Alparslan Kuytul: İnanın, 10 sene önce AKP’lilere ‘bakın bu noktaya geleceksiniz’ ya da cemaatlere ‘siz ilerde böyle olursunuz’ denseydi ‘hayır biz asla böyle olmayız’ derlerdi. Sizi içine çekip sizi öğütüyor sistem. Devletin en büyük gücü de sizi çamuruna çekip orada boğmasıdır. Tayyip Erdoğan’a yaptığı gibi.
SÖYLEŞİ | FİKRİ DOĞAN
Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul ile sadece dava sürecini ve güncel politika konuşmadık. Mısır’da İslam fıkhı eğitimi almış Kuytul, kendi Tevhid ve İslam anlayışı, Furkan Vakfı ile Türkiye’deki başka cemaat ve tarikatların farkları üzerine de ilginç değerlendirmelerde bulundu. İşte satır başları…
Biraz İslam anlayışınızı konuşalım. Bugün Türkiye’de tarikatların, cemaatlerin hemen hepsi iktidara yakın dururken siz niye muhalif bir yolu seçtiniz?
Bizim kendi kafamıza göre bir metot koyma hakkımız yok. Nasıl mücadele edeceğiz, bunun yöntemi ne olacak, güçlülerle beraber mi olacağız, madden güçlenmeyi mi bekleyeceğiz, ilk günden itibaren dobra dobra mı konuşacağız Allah ve Resulü belirler. Kuran-ı Kerim peygamberimize hitaben buyuruyor ki ‘Emr olunduğu gibi istikamet üzere ol’ Peygamberimize bile Allah böyle söylüyor. Demek ki peygamber de özgür değil. Biz mi özgürüz? Onlar nasıl mücadele ettiyse ben de öyle yapmak zorundayım.
O zaman diğer dini gruplar neden böyle davranmıyor?
Onların demek ki böyle bir derdi yok. Yani onlar Allah’ın ve Resulünün dediklerinin dışına çıkanlarla can ciğer olabiliyor. Muhalefet etmeleri gerekir normal şartlarda… Peygamberleri, Kur’an’ı örnek alalım, kafamızdan hareket metodu uydurmayalım. İşte kafamızdan hareket metodu uydurursak olacağı budur, sonunda gelinen nokta budur. İlk başta ‘La İlahe İllallah’ diyerek başlasalardı böyle olmazdı.
SADECE İBADET VE AHLAK ANLATIRSANIZ DEVLETİN ZULMÜNE KARŞI KOYAMAZSINIZ
Öteki dini cemaatler, tarikatlar ne ile başladı sizce?
‘İbadet ve ahlak’ diyerek başlıyorlar. Dinin ibadetini ve ahlakını konuşuyorlar. Dinin asıl davasını ‘La İlahe İllallah’ı konuşmuyorlar. Çünkü sadece ibadet ve ahlak anlatırsanız devletle karşı karşıya gelmezsiniz. Ama ‘Allah’tan başka ilah yok’ cümlesini halkın anlayacağı dille anlatırsanız güçlülerle karşı karşıya gelirsiniz. Bunu göze almayanlar tevhidi anlatmıyorlar. İşlerine geliyor ve korkuyorlar.
Bugünün Türkiye’sinde korkmaları normal değil mi?
Korkmak Müslümana yakışmaz. Kur’an buyuruyor ki ‘Onlardan korkmayın, benden korkun, eğer müminseniz.’ Ama insanoğlu maalesef korkar. Allah’ın dışında da birçok şeyden korkar ama lafa geldiği zaman ‘Ben Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmam’ der, aslında Allah’tan başka her şeyden de korkar.
HÜKÜMETLER HAMALDIR, ASIL OLAN DEVLETTİR
Cemaatler, tarikatlar şu an bunu mu yapıyor sizce?
