Almanya Federal Emniyet Teşkilatı’nın (BKA) geçen hafta açıkladığı 2021 Organize Suçlar Raporu’nda pandemiye rağmen organize suç çeteleriyle ilgili yürütülen soruşturmaların sayısında artış olduğu dikkat çekti. BKA, 2021’de suç çetelerine yönelik 335’i uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılı olmak üzere 696 soruşturma yürüttüğünü, bunun da önceki yıla oranla yüzde 17,2 oranında artış anlamına geldiğini belirtti. BKA, 2020’de organize suçlarla ilgili toplam 594 soruşturma yürütmüş, bunun 240’ını uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılı suçlar oluşturmuştu.
Açıklanan son rapora göre Almanya’da 2021’de organize suçlarla bağlantılı 7 bin 53 kişi hakkında işlem yapıldı, bunlardan yüzde 10,9’unu ise Türkler oluşturdu. Bu oran da 818 Türk vatandaşına tekabül ediyor. Alman zanlılardan 54’ü sonradan Alman vatandaşı olan Türkler. Uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı şüpheliler arasında Almanlar birinci, Türkler ikinci, Arnavutlar ise üçüncü sırada yer aldı.
BKA’nın raporuna göre uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılı soruşturmalara konu olan maddeler arasında yüzde 40 ile esrar birinci, yüzde 26,6 ile de kokain ikinci sırada. Yüzde 25,7 ile üçüncü sırada haşhaş, marihuana ve eroin gibi farklı türdeki uyuşturucular geliyor. Sentetik uyuşturucularla bağlantılı olanların oranı yüzde 6,5 iken sadece eroin kaçakçılığı soruşturmalarının ise yüzde 2,7 olduğu göze çarptı. Ancak yetkililer, daha az ele geçirilmesinin eroinin ülkeye daha az sokulduğu anlamına gelmediğini söylüyor.
Peki Almanya’ya bu uyuşturucular nasıl geliyor? Türkler uyuşturucu kaçakçılığında nasıl bir rol oynuyor? Ve hangi uyuşturucular Türkiye üzerinden Almanya’ya ulaşıyor? Alman emniyeti BKA ve Alman Gümrük Direktörlüğü, DW Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını yanıtladı.
Kokain rotası ve Türkiye’nin rolü
Almanya Gümrük Direktörlüğü, DW Türkçe’ye değerlendirmesinde, Almanya’da en çok ele geçirilen uyuşturucu olan kokainin ülkeye ağırlıklı olarak Orta ve Güney Amerika ile Karibik’ten deniz yoluyla Avrupa’ya getirildiğini, havayolu veya karayolu ile de ülkeye sokulmaya çalışıldığını belirtti. Kokain ticaretinde Türkiye güzergâhta yer almıyor, ancak suça karışanlar arasında Türk vatandaşları önemli bir yer tutuyor.
Son yıllarda Almanya, Hollanda ve İspanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde yapılan baskınlarda rekor miktarda kokain ele geçirildi. Bu baskınlardan biri de geçen Ağustos sonunda Almanya’nın liman kenti Hamburg’ta düzenlendi. Ağustos sonunda düzenlenen operasyonda 2 ton 300 kilogram kokaine el konuldu. Perulu makamların ihbarı üzerine gerçekleşen operasyonla bağlantılı 12 Eylül’de Köln kentinde 58 yaşındaki bir Türk vatandaşı gözaltına alındı.
Kasım 2021’de de Almanya, Letonya ve İspanya’da düzenlenen operasyonda ise 14 kişi yakalandı. Aralarında Türkiye, Yunanistan, Irak, Gürcistan, Ukrayna, Letonya ve Kolombiya vatandaşlarının bulunduğu zanlıların 2011’den itibaren Almanya’ya yüksek miktarda kokain sokan bir çetenin üyeleri olduğu belirtildi. Gruba, Almanya’da sadece kağıt üzerinde var olan şirketler aracılığıyla en az 5 ton kokain getirdiği ve kara para akladığı suçlamaları yöneltiliyor. Kokain baskınlarında rekor ise 16 tonun tek seferde ele geçirildiği Şubat 2021’deki operasyon oldu. Bu, Avrupa’da tek seferde ele geçirilmiş en yüksek miktar kokain olarak kayda geçti.
BKA, DW Türkçe’ye geçen yıl kokain ticaretiyle bağlantılı 4 bin 788 zanlı hakkında işlem yapıldığı ve bunun pandemiye rağmen yaklaşık yüzde altı artış anlamına geldiği bilgisini verdi. Zanlılar arasında Almanların oranının yüzde 46,6 olduğu, Alman olmayan 2 bin 555 şüpheli arasında 369 ile Türk vatandaşlarının ilk sırada geldiği, onları 329 ile Arnavutların izlediği belirtildi.
Hollanda ve Fransız emniyet güçlerinin 2020’de organize suç örgütlerinin kullandığı kripto haberleşme sistemi Encrochat’ı çözmeyi başarması ve 20 milyon veriyi Avrupalı partnerleriyle paylaşmasından bu yana Almanya’da da yüksek miktarda uyuşturucuya el konulduğu gözleniyor.
“Eroinde Türkiye transit ülke”
Almanya’da diğer uyuşturucu türlerine oranla ele geçirilen eroin miktarı daha düşük. Bu nedenle 8 – 9 Eylül tarihlerinde düzenlenen operasyonlarla bağlantılı olarak 700 kilogram eroinin ele geçirildiğinin açıklanması dikkat çekti. Bunun polisin şimdiye kadar el koyduğu en yüksek eroin miktarı olduğu belirtildi.
