Tutuklu polis amiri Mustafa Demirhan’ın dedesi, annesini evlatlıktan reddetti. Mustafa Demirhan’ın babası Erdal Demirhan ise, süreç öncesi bacanağı adına 200 bin TL kredi çekti. Ancak bacanağın ‘paralelin malı ganimettir’ diyerek kalan 130 bin liralık borcunu ödemeyi reddediyor!
17 Aralık 2013 tarihinde gerçekleşen yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sonrasında Türkiye’de onlarca hukuksuzluk yaşandı. Önce soruşturmayı yürüten emniyet mensupları, ‘hükümete darbe yapmak’ suçlamasıyla tutuklandı. Ardından daaileleri toplumdan tecrit edilmeye çalışıldı. Bunun en somut örneği 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten Teknik Şube Amiri Başkomiser Mustafa Demirhan’ın ailesinde yaşandı.
YOLSUZLUK VE RÜŞVET SORUŞTURMASI, HALİFEYE DARBEYMİŞ!
Demirhan’ın dedesi, önce ‘halifeye darbe‘ yaptığı gerekçesiyle torunlarıyla arasına mesafe koydu. Ardından da amansız bir hastalığa yakalandığı için yatağa düşen kızı Mukaddes Demirhan’ı evlatlıktan reddederek nüfusundan çıkardı.
Demirhan ailesine yönelik zulüm bununla sınırlı kalmadı. Mustafa Demirhan’ın babasıErdal bey, süreç öncesi bacanağı adına 200 bin TL kredi çekti. Ancak bacanağı ‘paralelin malı ganimettir‘ diyerek 130 bin liralık kalan borcunu ödemeyi reddetti.
YOLSUZLUK YAPARKEN SUÇ ÜSTÜ YAKALANANLAR AİLELERİ BÖYLE PARÇALADI
Başkomiser Mustafa Demirhan’ın babası Erdal Demirhan, süreçte yaşadıkları zorlukları ve akrabalarının kendilerine yönelik bakışının nasıl değiştiğini Yeni Hayat Gazetesi’ndenBayram Kaya’ya anlattı. Demirhan, öncelikli olarak oğlunun tutuklanmasının ardındaneşinin, çaresi olmayan bir hastalığa yakalandığını, yatağa mahkûm hale geldiğinin altını çizdi. Yaklaşık iki yıldır da yatağa bağlı hayatını devam ettirdiğine vurgu yaptı. Önceki gün İbni Sina Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesine kaldırılan eşi Mukaddes hanımın da artık son günlerini yaşadığını üzüntüyle anlattı.
Erdal bey, sürecin ardından yaşadıkları mağduriyetleri de duygulanarak dile getirdi. Oğlunun tutuklanmasının hemen ardından eşinin ailesinin kendileriyle aralarına mesafe koyduklarını dile getirdi. Çocuklarını da ‘casus olmak ve halifeye darbe yapmakla’ suçladığının altını çizdi. Eşinin hastaneye ilk kaldırıldığında babasından kendisi ve çocukları için dua istediğini aktaran Demirhan, sonrasını ise şöyle aktardı: “Bunun üzerine kayın pederim ‘ben Müslümanlara dua ederim’ şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine hem ben hem de eşim şok olduk. O günden sonra aile ilişkilerimiz bozulmaya başladı. Süreci Hz Nuh’un vakasına benzetiyorlar. Bizi de halifenin gemisine binmeyen guruba dahil ediyorlar. Kızları ayaküstü görmeye geliyorlar. Zaten herhangi bir muhabbetimiz de olmuyor. Bütün ilişkilerimiz bitti.” Erdal Demirhan, eşinin bu şoku uzun süre üzerinden atamadığını ifade etti. Babasının çocuklarına yönelik yaklaşımını uzun süre içine sindiremediğine vurgu yaptı. Bunun da hastalığına olumsuz etkisinin olduğunu belirtti.
“MUSTAFA TUTUKLANDIKTAN SONRA ÇOK ŞEY KAYBETTİK”
Erdal Bey, oğlunun tutuklanmasının işlerini de olumsuz etkilediğini kaydetti. Bu süreç öncesinde 7-8 tane kiralık aracının olduğunu belirten Demirhan, devamında şunları dile getirdi: “Çünkü birilerinin etkisiyle sözleşmelerimiz iptal oldu. Dolasıyla araçları satmak zorunda kaldık. Ayrıca bazı ihtiyaçlarımız için iki dairemizi satmak zorunda kaldık. Bunları ayakta durmak için yaptık.” Demirhan, oğlu ile birlikte soruşturmayı yürüten emniyet mensuplarına ise sonuna kadar güveniyor. Onların hukukun gereğini yaptıklarını, yanlış bir şey yapmadıklarının altını özellikle çiziyor. Oğlu ve diğer polislerin sözde paralel yapı adı altında Hizmet Hareketi’yle irtibatlandırılması da tepki gösterdi. Kendilerinin Türk milliyetçisi olduğunu vurguladı. Hizmet Hareketi’ni de oğlunun tutuklanması ve eşinin hastalanması sürecinde tanıdığını ifade etti.