Hepsini kast edemem ama birçokları bunu yapıyor. Doğruyu konuşmayanlar niye konuşmuyor olabilir başka? Korkudan başka ne olabilir yani? Eğer ‘bizim metodumuz bu diyorlarsa’ ben de onlara diyorum ki ‘metot da strateji de Allah ve Resulünden alınır.’ Namazı nasıl ki kafamıza göre kılamazsak İslam’a hizmeti de kafamıza göre yapamayız. Müslümanlar mesela partileştiler, parti kurdular mesela. Ne oldu?Sonuçta nereye vardık, Türkiye’de ne değişti? Allah rahmet eylesin Erbakan Hoca da geldi, Özal da geldi. Neyi değiştirebildik biz? Biz bir şeyi değiştiremedik. Demek ki bu yolla olmuyor, belki bu insanlar kötü insanlar değil ama, bu yolla olmuyor. Devlet denilen bir şey var hükümet olmanız bir şey ifade etmiyor. Aslında hükümetler, bütün devletlerde de öyledir, hamaldır. Bir de devlet vardır.
NEMRUT VE FİRAVUN DAHİL ALLAH’IN VARLIĞINI KABUL ETMİŞTİR
Siz ‘La ilahe İllallah’ ifadesine genel kabul görenin dışında bir anlam yüklüyorsunuz?
Tabii, ‘Allah’tan başka yaratıcı kabul etmiyorum’ demek değil sadece. Aynı zamanda ‘Allah’tan başka kimsenin koyduğu kuralları kabul etmiyorum’ demek anlamına geliyor. Allah’tan başka otorite tanımıyorum. Zaten Allah’tan başka yaratıcıya kimse inanmamıştır tarih boyunca. Tarih boyunca putperestler dahil, Firavun dahil, Nemrut dahil hepsi Allah’ın varlığını kabul etmişlerdir.
Allah’ı kabul ediyorlarsa neyi reddediyor, neden inanmıyorlar size göre?
Peygamberlerin gönderildiği toplumlar Allah’ı inkar etmemişlerdir. Allah’ın peygamberini inkar etmişlerdir, kitabını inkar etmişlerdir (eğer kitap gönderildiyse), ahireti inkar etmişlerdir. Neden? Çünkü peygamberi kabul ettiği zaman ona uymak zorunda. Hayatını değiştirecek. Hayatını değiştirmemek için peygamberi inkar ediyor. Kitabı kabul ederse, kitaba göre yaşaması gerekecek. Düzeni bozulmasın, saltanatını kaybetmesin, hayatını değiştirmesin, istediği gibi haramlara girebilsin diye kitabı inkar ediyor. Ahireti inkar etmesinin sebebi de yine aynı. Ahiret varsa hesap var. Haramlara helallere dikkat etmesi gerekiyor. Ahiret insanı frenliyor. Maddi gücünü kaybetmek istemiyor.
PEYGAMBERLERE KARŞI GELEN BURJUVA KESİMİDİR; MARKS’IN DEDİĞİ GİBİ ‘EY İŞÇİLER AYAĞA KALKIN’
Yani iktidarlarını, güçlerini kaybetmemek için mi peygamberlere karşı çıkıyorlar?
Dikkat edin, peygamberlere karşı gelenlerin yüzde 99’u kodamanlardır, burjuva kesimidir ve idarecilerdir. Yani zenginler ve yetkililerdir. Onlar önce karşı gelmişlerdir. Çünkü onların kaybedecekleri çok şey var. Peygamber ‘Otorite siz değilsiniz’’ demiş oluyor onlara. Bunu söyledikleri için peygamberlere düşman oluyor idareciler. Kimler itaat ediyor fakirler. Çünkü onların kaybedeceği bir şey yok. Marks’ın dediği gibi, ‘’Ey işçiler ey fakirler ayağa kalkın. Kaybedecek bir şeyiniz yok zincirlerinizden başka’’ Bunlardan kurtulmuş olursunuz diyor. Peygamberlere iman edenlerin fakirler olmasının ilk planda (zenginler daha sonra iman ediyor) sebebi bu. Fakir kimseye hükmetmiyor ki, neden peygambere iman etmesin. Devlete hükmedenler inkar ediyor.
BÜTÜN PEYGAMBERLER MUHALİFTİR VE DEVRİMCİDİR
O zaman bütün peygamberler ”devrimcidir’’ diyebilir miyiz?
