CHP lideri Kılıçdaroğlu, SADAT’ın önüne “seçimlere yönelik risk gördüğü için mi gittiği” sorusuna, “Bu tür riskleri ortadan kaldırmak için” yanıtını verdi.
Geçtiğimiz günlerde Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, önümüzdeki kış için “çok kaygılı” olduğunu belirterek, “Bu kış özellikle ekonomik şartlar bağlamında bazı olaylar yaşanabileceğinden endişe ediyorum” demişti. Davutoğlu’nun bu sözleri hatırlatılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bu tür “riskleri” ortadan kaldırmak için SADAT’ın önüne gittiğini söyledi.
T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Kılıçdaroğlu, “Ekonominin koşulları insanları zorluyor. İktidara yakın çevrelerden kimileri bile provokasyon olacağı iddialarını dile getiriyor. Geçtiğimiz hafta görüştüğüm Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da önümüzdeki kış yaşanabileceklerden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Siz risk görüyor musunuz?” sorusuna dikkat çekici bir yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Bütün tabanımıza ve gittiğim yerlerde de vatandaşlara şu çağrıyı yapıyorum: AKP’nin oyununa gelmeyin, büyük bir sabırla sandığı bekleyin. Sandığın başına gittiğinizde, oyunuzu kullandığınızda, sizden sadece bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu öyle kullanın. Ve kendinizi, ailenizi, evlatlarınızı düşünün oyunuzu öyle verin” dedi.
‘RİSK GÖRÜYOR MUSUNUZ?’ SORUSUNA YANIT: HERKES HADDİNİ BİLECEK
“Bir buhran dönemi yaşıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, “Çok büyük sıkıntılar var bunun farkındayız. Ama bunun düzelmesinin yolu yine demokrasiden geçiyor. İktidarı sandıkta değiştirmek gerekiyor. Demokratik yollardan bu değişimi yaparak demokrasimizi güçlendireceğiz. Herkese bu çağrıyı yapıyorum” ifadelerini kullandı.
CHP lideri, “Risk konusunu nasıl görüyorsunuz? SADAT’ın önüne gidip açıklama yapmanız risk gördüğünüz için mi?” sorusuna ise “Bu tür riskleri ortadan kaldırmak için. Herkes haddini bilecek. Herkes demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin faziletini öğrenecek. İktidarın birilerine sırtını dayayarak toplumu ajite etmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde yanıt verdi.
‘DEMİRTAŞ’IN BİR AN ÖNCE SERBEST KALMASI EN BÜYÜK ARZUM’
Kılıçdaroğlu, HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın PKK’nin silah bırakmasına yönelik açıklamaları için de “Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar son derece önemli. Bu açıklamaların Mithat Bey tarafından da farklı bir üslupla dillendirilmesi de çok önemli. HDP’nin Türkiye partisi olması yolunda atılan çok ciddi bir adım. Bunun devamının gelmesi lazım. Bunun partinin diğer organları tarafından da dillendirilmesi lazım” yorumunda bulundu.
“Selahattin Demirtaş haksız yere tutuklu, siyasi bir tutuklu zaten” diyen Kılıçdaroğlu, “Bir an önce serbest kalması benim en büyük arzum. Demirtaş içeride olmasına rağmen inandığı yoldan dönmeyen, kararlılıkla demokrasiyi savunan, parlamentonun etkin bir kurum olmasını dile getirdiği görüşleri var. Bu görüşler gayet önemli. Bu arada sadece o değil Sayın Osman Kavala da bir an önce serbest kalmalı. Haklarındaki serbest kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘İKİ TEMEL NOKTA VAR: ORDU VE DİN’
Kemal Kılıçdaroğlu, “muhafazakar sağ seçmenin CHP’ye ya da onun adayın oy vermeyeceği” yönündeki yorumlara katılmadığını belirterek, “Adaletli bir insana, adaleti savunan bir partiye oy vermezler demek yanlış. Bu eski algı zaten büyük ölçüde kırıldı. Yüzde yüz kırıldı desem doğruyu söylememiş olurum ama büyük ölçüde kırıldı. O kesimlerle oturuyoruz, konuşuyoruz” dedi.
CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir de bizim tarihimizi bilmiyorlar. Kuşaktan kuşağa intikal eden efsanelerle büyümüş olanlar da var. İlk Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur-an mealini hazırlatan, ilk ilahiyat fakültelerini kuran, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’nin temel özelliği dini siyasete alet etmemesi. Bize Atatürk’ten miras kalan iki temel nokta vardır: Ordu ve din. Bu konularda siyaset konuşulmayacak, yapılmayacak. Biz bu iki konuda zorunlu olmadıkça hiç konuşmayız. Benden önceki genel başkanlar da böyleydi biz de böyleyiz. Dolayısıyla ben muhafazakâr kesimin biz kendimizi iyi anlattığımız müddetçe, geçmişteki bazı hataları telafi ettiğimiz müddetçe, örneğin başörtüsü bunlardan birisidir, bize daha sempatiyle yaklaştıklarını görüyorum. Bunu alanda, ziyaret ettiğim konuştuğum kişilerde görüyorum.”