Furkan Vakfı Başkanı Kuytul, dini cemaatlere yönelik operasyonları 17-25 Aralık sürecinde Doğu Perinçek’in hapisten çıkarılması ile başladığını belirtti.
Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün, “Silahlı 2000 Selefi örgüt var” açıklamasının sonu hükümete kadar gidecek yeni bir 28 Şubat sürecini başlatabileceği iddiasında bulundu.Ahmet Mahmut Ünlü katıldığı bir televizyon programında 2000 kadar Selefi grubun silahlandığını ve savcılığın davet etmesi halinde en az 150’sinin ismini verebileceğini belirtmiş ancak dün emniyetteki ifadesinde hiçbir isim vermediği ortaya çıkmıştı.Bu durumu kendisine ait sitede, “Selefi grupların silahlandığı iddiaları hakkında açıklama” adı altında değerlendiren Kuytul, Selefi grupların “İlmi Selefilik” ve “Cihatçı Selefilik” olarak ikiye ayrıldığını belirtti. İlmi Selefilerin hiçbir zaman silahla işi olmadığının altını çizen Kuytul, “Diğer silahlı selefilik ise; bunlarda tekfirci fikirler de var. Kendileri gibi düşünmeyenleri çok çabuk tekfir ediyorlar ve öldürülmesini caiz görüyorlar. Uzun zamandır bu fikirler uyuyordu ya da tamamen bitmişti ama tekrar canlandırıldı. Ne zamandan beri? Amerikan’ın Irak’ı işgalinden beri” yorumunda bulundu.
MİT BİLMİYOR CÜBBELİ NASIL BİLİYOR?
Selefileri etrafta herkesin gördüğünden bahseden Alparslan Kuytul buna karşın kimlerin silahlı olup, kimlerin olmadığını kimsenin bilemeyeceğini belirtti. Sözlerini, “…bize de gelip söyleyen oluyor ama bunların silahı var mı yok mu, kaç grupturdurlar, kaç dernekleri var, ben niye bilmiyorum, o nereden, nasıl biliyor? Kimse bilmiyor da Cübbeli mi biliyor? Eğer böyle 150 grup, bunların da 2000 derneği varsa ve bunlar silahlanmışsa, o zaman devlet nerede, istihbarat nerede? Eğer bu doğruysa, istihbaratın tümden değiştirilmesi lazım. Tüm istihbarat elemanlarının görevden alınması lazım. Yani Cübbel’inin bildiğini MİT bilmiyorsa, o zaman MİT’i tasfiye etmek lazım. Yok biliyor da sessiz kalıyorlarsa, bunun da hesabını mahkemelerde vermeleri lazım. Eğer böyle bir şey yoksa o zaman cübbeliye de iftira attığını söylemek icab eder. Hangisi?” şeklinde sürdüren Kuytul Ahmet Mahmut Ünlü’nün bu bilgileri nereden aldığını sorguladı.
’15 TEMMUZ’DAN SONRA SİLAHLANMAYI BAŞLATAN AKP’
Kuytul 15 Temmuz sonrası silahlanmayı ilk olarak o zamanki Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeraf Malkoç’un dile getirdiğini ifade etti. Malkoç’un “Darbeye teşebbüs edenlere karşı milletin meşru müdafaa hakkını savunması için ruhsatlı silah verilmesinin önünün açılması lazım” sözleri ile Melih Gökçek’in “Muazzam bir silahlanma oldu. Pompalı tüfeği alan evine koydu. Sen yarın bir darbe yapmaya kalksan, senin elinde piyade tüfeği, keleş varken, bu da kalkıp pompalı tüfeğiyle gelmeyecek mi? Yani AKP’liler de pompalı tüfeği ile sizinle savaşmayacak mı?” açıklamasını aktaran Kuytul, Selefi gruplardan önce AKP’lilerin yargılanması gerektiğini belirtip, “Selefi grupları boş verin evvela AKP’li idarecilerin yetkililerin bu konuşmaları ne olacak, bunlar nereye konulacak?” dedi.