Tabii ki devrimcidir. Bütün peygamberler muhalif ve bütün peygamberler devrimcidir. Ama bunu Allah adına yapmışlardır. Allah namına konuşmuşlardır ve Allah’ın davasını öne sürmüşlerdir. Şunu demişlerdir. ‘’Ey kadınlar gelin Müslüman olun. Müslüman olursanız Allah sizin haklarınızı da verecek. ‘Ey işçiler gelin Müslüman olun’ Müslüman olursanız Allah sizin haklarınızı da verecek. Ey Kürtler, Ey Türkler, Ey Araplar, Ey Acemler. Tüm insanlara söyledikleri bunlardan ibarettir.
İslami camianın yıllardır yıkmak istedikleri ‘devlet’i bugün kutsaması nedendir?
İslami camia aslında çok azına razı. Ondan böyle oluyor. Devlet onlara çok az bir şey verdiği zaman onlar çok mutlu oluyor. Bir Arapça ezanı yeniden verdiği zaman Menderes, İslami camia çok mutlu oldu. Sanki, her şey tamam olmuş gibi. Halbuki hiçbir şey tamam değil. Müslümanlar ne istemeleri gerektiğini bilmiyorlar. İstekleri çok basit. Böyle Arapça ezan ve başörtüsü. Allah’ın topraklarında Allah’ın dediği olmalı. La ilahe İllallah diye ortaya çıkmayınca, kafalarımız gelişmiyor, aklımız küçük kalıyor.
NAMAZ KILIYOR AMA ŞİRK İÇİNDE BELKİ DE…
İlahiyatçıların, cemaat liderlerinin hocaların bunu bilmeme ihtimalleri var mı?
Bunu biliyorlar tabii ki. Diyorlar ki ‘Evet doğrusu odur. Ama bu böyle direkt söyleyerek olmaz. İşte biz devlete sızmalıyız. Yavaş yavaş merhale merhale olur.’ Ama Kur’an ve sünnette tüm peygamberler açık olmuşlardır, dobra dobra konuşmuşlardır. Hakikati konuşmuşlardır. Musa (AS) sarayda büyüdü mesela. Allah’ın ona ilk emri neydi? Git doğrudan doğruya İslam’ı anlat. Hocalar bunları bilmiyor mu? Tevhidi anlatmak var Firavunları bile doğrudan doğruya İslam’a davet etmek var. Tevhidi bilmeden ölüyorlar insanlar. Namaz kılıyor ama şirk içinde belki de. Bunun sorumlusu bu hocalardır konuşmuyorlar. Topluma tevhit öğretilmedi. Yapmamız gereken şey tekrar toplumumuza tevhidi öğretmektir.
DİYANET ‘ALLAH’IN DEDİĞİ OLMALI’ DESE DEVLET 5 DAKİKADA KAPATIR
Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurum var. 14 milyar lira bütçesi var, yüzbinlerce insan çalışıyor, anlatamıyorlar mı size göre?
Olamaz ki siz laik devletten bunu mu bekleyeceksiniz. Diyanet devlet kurumudur. Laik devlet diyanet ehli insanlar böyle konuşsalar ‘Allah’ın dediği olmalı’ deseler o kurumu beş dakika bırakmaz. Buradaki insanlar kendi imanlarıyla oynamıyorlar mı yani… Bilerek yapmamak… Bakın şeytan şöyle kandırıyor insanları ‘tamam doğrusu budur ama doğrudan doğruya söyleyerek olmaz yavaş yavaş inşallah ilerde bir gün olur’ gibi. Ama olmuyor 80-90-100 yıldır olmuyor, olmaz da. Bunlar içi boş, o imam-hatiplerden yetişen kim dindar oldu. İçi boş okulların eğitim sisteminde de kalite yok. Okulların çoğu boş millet istemeden gidiyor okullara. En yakın okullara gitmeye zorluyor kalite yok. O okullarda ne İslam öğretiliyor ne Arapça hiçbir şey yok.
DEVLET KULAĞINI ÇEKTİ, TAYYİP ERDOĞAN ARTIK ‘DİNDAR NESİL’ DEMİYOR
AKP iktidarı için neden bu kadar önemli imam hatipler? Seçmen mi yetiştiriyorlar?