17 ARALIK’TAN ÖNCE YEDİĞİMİZ İÇTİĞİMİ AYRI GİTMİYORDU
Erdal Demirhan, çocuklarını ‘İsrail ajanı ve casus‘ şeklinde suçlayan eşinin ailesiyle süreç öncesindeki ilişkilerine de dikkat çekti. Ve şunları aktardı: “Bir masa etrafında toplanıyorduk. Yediğimiz içtiğimiz hiçbir şey ayrı gitmiyordu. Yazları benim köydeki evlerimde kalıyorlardı. Onların bütün ihtiyaçlarını biz karşılıyorduk. Elimizde imkan olduğu için de bunları severek yapıyorduk. Ancak bunlar başımıza gelince bütün ilişkilerimiz sona erdi. Dedesi yaşananlardan dolayı daha Mustafa’nın çocuklarının saçlarını okşamamıştır. Cezaevi ziyaretine bile bir defa gitmediler. Bir defa kayın validem benim yakamdan tuttu ve ‘Mustafa’dan çekiyorsun’ dedi. Onlar Mustafa’nın yatmasından haz bile duyuyorlar. Bizim eşimin ailesiyle bütün ilişkilerimiz bitti”
EŞİMİN BABASI NÜFUSUNDAN ÇIKARDI
Tutuklu polisin babası yaşadıkları en acı olayın ise eşinin babası tarafından nüfusundan çıkarılması olduğunu kaydetti. Yaşadıkları trajik olayı ise şöyle özetledi: “En son Mukaddes hanımın nüfus kağıdını çıkaracaktım. Nüfus Müdürlüğü’ne gittim. Eşinin orada bir kaydı çıkmadı. Kayın pederime defalarca söyledik. Mahkeme vermelerini ve bunu düzeltmelerini istedik. Ancak şu ana kadar mahkemeye başvurmadılar. Sadece diğer çocuklarının kayıtları var.”
BACANAĞIM “GANİMET” DİYE BANA OLAN BORCUNU ÖDEMEDİ
Erdal Demirhan, oğlunun tutuklanması ve eşinin rahatsızlığından ziyade kendilerini en fazla yakınlarının dışlamasının üzdüğünü belirtti. Bu süreçte yaşadıkları başka bir olayı ise şöyle aktardı: “İzmir’de yaşayan bacanağım yeni bir iş kurmak için para talebinde bulundu. Ben de yaklaşık 200 bin TL kredi çekerek kendisine teslim ettim. 17 Aralık sürecine kadar borcunun 70 bin lirasını aksatmadan ödedi. Ancak bu dönem başladığında borcunu vermedi. Gerekçe olarak da ‘paralelin malı ganimettir‘ şeklinde değerlendirmede bulundu. Bizim malımız onlar için ganimetmiş. Diyecek hiçbir sözüm yok. Allaha havale ettim.”
“GELİNİM ALLAH’IN BİR ASLANI”
Erdal bey, Mustafa Demirhan’ın eşi Esmahan Demirhan’a karşı duyduğu güveni ise saklamıyor. “Gelinim Allah’ın bir aslanı” şeklinde övgüde bulunan Erdal Demirhan, devamında ise şunları aktardı: “Allah razı olsun tek başına İstanbul gibi büyük bir şehirdeiki çocuğunu büyütüyor. Ayrıca Mustafa’nın dava süreçlerini takip ediyor. Bu desteklerden dolayı Mustafa cezaevinde hukuk fakültesini bitirdi. İnşallah yakındadoktoraya başlayacak. Bazen kendisini bırakıp bana psikolojik olarak destek vermeye çalışıyor. Oğlum tutuklandıktan sonra gelinimin Sivas’ta bir devlet okuluna tayini çıktı. Ardından da devlet okulundan tam günlük Halk Eğitim Merkezi’ne gönderildi. Eşinin dava sürecini takip ettiği için buraya devam edemediğinden ‘müstafi sayılmak‘ suretiyle öğretmenliği bırakmak zorunda kaldı.”