Türkiye
kıyılarına vuran ve yıllardır depoda bekletilen Lenin heykelinin eksik
hikayesini tamamlayan ‘Sen Ben Lenin’ filminin çekimlerine bir süre sonra
başlanacak. Yönetmen Tufan Taştan, Lenin’in politik kimliğinden bağımsız bir
film yapmayacaklarını ve filmde heykel tartışmalarına da değineceklerini
belirtiyor.
Ekim Devrimi’nin lideri, Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir Lenin’in denize atılan ve 21 yıl önce Düzce’nin Akçakoca sahiline vuran heykeli, filme konu oluyor. Kasaba meydanına dikilmesinden vazgeçilen ve müzede sergileneceği açıklanan heykel, belediyenin deposunda bekletiliyor. Edebiyatçı Barış Bıçakçı ile yönetmen Tufan Taştan ‘Sen Ben Lenin’ filminde heykeli kasaba meydanına dikiyor. Çekimlerine başlanmak üzere olan filmde, heykelin dikilmesiyle kasabalıların değişen hayatları konu ediniliyor.Yönetmen Tufan Taştan sinemaya gerçeğin tamamlayıcısı misyonunu yüklediklerini belirterek ‘heykel dikilseydi ne olurdu’ sorusunu sorduklarını belirtiyor. Kıyıya vuran Lenin heykelinin kendileri için ne ifade ettiği ve neden böyle bir film yapmak istedikleri sorusunu cevap veren Taştan, “Gerçek ve sinema arasındaki bağ, beni her zaman heyecanlandırmıştır. Bu olayı ilk duyduğumda da beni heyecanlandıran kısmı, heykelin tesadüfi gelişi olduğu kadar, bu zamana kadar belediye deposunda bekletiliyor olmasıydı da. Bu fikirden, senaryoyu birlikte yazdığımız Barış Bıçakçı’ya bahsettiğimde de bizi bu yola sürükleyen nedenin aynı şey olduğu kanısına vardık. Yani Lenin, kasabanın meydanına dikilseydi ne olurdu? Bu soru eşliğinde bu filmi yapmaya karar verdik” diyor.Hikaye, Lenin heykelinin kıyılarına vurduğu Akçakoca’da değil, Türkiye’nin prototipi sayılabilecek hayali bir kasabada geçecek.Türkiye’de uzun bir süredir heykel tartışmaları gündemde. Yöneticiler tarafından müstehcen bulunan pek çok sanat yapıtı, belediyelerin depolarında. Kamusal alanlardaki heykeller yine aynı bahanelerle saldırı altında.sputniknews