Bağlar’da uygulanması planlanan kentsel dönüşüm projesi hem mahalle sakinlerini, hem de meslek odalarını kaygılandırıyor. Mahalleli evlerini terk etmek istemiyor.
Diyarbakır’ın en kalabalık ilçesi olan Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesinde 53 dönümlük alan, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle riskli ilan edilerek kentsel dönüşüm kapsamına alınması ile ilgili tartışmalar sürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde yürütülecek çalışma ile ilgili detaylar bilinmiyor ancak meslek odaları kaygılı. Daha önce Sur ilçesinde acele kamulaştırma ile hak sahiplerinin mağdur edilmesinden dolayı meslek odaları Bağlardaki kentsel dönüşüm kararına temkinli yaklaşıyor.
1990’LI YILLARDA KÖYLERİ, 2015’TE EVLERİ YIKILDI
Bağlar Diyarbakır’ın en yoksul ilçelerinden. Kentsel dönüşümün ilk etabı Kaynartepe mahallesinde gerçekleşecek. 200 binin üzerinde nüfusa sahip ilçede kentsel dönüşümden etkilenecek kişi sayısı 20 bin… Bağlar ilçesi 1990’lı yıllarda köyleri yakılanların göç ettiği yerlerin başında geliyor. İlçeye göç edenler sadece 1990’lılarda gelenler sınırlı değil. 2015 yılında Sur’da yaşanan yıkımın ardından Surluların da göç ettiği yerlerden biri. Defalarca evlerini kaybeden mağdurlar yine bir göçle karşı karşıya.
MAHALLE SAKİNİ: EVİMİ TERKEDEMEM
Evlerin yıkımdan etkilenecek olanların arasında Sur sakini olanlarda var. 2015’te evleri yıkıldıktan sonra Kaynartepe mahallesine göç edenler kaygılı. Sur’da yaşanan mağduriyetin tekrarını yaşamaktan korkuyor. Mahalle sakinlerinin çoğu yıkıma sıcak bakmıyor. Evlerini yıkmalarına izin vermeyeceklerini belirten bir mahalle sakini, “Yok ben izin vermiyorum. Beni öldürsünler… Ben nereye giderim? Maaşım yok, bir şeyim yok… Evimi kaybedersem gidecek hiçbir yerim yok” diye anlattı.
MUHTAR: BURADA YAŞAYANLAR YOKSUL KESİM
Kaynartepe Mahalle Muhtarı İlhami Altun, kentsel dönüşüm kapsamına alınan bölgenin riskli alan olarak ilan edildiğini söyledi. Riskli alanın Bağlar Dörtyol, Atatürk İlköğretim Okulu, Hacı Ömer Camiinin bulunduğu bölge ve civarı olduğunu anlatan Altun, nasıl bir projenin hayata geçirileceğine ilişkin bilgiye sahip olmadığını söyledi. Kentsel dönüşüm kapsamına alınan bölgede yaşayanların maddi durumunun oldukça kötü olduğunu hatırlatan Altun, “Şu an da en fakir, en mağdur, sosyal yardımlaşmaya muhtaç insanlardır. Hepsi yeşil kartlı, hepsi işsiz… Evlerde çalışan yok. İş-Kur’a başvuru yapıyorlar iş çıkmıyor. Gençler işsiz. Buradaki mahallenin durumu çok vahimdir” dedi.
“KİMSE ÇIKMAK İSTEMİYOR”
Kentsel dönüşüm kapsamında olan bölgede 20 bine yakın insanın yaşadığını anlatan Altun, “Tabii ki biz iyi bir mahalle istiyoruz, iyi bir yaşam hakkımızdır. Ama benim kaygım halkın mağdur olasıdır. Burada yaşayanların yüzde 60’ı kiracı… Kiracı olanların durumu ne olacak? Bu durumda olanlar tedirgindir. Mahalle adına ricam, insanlarımız mağdur olmasın” dedi. Hak sahibi olanlarında kafalarında çok soru işareti olduğunu anlatan Altun, yeni yapılacak evlerin değerinin bilinmediği gibi, hak sahiplerine ne verileceği konusunun netleşmediğini söyledi. Muhtar Altun, mahallede yaşayanların mahalleden çıkmak istemediğini belirtti.
ASLAN: METREKARE ÜZERİNDEN YAPILACAK ÖDEMELER MAĞDURİYET YARATABİLİR
Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Selma Aslan, Bağlardaki yapıların sağlıksız olduğunu belirterek, yapılacak çalışmaların şeffaf yürütülmesini istedi. Projeye ilişkin kendilerine danışılmadığı ve görüş alınmadığını ifade eden Aslan, “Yapıların sağlıksız olduğunu söyleyebiliriz. Evet orada yapısal anlamda bina statiği anlamında riskli ancak bu dönüşüm yapılırken nasıl yapılacağı çok önemli. Bu insanlara metrekareler bazında ödenecek miktarların çok komik kalacağını ve gerçekten mağduriyet yaşanmamasını mümkün olmadığını düşünüyoruz. İnsanların yerinden edilmeden çözüleceği söyleniliyor ama buna ilişkin bizlerle herhangi bir paylaşım olmadı. Sivil Toplum Örgütleri ile üniversitelerle ortaklaşa bir çalışma yürütülmediği için bu konuda endişeli olduğumu söyleyebilirim” dedi.
“HAK SAHİPLERİ BARO VE MESLEK ODALARI İLE GÖRÜŞMELİ”
Hak sahiplerinin dikkat etmesi gerektiği hususlar konusunda uyarılarda bulunan Aslan, şunları söyledi:
“Yapılan bütün bu çalışmalar ortaklaştırılmalı. Hani bölge kullanıcılarıyla, sivil toplum örgütleriyle, meslek örgütleriyle, üniversitelerle ve bu konuda ehil insanlarla ortak projeler üretilmeli. Ortak çözümler bulunmalı… Bağlarda oturan, yaşayanlar yasal haklarını bilmeleri gerekiyor. Bilmeden etmeden hiçbir evraka imza atmamaları gerekiyor. Bu konuda Baroyla görüşebilirler… Bu konuda yine Mimarlar Mühendisler Odalarıyla en azından bilgi alışverişi yapabilirler. Mağdur olacakları şekilde bir çalışmanın içerisine girmemeleri gerekiyor. Orada yaşayan insanlar mevcut yaşam koşullarından kaynaklı daha rahat koşullar istiyorlar, bu olması gereken bir şey… Bunu yaparken daha fazla mağdur olmama adına daha dikkatli olmaları gerektiğini söylüyoruz.” artıgerçek