağlık durumu gözününe alınarak Elazığ’a nakledildiğini kaydeden Avunan, “Çünkü Bingöl’de tedavisi çok zordu. MR çekimi için bile saatlerce bekletiyorlardı. O şimdi mahkum olarak Bingöl’de gözükse de Elazığ’dada tutuluyor” dedi.
AİLE MEZRADA YAŞIYOR
Bingöl’ün Genç İlçesi Kepçeli Köyü’nün Kayasırtı mezrasındaki evine kısa süreliğine gelen Sümeyra Avunan, ağabeyinin iki yıl önce cezaevine sağlıklı olarak girdiğini söyleyerek şöyle konuşuyor:
“15 Eylül 2017’den beri tutuklu ağabeyim. Bu yılın temmuz ayında teşhis konulmuş. Stres ve üzüntüden böyle oldu, bize yansıtmıyordu ama yaşadıklarına çok üzülüyordu. Önce yavaş yavaş zayıflamaya başladı. Son görüşmemizde çok terliyordu. Elleri hep soğuktu. Biz sorduğumuzda “bir şey yok” diyordu belki aile üzülmesin diye. Mahkum arkadaşlarından öğreniyoruz sağlık durumunu. Onlar, “Veysel çok hasta hasta haberiniz olsun” diyordu hep. Elazığ’a götürdüler. Bir hastalığı olduğu öğrenildi. Menenjit. Beyninde virüs ve bakteriler varmış ve bütün vücuduna yayılmış.”
ARTIK HAREKET EDEMİYOR VE YÜRÜYEMİYOR
“Bir ay önce cezaevine gittiğimizde açık görüşte tam yürüyemiyordu. Koluna girip arkadaşı getirmişti görüş bölümüne. Kapıda o şekilde görünce şaşırdık. Onun yanına giderken koştum sarıldım. Uzun zamandır görmemiştim. Ağlamayacağım dedim. Ağladığımı görmesin diye lavaboya koştum. Kendisi şikayet etmedi, sürekli ben iyiyim diyor.”
‘9 KARDEŞİZ, ZİYARETİNE BİLE GİDEMİYORUZ’
Ağabeyi Veysel Avunan’ı tedavi sürecinde çok fazla göremediklerini, çünkü maddi zorluklar nedeniyle ziyaret edemediklerini belirten kardeşi Sümeyra Avunan, “Sadece annem babam gidebiliyor. Biz kardeşler pek gidemedik görmeye. Hastaneye götürdükleri zaman tamamen ayakta duramıyordu. Belden aşağısı felç, ellerini hissetmiyor” diyor.Ailenin tek talebinin ağabeyinin tahliye edilmesi ve tedavi görmesi olduğunu vurgulayan Avunan, “Böyle bir hastanın hala hastanede tutulması çok saçma. Ailem iki ay önce savcılığın yanına gitti tedavi görülsün diye, dinlemediler. Kimseye derdimizi anlatamayınca sosyal medyadan insanlara ulaşmaya çalıştık. Ne olur bir şeyler yapın ağabeyim için” ifadelerini kullandı.
‘HEPİMİZİN YÜKÜ AĞABEYİMDEYDİ’
Ailesinin Bingöl’e 3 saatlik mesafede Kayasırtı mezrasında yaşadığını, oturdukları yerde başka bir evin olmadığını belirten Sümeyra Avunan, “En yakın komşu 15 dakikalık yürüme mesafesinde” diyerek sözlerine şöyle devam ediyor:
Evimizin bütün yükü ağabeyimdeydi. Bizi de o okutuyordu. Bana, “Senin için Bingöl’de uygun bir okul yok, Elazığ’a yazdırayım” dedi ve oraya gönderdi. Fakat bu süreçte çok sıkıntı çektiğimiz için tekrar Bingöl’e döndüm. Rabia Hatun İmam Hatip Lisesi’ne gidiyorum burada. Arapça ve meslek derslerim iyi olduğu için kendim seçtim İmam Hatip’i. Derdimi kimseye anlatamıyorum. Okulda ve yurtta bile paylaşmadım. Sadece için aldığım için müdür yardımcım biliyor o kadar” dedi.
HAKİME ‘KARDEŞLERİM İÇİN BERAAT İSTİYORUM’ DEDİ
6 kız 3 erkek olmak üzere 9 kardeş olduklarını belirten Sümeyra Avunan, ağabeyinin en büyükleri olduğunu söylüyor: Kardeşlerden beşi okuyor. Ağabeyim de maddi imkansızlıklar nedeniyle bir çok ilde okudu. Liseyi İzmir ve Zonguldak’ta okudu. Üniversitede Erzurum’daydı. Atatürk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Ağabeyime yaptıkları suçlama cemaate bağlı ev ve yurtlarda kalması. Başka çaresi yoktu ki. Okuması imkansızdı. Ama daha sonra ayakları üzerinde durunca bize maddi ve manevi her türlü desteği verdi. Mahkemede de hakime, “Kendim için değil kardeşlerim için beraat istiyorum. İçerde olursam kardeşlerim yapamazlar “diye konuşmuştu.