CHP lideri grup toplantısında çok sert konuştu. İşte satır başları:
“(2004’teki MGK kararını göstererek) Ne demek haberim yok? Bal gibi haberin vardı. Bu karar 2013’te bir gazete tarafından yayımlandı. Bunun üzerine Erdoğan’ın danışmanı çıktı, “O MGK kararı yok hükmünde” diyor. Nasıl oluyor da yok hükmünde? Bu işin siyasi sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti’ni 10 yıldır yönetenlerdir. Ben bunu açıklayınca havuz medyasından bazıları yazı yazıyor. “Efendim, Kılıçdaroğlu o dönem ne söyledi?” Aynen okuyorum. Yayımlanan bir MGK belgesi var. İktidarın ikiyüzlü politika izlediğini gösteriyor. Düne kadar neler söylüyordu. Bir siyasetçinin temel kuralı halkına yalan söylememek olmalıdır. Bunu bile fark etmiyorlar. Sanıyorlar ki, biz de onları destekliyorduk. Biz doğruyuz, doğruları söyleriz. Halka yalan söylemeyiz. Peki bunlar oldu da faturayı kim ödedi? Gariban vatandaşlar. Askeri okullarda ailelerini okutan aileler burada.”
“İZNİ VERENDEN DEĞİL ÇOCUĞUNU OKULA GÖNDERENDEN HESAP SORUYORLAR”
“Çocuğunu cemaat okullarına gönderenler. İzni kim verdi? İzni verenden değil, çocuğunu okula gönderenden hesap soruyorsun. Kimisinin mal varlığına el koydular, kimisini memurluktan attılar. Askeri okulları niye kapatıyorsun? Efendim, orada FETÖ’cüler var. Onları kapattınız mı, niye kapatıyorsunuz?
‘BÜTÜN AİLEYİ YOK EDİYORSUNUZ, DİN NEREDE İMAN NEREDE?’
“Bütün aileyi yok ediyorsunuz. Ben mağdur deyince kim diyorlar. Bu mağdur bunlardır. Afyon’un Şuhut ilçesinde kimya öğretmeni. Çocuğu var. 6 gündür emniyette. 61 günlük çocuk. Babası diyor ki, hapse koysunlar bari, çocuğu da yanına versinler. Bana söyler misiniz, askeri darbe dönemlerinde böyle bir zulüm oldu mu? Anlatan CHP’li arkadaşım telefonda ağladı. Annenin korkusu ya sütüm kesilirse. Bu kadar vicdansızlığı hazmedemez bu toplum. Din nerede, iman nerede, sorumlular nerede? Soruyorum, Yenikapı ruhundan uzaklaştınız. Yenikapı ruhunu çiğnediniz. Yenikapı ruhunun özü adalettir adalet.
“RABBİM VE MİLLETİM AFFETSİN DİYOR… ‘KANDIRILDIM’ DİYOR… GEREĞİNİ YAPACAKSIN. O KOLTUKTA OTURAMAZSIN”
“Yenikapı’ya gittim, hamaset yapmadım. 12 maddede anlattım. Çıkıp itiraz etmediler. Ne söyledik; camiye, kışlaya, adliyeye siyaset sokmayın. Siyasette uzlaşma kültürünü geliştirelim dedik. ‘Rabbim ve milletim affetsin’ diyor. Bu bir özeleştiri değildi. Kandırıldım diyor. Bu bir özeleştiri değildir. Gereğini yapacaksın. O koltukta oturamazsın.
“GETİRİN KANUNU, DÖRT PARTİ DE DARBEYE KARŞI”
“Ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi dedik. Darbeyi de istemiyoruz, diktayı da istemiyoruz. Neresi ihanet? Şimdi de aynı şeyi söylüyoruz. Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkalım.
“GAZETECİLERİ HAPSE ATIYORSUNUZ… YAZIKTIR, GÜNAHTIR YA!”
“Dayatma kültürüyle yasa getirirseniz muhalefetin de bir görevi olacak tabii. Medyanın özgürlüğünü sonuna kadar korumamız. Hayat Güzeldir televizyonunu kapatıyorsunuz, İMC’yi kapatıyorsunuz. Hangi gerekçeyle, mahkeme kararı mı var? Gazetecileri hapse atıyorsunuz, bekletiyorsunuz, özellikle Kurban Bayramı’nda. Yazık günahtır ya, böyle bir tablo mu olur?
“1 MİLYONUN ÜSTÜNDE MAĞDUR VAR”
“7’den 70’e kadar bir milyonun üstünde mağdur var. Babayı atmışsınız hapse. Anneyi lojmandan çıkarmışsınız. Ailenin en büyüğü 15 yaşında bir çocuk. Çalıştığı yerde en fazla 3 gün tutuyorlar. Sonra çocuğu kovuyorlar, “Senin baban Cemaatçi, atmazsak bizi içeri atacaklar.” Zalimin karşısında durmak bizim görevimizdir. İl başkanlarıma söyledim, milletvekillerime, ilçe başkanlarıma söylüyorum. Türkiye’nin il, ilçe, köy neresinde mağdur varsa bütün mağdurların sesi olacağız ve mağdurlara sahip çıkacağız. Zalimin karşısında susan dilsiz şeytansa, susmayacağız. Sonuna kadar direneceğiz, çünkü biz zulmedenlere meyletmeyeceğiz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”