Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin (AKBK), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının uygulanması için hükümetin 30 Eylül’de sunmak yükümlü olduğu eylem planın son günüydü. Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “serbest bırakılsın” kararına rağmen tahliye edilmedi.
Avukatı Benan Molu, “Demirtaş ile ilgili olarak hükümetin sunmakla yükümlü olduğu bir eylem planı vardı. Bu da şu demek, İnsan Hakları Mahkemesi bir karar verdiğinde ve karar kesinleştikten sonra 6 ay içerisinde devletler Bakanlar Komitesine o kararın nasıl uygulanacağını, o kararda tespit edilen sorunları gidermek için ne gibi önlem aldıklarını ve alacaklarını, belki bu eylem planını çıkartmak olabilir, yargı paketi çıkartmak, anayasa değişikliği yapmak vs. bunlarla ilgili bir eylem planı sunması gerekiyordu” dedi.
Evrensel’in sorularını yanıtlayan Molu, “22 Haziran bunun için son gündü. Fakat hükümet 22 Haziran’a kadar bu eylem planını sunmadı. Bunun üzerini Avrupa Bakanlar Komitesi ‘son kez 30 Eylül’e kadar süre veriyorum’ dedi. Orada şu an bilmediğimiz şey şu: Hükümet 30 Eylül’e kadar bu eylem planını sunmuş olabilir. Bakanlar Komitesine biz bir şey gönderdiğimiz de ya da hükümet gönderdiğinde bunu karşı taraflara göndermesi 1-2 gün sürebiliyor. Şu an hükümet eylem planını gönderdi mi göndermedi mi bilmiyoruz. Şu ana kadar Komite’den bize gelen bir tebligat yok” diye konuştu.
“ESAS AMAÇ CEZAEVİNDE TUTMAK”
Molu, Demirtaş’ın lehine verilen hukuki kararların uygulanmamasını ise şu sözlerle anlattı:
“AİHM Büyük Dairesinin kararında da var. Amaç Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde tutmaya devam etmek. En son verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası vardı Yargıtay tarafından 29 Nisan’da onanan. O cezayla birlikte düşününce, devam eden diğer soruşturma ve kovuşturmalarla hatta HDP’nin kapatılması ve orada Demirtaş’a siyaset yasağının istenmesiyle birlikte düşünüldüğünde, esas amaç mümkün mertebe cezaevinde kalması ve seçimlerde aday olmasını engellemeye çalışmak. Bugüne kadar verilen karalarda Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir biçimde yorumlanıp o şekilde kullanılıyor cezaevinde tutmak için.”