Bilemem ne amaçlıyorlar; ama iyi düşünürsek, elimde devlet gücüyle belki bir şekilde dindar bir nesil meydana getirebilirim gibi en iyi ihtimalle böyle düşünmüş olabilir. Aynı zamanda tabi kendisine oy verecekler bunu da düşünmüştür mutlaka. Ama senin bir kadron yok hiç Bu okullar sonuçta devletin elinde hükümetin değil. Aslında devlet denilen yapı okulların içini boşalttı sen mademki bu konuda ısrarcısın ‘açacağım’ diyorsun, imam hatip aç, ben içini boşaltırım, dedi. Durum bu, bu okullarda dindar bir nesil meydana gelmedi zaten. Gülencilerle arası açıldıktan sonra dindar nesil kavramını da bıraktı Tayyip Erdoğan. Bu kavramı kullanmıyor artık, ben hiç duymadım ağzından. O devlet denilen güç kulağını çekti herhalde, ‘bir daha bu lafı duymayacağız’ dedi. ‘Dindar nesil lafını falan istemiyoruz, cemaatleri bitireceğiz, zayıflatacağız. HDP’yi de bunları da’, dedi. ‘Dindar nesil kavramını bir daha kullanmayacaksın yoksa bırakırız seni Gülenciler seni bitirir’ diye tehdit ettiler gibi geliyor bana.
RABBANİ BİR DİK DURUŞU ILIMLI MÜSLÜMANLAR DA SEVİYOR
İslamcı bir iktidara karşı muhalif tavrınız İslami camiada nasıl karşılandı, nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bakın mesela ben zulme karşı açık tavır koydum, bu yolda hapsi de göze aldım, o zulme uğrayanlar, onların çevresindekiler bu tavrı sevdiler. Bu neyi gösterir, demek ki kendileri ılımlı bile olsalar Rabbani bir duruşu, dik bir duruşu, tavizsiz bir duruşu herkes seviyor. Her Müslümanın rüyası ılımlı bir İslam anlayışına sahip olsa bile peygamberi hareket metodudur. Kendisi korksa bile cesur Müslümanı sever. Neden benim duruşumu seviyorlar? Müslümanların hepsi İmam Hüseyin’i seviyor o zaman neden onun gibi davranmıyor? Neden o tavrı göstermiyor? Hüseyin’i seviyoruz, sırf peygamber torunu olduğu için değil o tavrından dolayı seviyoruz. Hüseyin’in başkaldırdığı nokta nedir? Babadan oğula geçen sisteme başkaldırıyor. Peygamberimiz çok kısa bir dönem gizli faaliyet yaptı ve tevhidi yine anlattı sadece aleni anlatmadı.
‘Gizli anlatma’ dönemine neden ihtiyaç duydu sizce?
Bir kadronun oluşmasını istedi önce. Çünkü her taraf put dolu. Bir anda putları reddettiği zaman kendisine karşı büyük bir kıyım hareketine girişirlerse tek başına olduğu için onlara karşı koyamaz. Bir kadro oluşsun. Müslümanlar hiç değilse birbirine güvenir hale gelsinler. ‘Biz de varız artık’ desinler ondan sonra ortaya çıktı ki 40 kişi oldular Hz. Ömer’in iman etmesiyle. 3 senelik bir dönemdir bu. Müslümanlar 80-90 yıldır kendilerini gizliyorlar hiç bu dönem bitmiyor bizde. Ve bu arada insanlar tevhidi bilmeden ölüyorlar. Bunun vebali bu hocaların boynunadır.
İnanın ki belki AKP’lilerin de birçoğu ‘bu noktaya geleceksiniz’ denseydi ya da bazı cemaatler ‘siz ilerde böyle olursunuz’ deselerdi belki de ‘hayır biz böyle olmayız’ derlerdi. 10 sene 20 sene evvel söyleseniz ‘biz öyle olmayız’ derlerdi ama oldular. Aslında dik durmayınca, taviz verince, başka davalar öne sürünce zamanla bu noktaya geliyorsunuz. Yoksa belki onlar da bu noktaya gelmeyi istemezlerdi. Aslında sistem sizi içine çekiyor, sistemin içine girmemeniz gerekiyor, içine çekip sizi orada öğütüyor sistem. Sistemin en büyük gücü de sizi çamuruna çekip orada boğmasıdır. Tayyip Erdoğan’a yaptığı gibi.