Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kimi zaman da toplum içinde bir dayatma şekli olarak çıkıyor karşılarına. Sosyal ortamda hayatlarını dengelemeye çalışan kadınlar, bu dengeyi eşlerinden de bekliyor. Eşlerinin toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat etmesi, saygı ve sevgilerini arttırıyor.
Sahabilerden Ebu’l Havas (ra), babasından şöyle bir rivayette bulunur: Üzerimde adi bir elbise olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanına gelmiştim. Bana, “Senin malın yok mu?” diye sordu. “Evet var” deyince “Hangi çeşit maldan?” sorusunu yöneltti. “Her çeşit maldan Allah bana vermiştir.” demem üzerine “Öyle ise Allah Teala Hazretleri sana bir mal verdiği vakit Allah’ın verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir.” buyurdular.
Günümüzde şıklık anlamında kadınlar ön planda yer alıyor. Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kadınlar giyim için harcadığı performansı erkeklerden de bekliyor. Hatta kıyafet seçiminde eşlerine destek olmak için ellerinden geleni yapıyor. Kadınlar, erkeklerin kıyafet seçerken alışkanlıkların dışında alternatiflere de açık olması gerektiğine inanıyor. Çünkü neyin, ne zaman, nerede, hangi durumda giyileceğine dair bilgi sahibi olmak her ortamda önemli. Giyinirken mevsimi ve yaşı dikkate almak büyük önem taşıyor. Tüm bunlarla birlikte temizlik ve bakım konularındaki hassasiyet ve görgü kurallarına gösterilen dikkat, erkeklerde olması gereken şıklığı ortaya çıkarıyor. Erkek kıyafetleri tasarlayan Hatice Gökçe, toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat eden bir erkeğe kadının sevgi ve saygısının arttığını söylüyor. Gökçe, “Kadınlar, erkeklerin gömlek seçiminden ayakkabı ve aksesuar seçimine kadar her şeyine yardımcı oluyor. Erkeğin daha zevkli giyinmesine yönelik girişimler bunlar. Kendisine eşlik eden erkeğin şık olması kadınları mutlu eder.” ifadelerini kullanıyor.
Birçok Hadis-i Şerif ise Peygamber Efendimiz’in ashabından biri dış görünümüne önem vermediğinde veya bakımsız olduğunda hemen uyardığını naklediyor. Efendimiz’in giyim konusundaki hassasiyetini torunu Hz. Hasan şöyle aktarıyor: “Peygamber Efendimiz bize elde ettiğimizin en iyisini giymemizi ve bulabildiğimiz en hoş kokuları sürmemizi emrederdi.” Evlilikte eşlerin hiçbir noktada birbirini mahcup etmemesinin esas olduğunu belirten İlahiyatçı Ayşegül Altan, karı-koca hakkında ‘Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz.’ ayetini hatırlatıyor. İfadedeki elbise kelimesinin hikmetine dikkat çeken Altan, “Elbise insanı korur, muhafaza eder, güzelleştirir. Eşler arasındaki ilişki de buna benzetilmiştir.” diyor. Erkek ve kadının kendine yakışır şekilde giyinmesi ve birbirini rencide etmemesi gerektiğini belirten Altan, İslam’ın sosyal bir din olması nedeniyle insanların şık ve nezih bir görüntü sergilemesinin de önemsendiğini belirtiyor. Altan, “İslamda insan kıyafetle kibirlenmekten men edilmiş fakat kazanca uygun, düzgün giyinilmesi tavsiye edilmiştir. Kadınların kullanabildiği ipek, altın ve renkli makyaj malzemeleri erkekler için haram kılınmış fakat erkekler saçları beyazladığında dilerlerse boyayabiliyorlar.” şeklinde konuşuyor.
Hanımlar erkek giyiminde nelerden hoşlanmıyor?
Kıyafetin kırışmasına dikkat edilmemesinin yanında pantolon ve gömlek ceplerinde kalın cüzdan, anahtar gibi şeyler hoş olmayan bir görüntü ortaya çıkarıyor. Ayakkabının boyasız, pantolon paçalarının gerekenden kısa olması hanımlar arasında itici bir unsur kabul ediliyor. Alyanstan başka yüzük kullanılmasına ve erkekler için tasarlanan kolyelere de hanımlar hâlâ alışamamış görünüyor. Özellikle son dönemlerde moda haline gelen vücudu saran pantolon, tişört ve gömlekten de hanımlar pek hoşlanmıyor. Çoğu kadın gömleğinin 3-4 düğmesini açan erkeklere de mesafeli duruyor.
Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kimi zaman da toplum içinde bir dayatma şekli olarak çıkıyor karşılarına. Sosyal ortamda hayatlarını dengelemeye çalışan kadınlar, bu dengeyi eşlerinden de bekliyor. Eşlerinin toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat etmesi, saygı ve sevgilerini arttırıyor.
Sahabilerden Ebu’l Havas (ra), babasından şöyle bir rivayette bulunur: Üzerimde adi bir elbise olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanına gelmiştim. Bana, “Senin malın yok mu?” diye sordu. “Evet var” deyince “Hangi çeşit maldan?” sorusunu yöneltti. “Her çeşit maldan Allah bana vermiştir.” demem üzerine “Öyle ise Allah Teala Hazretleri sana bir mal verdiği vakit Allah’ın verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir.” buyurdular.
Günümüzde şıklık anlamında kadınlar ön planda yer alıyor. Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kadınlar giyim için harcadığı performansı erkeklerden de bekliyor. Hatta kıyafet seçiminde eşlerine destek olmak için ellerinden geleni yapıyor. Kadınlar, erkeklerin kıyafet seçerken alışkanlıkların dışında alternatiflere de açık olması gerektiğine inanıyor. Çünkü neyin, ne zaman, nerede, hangi durumda giyileceğine dair bilgi sahibi olmak her ortamda önemli. Giyinirken mevsimi ve yaşı dikkate almak büyük önem taşıyor. Tüm bunlarla birlikte temizlik ve bakım konularındaki hassasiyet ve görgü kurallarına gösterilen dikkat, erkeklerde olması gereken şıklığı ortaya çıkarıyor. Erkek kıyafetleri tasarlayan Hatice Gökçe, toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat eden bir erkeğe kadının sevgi ve saygısının arttığını söylüyor. Gökçe, “Kadınlar, erkeklerin gömlek seçiminden ayakkabı ve aksesuar seçimine kadar her şeyine yardımcı oluyor. Erkeğin daha zevkli giyinmesine yönelik girişimler bunlar. Kendisine eşlik eden erkeğin şık olması kadınları mutlu eder.” ifadelerini kullanıyor.
Birçok Hadis-i Şerif ise Peygamber Efendimiz’in ashabından biri dış görünümüne önem vermediğinde veya bakımsız olduğunda hemen uyardığını naklediyor. Efendimiz’in giyim konusundaki hassasiyetini torunu Hz. Hasan şöyle aktarıyor: “Peygamber Efendimiz bize elde ettiğimizin en iyisini giymemizi ve bulabildiğimiz en hoş kokuları sürmemizi emrederdi.” Evlilikte eşlerin hiçbir noktada birbirini mahcup etmemesinin esas olduğunu belirten İlahiyatçı Ayşegül Altan, karı-koca hakkında ‘Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz.’ ayetini hatırlatıyor. İfadedeki elbise kelimesinin hikmetine dikkat çeken Altan, “Elbise insanı korur, muhafaza eder, güzelleştirir. Eşler arasındaki ilişki de buna benzetilmiştir.” diyor. Erkek ve kadının kendine yakışır şekilde giyinmesi ve birbirini rencide etmemesi gerektiğini belirten Altan, İslam’ın sosyal bir din olması nedeniyle insanların şık ve nezih bir görüntü sergilemesinin de önemsendiğini belirtiyor. Altan, “İslamda insan kıyafetle kibirlenmekten men edilmiş fakat kazanca uygun, düzgün giyinilmesi tavsiye edilmiştir. Kadınların kullanabildiği ipek, altın ve renkli makyaj malzemeleri erkekler için haram kılınmış fakat erkekler saçları beyazladığında dilerlerse boyayabiliyorlar.” şeklinde konuşuyor.
Hanımlar erkek giyiminde nelerden hoşlanmıyor?
Kıyafetin kırışmasına dikkat edilmemesinin yanında pantolon ve gömlek ceplerinde kalın cüzdan, anahtar gibi şeyler hoş olmayan bir görüntü ortaya çıkarıyor. Ayakkabının boyasız, pantolon paçalarının gerekenden kısa olması hanımlar arasında itici bir unsur kabul ediliyor. Alyanstan başka yüzük kullanılmasına ve erkekler için tasarlanan kolyelere de hanımlar hâlâ alışamamış görünüyor. Özellikle son dönemlerde moda haline gelen vücudu saran pantolon, tişört ve gömlekten de hanımlar pek hoşlanmıyor. Çoğu kadın gömleğinin 3-4 düğmesini açan erkeklere de mesafeli duruyor.
Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kimi zaman da toplum içinde bir dayatma şekli olarak çıkıyor karşılarına. Sosyal ortamda hayatlarını dengelemeye çalışan kadınlar, bu dengeyi eşlerinden de bekliyor. Eşlerinin toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat etmesi, saygı ve sevgilerini arttırıyor.
Sahabilerden Ebu’l Havas (ra), babasından şöyle bir rivayette bulunur: Üzerimde adi bir elbise olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanına gelmiştim. Bana, “Senin malın yok mu?” diye sordu. “Evet var” deyince “Hangi çeşit maldan?” sorusunu yöneltti. “Her çeşit maldan Allah bana vermiştir.” demem üzerine “Öyle ise Allah Teala Hazretleri sana bir mal verdiği vakit Allah’ın verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir.” buyurdular.
Günümüzde şıklık anlamında kadınlar ön planda yer alıyor. Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kadınlar giyim için harcadığı performansı erkeklerden de bekliyor. Hatta kıyafet seçiminde eşlerine destek olmak için ellerinden geleni yapıyor. Kadınlar, erkeklerin kıyafet seçerken alışkanlıkların dışında alternatiflere de açık olması gerektiğine inanıyor. Çünkü neyin, ne zaman, nerede, hangi durumda giyileceğine dair bilgi sahibi olmak her ortamda önemli. Giyinirken mevsimi ve yaşı dikkate almak büyük önem taşıyor. Tüm bunlarla birlikte temizlik ve bakım konularındaki hassasiyet ve görgü kurallarına gösterilen dikkat, erkeklerde olması gereken şıklığı ortaya çıkarıyor. Erkek kıyafetleri tasarlayan Hatice Gökçe, toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat eden bir erkeğe kadının sevgi ve saygısının arttığını söylüyor. Gökçe, “Kadınlar, erkeklerin gömlek seçiminden ayakkabı ve aksesuar seçimine kadar her şeyine yardımcı oluyor. Erkeğin daha zevkli giyinmesine yönelik girişimler bunlar. Kendisine eşlik eden erkeğin şık olması kadınları mutlu eder.” ifadelerini kullanıyor.
Birçok Hadis-i Şerif ise Peygamber Efendimiz’in ashabından biri dış görünümüne önem vermediğinde veya bakımsız olduğunda hemen uyardığını naklediyor. Efendimiz’in giyim konusundaki hassasiyetini torunu Hz. Hasan şöyle aktarıyor: “Peygamber Efendimiz bize elde ettiğimizin en iyisini giymemizi ve bulabildiğimiz en hoş kokuları sürmemizi emrederdi.” Evlilikte eşlerin hiçbir noktada birbirini mahcup etmemesinin esas olduğunu belirten İlahiyatçı Ayşegül Altan, karı-koca hakkında ‘Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz.’ ayetini hatırlatıyor. İfadedeki elbise kelimesinin hikmetine dikkat çeken Altan, “Elbise insanı korur, muhafaza eder, güzelleştirir. Eşler arasındaki ilişki de buna benzetilmiştir.” diyor. Erkek ve kadının kendine yakışır şekilde giyinmesi ve birbirini rencide etmemesi gerektiğini belirten Altan, İslam’ın sosyal bir din olması nedeniyle insanların şık ve nezih bir görüntü sergilemesinin de önemsendiğini belirtiyor. Altan, “İslamda insan kıyafetle kibirlenmekten men edilmiş fakat kazanca uygun, düzgün giyinilmesi tavsiye edilmiştir. Kadınların kullanabildiği ipek, altın ve renkli makyaj malzemeleri erkekler için haram kılınmış fakat erkekler saçları beyazladığında dilerlerse boyayabiliyorlar.” şeklinde konuşuyor.
Hanımlar erkek giyiminde nelerden hoşlanmıyor?
Kıyafetin kırışmasına dikkat edilmemesinin yanında pantolon ve gömlek ceplerinde kalın cüzdan, anahtar gibi şeyler hoş olmayan bir görüntü ortaya çıkarıyor. Ayakkabının boyasız, pantolon paçalarının gerekenden kısa olması hanımlar arasında itici bir unsur kabul ediliyor. Alyanstan başka yüzük kullanılmasına ve erkekler için tasarlanan kolyelere de hanımlar hâlâ alışamamış görünüyor. Özellikle son dönemlerde moda haline gelen vücudu saran pantolon, tişört ve gömlekten de hanımlar pek hoşlanmıyor. Çoğu kadın gömleğinin 3-4 düğmesini açan erkeklere de mesafeli duruyor.
Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kimi zaman da toplum içinde bir dayatma şekli olarak çıkıyor karşılarına. Sosyal ortamda hayatlarını dengelemeye çalışan kadınlar, bu dengeyi eşlerinden de bekliyor. Eşlerinin toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat etmesi, saygı ve sevgilerini arttırıyor.
Sahabilerden Ebu’l Havas (ra), babasından şöyle bir rivayette bulunur: Üzerimde adi bir elbise olduğu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanına gelmiştim. Bana, “Senin malın yok mu?” diye sordu. “Evet var” deyince “Hangi çeşit maldan?” sorusunu yöneltti. “Her çeşit maldan Allah bana vermiştir.” demem üzerine “Öyle ise Allah Teala Hazretleri sana bir mal verdiği vakit Allah’ın verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir.” buyurdular.
Günümüzde şıklık anlamında kadınlar ön planda yer alıyor. Güzel giyinme, bakımlı olma gibi unsurlar çoğu zaman kadınların yaşam şekli gibi algılanıyor. Kadınlar giyim için harcadığı performansı erkeklerden de bekliyor. Hatta kıyafet seçiminde eşlerine destek olmak için ellerinden geleni yapıyor. Kadınlar, erkeklerin kıyafet seçerken alışkanlıkların dışında alternatiflere de açık olması gerektiğine inanıyor. Çünkü neyin, ne zaman, nerede, hangi durumda giyileceğine dair bilgi sahibi olmak her ortamda önemli. Giyinirken mevsimi ve yaşı dikkate almak büyük önem taşıyor. Tüm bunlarla birlikte temizlik ve bakım konularındaki hassasiyet ve görgü kurallarına gösterilen dikkat, erkeklerde olması gereken şıklığı ortaya çıkarıyor. Erkek kıyafetleri tasarlayan Hatice Gökçe, toplum içinde tavırları kadar şıklığına da dikkat eden bir erkeğe kadının sevgi ve saygısının arttığını söylüyor. Gökçe, “Kadınlar, erkeklerin gömlek seçiminden ayakkabı ve aksesuar seçimine kadar her şeyine yardımcı oluyor. Erkeğin daha zevkli giyinmesine yönelik girişimler bunlar. Kendisine eşlik eden erkeğin şık olması kadınları mutlu eder.” ifadelerini kullanıyor.
Birçok Hadis-i Şerif ise Peygamber Efendimiz’in ashabından biri dış görünümüne önem vermediğinde veya bakımsız olduğunda hemen uyardığını naklediyor. Efendimiz’in giyim konusundaki hassasiyetini torunu Hz. Hasan şöyle aktarıyor: “Peygamber Efendimiz bize elde ettiğimizin en iyisini giymemizi ve bulabildiğimiz en hoş kokuları sürmemizi emrederdi.” Evlilikte eşlerin hiçbir noktada birbirini mahcup etmemesinin esas olduğunu belirten İlahiyatçı Ayşegül Altan, karı-koca hakkında ‘Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz.’ ayetini hatırlatıyor. İfadedeki elbise kelimesinin hikmetine dikkat çeken Altan, “Elbise insanı korur, muhafaza eder, güzelleştirir. Eşler arasındaki ilişki de buna benzetilmiştir.” diyor. Erkek ve kadının kendine yakışır şekilde giyinmesi ve birbirini rencide etmemesi gerektiğini belirten Altan, İslam’ın sosyal bir din olması nedeniyle insanların şık ve nezih bir görüntü sergilemesinin de önemsendiğini belirtiyor. Altan, “İslamda insan kıyafetle kibirlenmekten men edilmiş fakat kazanca uygun, düzgün giyinilmesi tavsiye edilmiştir. Kadınların kullanabildiği ipek, altın ve renkli makyaj malzemeleri erkekler için haram kılınmış fakat erkekler saçları beyazladığında dilerlerse boyayabiliyorlar.” şeklinde konuşuyor.
Hanımlar erkek giyiminde nelerden hoşlanmıyor?
Kıyafetin kırışmasına dikkat edilmemesinin yanında pantolon ve gömlek ceplerinde kalın cüzdan, anahtar gibi şeyler hoş olmayan bir görüntü ortaya çıkarıyor. Ayakkabının boyasız, pantolon paçalarının gerekenden kısa olması hanımlar arasında itici bir unsur kabul ediliyor. Alyanstan başka yüzük kullanılmasına ve erkekler için tasarlanan kolyelere de hanımlar hâlâ alışamamış görünüyor. Özellikle son dönemlerde moda haline gelen vücudu saran pantolon, tişört ve gömlekten de hanımlar pek hoşlanmıyor. Çoğu kadın gömleğinin 3-4 düğmesini açan erkeklere de mesafeli duruyor.