Avustralyalı onkologlar, lösemi ve miyelom gibi kan kanserlerinin tedavisini ilerletebilecek yaşamsal bir ipucuna ulaştıklarını duyurdu.Queensland Tıbbi Araştırma Enstitüsü (QIMR Berghofer) ile Peter MacCallum Kanser Merkezi’nden araştırmacılar, çalışmalarının, T hücresi kullanan bispesifik tedavi adı verilen bağışıklık artırıcı tedavi türüne yeni bir ışık tuttuğunu söylediler. QIMR Berghofer’den Dr. Kyohei Nakamura, tedavinin, vücutta bulunan T hücrelerini kan kanseri hücrelerine saldırıp yok etmeye yönelten bir “füze kontrol sistemi” gibi hareket ettiğini söyledi.
Blood Advances dergisinde yayınlanan araştırmanın bulgularından önce sürecin gerçek anlamdanasıl işlediğinin belirsiz olduğuna işaret eden Nakamura, dolayısıyla bunun bilimsel olarak açıklığa kavuşturulmasının tedavinin ilerletilmesinde büyük bir atılım sağlayabileceğini söyledi. Araştırmacılar, değişmez doğal öldürücü T (iNKT) hücresi olan nispeten nadir bir hücrenin, bağışıklık tedavisinin T hücrelerini kanser hücrelerini hedef almaya yöneltmesini sağlayarak, “füze kontrol sistemini açan bir anahtar” gibi olduğunu buldular. Bilim insanları bunun, iNKT hücrelerinin sayısını artırmak suretiyle bağışıklık tedavisinin daha etkin hale getirilebileceği anlamına geldiğini söylüyorlar.
Nakamura, “Araştırmamız, bu iNKT hücrelerinin ne kadar önemli olduğunu ve T hücresi kullanan bispesifik tedavinin etkinliğinin artırılmasında oynadıkları kritik rolü ortaya koyuyor” dedi. QIMR Berghofer’den Mika Casey de iNKT hücre sayısının birçok insanda normal olarak düşük sayıda bulunduğunu, kanser hastalarında daha da az olduğunu, ancak hücre sayısının bir aşı kullanmak suretiyle artırılabileceğini söyledi. Casey, “Bu iNKT hücrelerinin sayısının artırılmasının, çoklu miyelom hastalarında etkin olduğu kanıtlandı” dedi. Avustralya Kanser Araştırma Derneği verilerine göre, Avustralya’da her yıl yaklaşık 11.500 kişiye kan kanseri teşhisi konuyor ve bunlardan 4.000’i can kaybıyla sonuçlanıyor.