Almanya ve Hollanda’da 8 – 9 Eylül tarihlerinde 10 konut ve işyerine operasyon düzenlenmiş, beş kişi gözaltına alınmıştı. Çete liderinin 40 yaşında bir Türk-Sırp vatandaşı olduğu, 53 yaşındaki Türk vatandaşı diğer zanlının da çete lideri ile Almanya sorumlusu arasında bağlantı kurduğu açıklandı. Çetenin İran’dan Almanya’ya getirilen eroini Avrupa’ya dağıtmayı planladığı iddia ediliyor. Soruşturmayı yürüten yetkililer, söz konusu eroinin operasyonlardan önce, Ağustos ayı sonunda, Hamburg’da ele geçirildiğini, ancak soruşturmanın gizli yürütülmesi nedeniyle daha önce duyurulmadığını belirtti.
Alman Gümrük Direktörlüğü de DW Türkçe’ye Türkiye’nin Yakın ve Orta Asya’dan sevkiyatı yapılan eroin ve afyonun Avrupa’ya ulaştırılmasında Balkan rotası üzerinde bulunmasından dolayı ağırlıklı olarak “transit ülke” rolü oynadığı açıklamasını yaptı.
BKA da DW Türkçe’ye eroinin Batı Avrupa’ya TIR’larla Afganistan, Pakistan ve İran’dan ağırlıklı olarak iki güzergâh kullanılarak getirildiğini, bunların da Balkan ve Karadeniz rotası olarak tanımlandığını belirtti. BKA, Balkan rotasının Türkiye, Yunanistan veya Bulgaristan üzerinden Sırbistan veya Romanya’ya, oradan da Batı Avrupa’ya ulaştığına, Karadeniz rotasının ise Türkiye, Kafkaslar, Karadeniz, Ukrayna, Moldova veya Romanya üzerinden ilerlediğine dikkat çekti.
Uyuşturucu bağlantılı suçları yakından izleyen gazeteci ve yazar Cengiz Erdinç, DW Türkçe’ye Almanya’daki uyuşturucu kaçakçılığında Türk vatandaşlarının rol oynamasının şaşırtıcı olmadığını söyledi. Erdinç, 1970’li yıllardan beri Hollanda’dan başlayarak Türkiye kökenli mafya gruplarının İspanya, Hollanda, Almanya ve özellikle de İtalya’da ilişkiler kurduğunu aktardı. Afganistan menşeli eroininin İranlı kaçakçılar ve organizatörlerin dahil olduğu ve Türklerin de bulunduğu bir yapıyla Avrupa’ya geçtiğini söyleyen Erinç, eroin fiyatlarının düşmesiyle tersi bir hareketliliğin de görüldüğünü, Türk mafyasının mevcut ilişkilerini kokain kaçakçılığında kullandığını dile getirdi. “Mersin üzerinden ağırlıklı olarak Ortadoğu’ya yönelik 2015’te başlayan yeni bir akım var” diye devam eden Erdinç, kokainin de Balkan rotası üzerinden Avrupa pazarına gönderildiğini ifade etti.
Narkotik Suçlarla Mücadelede Daire Başkanlığı ise 28 Eylül’de, “son günlerde bazı yayın organlarında Türkiye’nin kokain başta olmak üzere uyuşturucu trafiğinin merkezi haline geldiğini ve uyuşturucuyla mücadelenin etkin yapılmadığını iddia eden haberlerin yaygınlaştığının görüldüğünü” belirterek bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Son yıllarda yapılan operasyonlar, saha baskısı ve yakalamalarımızla eroin maddesinin Balkan rotası yani ülkemiz üzerinden geçişi sınırlandırılmıştır” denildi. Başkanlık, sadece bu yıl 168 bin 659 uyuşturucu olayına müdahale edildiğini, 215 bin 274 şüphelinin yakalandığını, bunların da 19 bin 1’inin tutuklandığını kaydetti.
BKA: Türkiye Batı Balkan suç çetelerinin sığınağı haline geldi
Alman emniyeti BKA, DW Türkçe’ye, “Türkiye’nin bir süredir Batı Balkan organize suç örgütlerinin sığınağı haline geldiği” değerlendirmesini yaptı. BKA’nın son raporunda ayrıca son yıllarda organize suç çetelerinin daha çok silahlandığı ve daha da sık şiddete başvurduğuna dikkat çekiliyor.
Bunun bir örneği de kısa bir süre önce İstanbul’da yaşandı. İstanbul’un Şişli semtinde 8 Eylül’de Karadağ’daki etkili mafya örgütlenmelerinden Skaljari’nin Sırp uyruklu lideri Jovan Vukotiç düzenlenen bir silahlı saldırıda öldürüldü. Vukotiç’in ölümüyle bağlantılı Türkiye’de operasyonlar düzenlenmiş, saldırıyı rakipleri ‘Kavac’ adlı suç örgütü yöneticisi Radoje Zivkoviç’in Türkiye’deki bağlantıları aracılığıyla gerçekleştirdiğinin saptandığı duyurulmuştu. 16 Eylül günü düzenlenen operasyonla da Türk güvenlik birimlerinin cinayet zanlıları Radoje Zivkoviç ve Zdravko Perunoviç ile kendilerine yardım ettikleri belirlenen 10 kişiyi gözaltına aldığı açıklandı. Kaynak: dw.com