Katolik Kilisesi, tarihinde ilk kez bir Amerikalıyı papa olarak seçti: 69 yaşındaki Kardinal Robert Francis Prevost, Papa XIV. Leo adını alarak göreve başladı.
Katolik Kilisesi, tarihinde ilk kez bir Amerikalıyı papa olarak seçti: 69 yaşındaki Kardinal Robert Francis Prevost, Papa XIV. Leo adını alarak göreve başladı. Bu seçim, sadece coğrafi bir ilk değil, aynı zamanda kültürel ve ruhani bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
MİSYONERLİKTEN PAPALIĞA UZANAN YOL
Chicago doğumlu olan Prevost, Fransız, İtalyan ve İspanyol kökenli bir aileden geliyor. 1977’de Villanova Üniversitesi’nde matematik eğitimi aldıktan sonra Augustinus Tarikatı’na katıldı ve 1982’de rahip olarak atandı. 1985’ten itibaren Peru’da uzun yıllar misyonerlik yapan Prevost, burada seminer yöneticiliği, kilise hukuku öğretmenliği ve piskoposluk gibi görevlerde bulundu. 2015’te Chiclayo Piskoposu olarak atandı ve 2023’te Papa Francis tarafından Kardinaller Koleji’ne dahil edildi.
SEÇİM SÜRECİ VE İLK MESAJLAR
Papa Francis’in 21 Nisan’daki vefatının ardından 7-8 Mayıs tarihlerinde düzenlenen konklavda, 133 kardinalin katılımıyla dört turda yapılan oylama sonucunda Prevost, gerekli üçte iki çoğunluğu elde ederek Papa seçildi. Seçimin ardından Aziz Petrus Meydanı’nda toplanan kalabalık, Sistine Şapeli’nden yükselen beyaz dumanla birlikte büyük bir sevinç yaşadı.
Papa XIV. Leo, balkon konuşmasında İtalyanca ve İspanyolca olarak yaptığı açıklamada, barış, diyalog ve misyonerlik vurgusu yaptı. Ayrıca, Chiclayo’daki görev süresine ve Latin Amerika’daki hizmetlerine atıfta bulunarak, kilisenin daha kapsayıcı ve evrensel bir misyon üstlenmesi gerektiğini belirtti.
KÜRESEL VE RUHANİ BİR DÖNÜM NOKTASI
Papa XIV. Leo’nun seçimi, Katolik Kilisesi’nin küresel yapısında önemli bir değişimi simgeliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin jeopolitik gücü nedeniyle daha önce bir Amerikalının Papa seçilmesi konusunda tereddütler bulunmasına rağmen, Prevost’un uluslararası deneyimi ve Latin Amerika’daki hizmetleri, bu endişeleri aşmasına yardımcı oldu.
Yeni Papa hem ABD hem de Peru vatandaşlığına sahip olması ve çok dilli yetkinliğiyle, kilisenin farklı kültürler ve topluluklar arasında köprü kurma çabasını temsil ediyor. Bu özellikleriyle, Katolik Kilisesi’nin evrensel misyonunu daha da pekiştirmesi bekleniyor.
Papa XIV. Leo’nun liderliğinde, Katolik Kilisesi’nin daha kapsayıcı, diyalog odaklı ve evrensel bir yönelime sahip olması öngörülüyor. Bu yeni dönemde, kilisenin küresel sorunlara daha duyarlı ve aktif bir yaklaşım sergilemesi bekleniyor.