‘BUNLARI CÜBBELİ’NİN BİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL’
Diyanet’in tarikatlar raporunu kabul etmemesini de hatırlatan Kuytul sözlerine şöyle devam etti, “Diyanet raporu diye ortaya bir rapor attılar fakat diyanet bu raporu üstlenmiyor. ‘Biz böyle bir rapor hazırlamadık’ diyor. Bu raporu kim gündeme getiriyor? Cübbeli’nin kardeşim dediği Doğu Perinçek, bu raporu hep o gündeme getiriyor. Doğu Perinçek ve onun adamları, onunla istedikleri kadar bir algı operasyonu yapamadılar. Çünkü Diyanet bu raporu üstlenmedi. Bu sefer Cübbeliyi devreye soktular. Şimdi Cübbeli’nin bunları bilmesi mümkün değil. Zaten kendisi MİT’le, CİA ile, Adnan Oktar’la görüştüğünü kendisi söylüyor. Bu örgütleri kendinin öğrenmesi mümkün değil, demek ki bilgi alıyor. Bize neden bilgi vermiyor bunlar?”
‘BU AKP’YE TUZAK’
Kuytul silahlanma meselesinin AKP’yi, Selefi grupla konusunun muhalifleri vuracağını belirtti.“Ben AKP’lilere de şunu söylemek istiyorum; “Bunun sonu size dayanır, benden söylemesi. Bu silahlanma meselesinin ucu eninde sonunda size gelir dayanır. Birileri Cübbeli’nin eliyle aslında sadece selefilere değil, aslında AKP’ye de darbe vurmayı planlamış. Çünkü selefilerin silahlanması gündeme gelirse AKP’nin yaptıkları da gündeme gelecek. 2 kere 2 dört! Aslında bu, AKP’ye de bir tuzak sayılabilir.”
‘BÜTÜN MUHALİFLERE SELEFİ DİYECEKLER’
“Bakın, ben size olacak şeyi söyleyeyim; istedikleri kadar tarikat-cemaat demesinler. Eğer bu projeye hükümet de ‘evet’ derse bakın olacak olan şu ama hükümet bu projenin kimler tarafından yapıldığını bilip de engel olmaya kalkarsa onu bilmem! Eğer engel olmazlarsa olacağı şudur; bütün muhaliflere selefi diyecekler damgayı vuracaklar, baskın yapacaklar, operasyon yapacaklar. 40 yıldır silaha elini vurmadığını, silahsız olduğunu göstermiş ispat etmiş olan cemaatlere bile!”
Kuytul sonrasında sözlerini şöyle devam ettirdi,
‘PERİNÇEK’İN HAPİSTEN ÇIKMASI İLE BAŞLADI’
“Ben 15 Temmuz’dan sonra da daha evvelden de söylemiştim, 17-25 Aralık olaylarından sonra da söyledim; bunu bahane edip birçok cemaate darbe vurmak istiyorlar. Bu iş 2014’te Doğu Perinçek hapisten çıkınca başladı. Onunla hapishane de planlar yapılıp anlaşılmış, ‘Fetöcüleri bitirmen için seni çıkarıyoruz. Onlarla mücadele edeceksin’ denilmiş. O da bu planlarla çıktığı için hapishanenin kapısında ‘kınından çıkmış kılıç gibiyiz, hepsinin kökünü kazıyacağız’ diyor. Çünkü planı biliyor, o amaçla çıkartılmış.”
YENİ 28 ŞUBAT
“Bu 6-7 yıldır yapacaklarını yaptılar, şimdi gerisini yapmaya çalışıyorlar. Ne diyecekler? Dün ‘FETÖ’ diyerek, şimdi de ‘Selefi’ diyerek. Yeni bir 28 Şubat gibi bir şey de olabilir. Bunun sonucunda hükümet de suçlanacak. Hükümete ‘Sen bunlara müsaade ettin’ denilecek, ‘Sen silahlanmayı teşvik ettin, sen IŞİD’i, el-Kaide’yi korudun’ diyecekler ve bir 28 Şubat’a bahane olacak. ‘Sen sebep oldun’ diyecekler. Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı gibi ıvır zıvır birtakım meseleleri bahane ederek Erbakan Hocayı devirmediler mi? Bu daha büyük bir olaydır. Böyle bir şeyin hazırlığı var gibi duruyor ama hemen olmayacak. Önce ‘Selefiler’ denilerek, silahlı olsun olmasın, o bahaneyle yine bir sürü insan içeri atılacak. Plan yapılmış.”