Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘proje’ olarak nitelediği sulh ceza hakimliklerinin kaldırılması konusunda muhalefette tam bir uzlaşma var.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘proje’ olarak nitelediği sulh ceza hakimliklerinin kaldırılması konusunda muhalefette tam bir uzlaşma var.
CHP’de İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş’ın ardından bir diğer İstanbul vekili Mahmut Tanal da kanun teklifi hazırlayıp TBMM’ye sundu. Anamuhalefet partisine mensup iki vekilin bu girişimine MHP ve HDP’den de tam destek geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Atila Kaya, adaletin normalleşmesi, yargının bağımsız ve tarafsız olabilmesi, herkesin gönül rahatlığıyla adalete güvenebileceği bir yargı sisteminin oluşturulmasını isterken, bu kapsamda ilk olarak AKP’nin sopası haline gelen Sulh Ceza Hakimlikleri’nin kaldırılması gerektiğini söyledi. Kaya, “Çünkü, söz konusu bu mahkemeler, bu mahkemelerde görev yapan hakimler, savcıların AKP’nin hakimi, savcısı olduğu tescillenmiştir. Yakınlıkları bilinmektedir. Koalisyon hükümeti kiminle kurulursa kurulsun, bağımsız adaletin tesisi için bu mahkemelerin kaldırılması şarttır. Yargı sistemi bağımsız olmalı, hukuk normal tabi seyrinde akmalıdır. Bir an önce adalete güven yeniden tesis edilmelidir. Bir siyasi partiye bağlı, yargı olmaz, olmamalıdır. Ülkedeki adalet, bağımsız yargıdan geçer. Oluşacak hükümetin ilk görevi de bağımsız yargı sistemini yeniden oluşturmaktır.” dedi.
HDP de değişiklik teklifi verecek
HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat da,partisinin CHP’nin teklifini memnuniyetle destekleyeceğini ve kendisinin de önümüzdeki günlerde aynı içerikli bir kanun teklifi hazırlayacağını açıkladı. Dengir Fırat, sulh ceza hakimliklerinin bir olağanüstü mahkeme olduğunu ancak AKP’nin bu ismi vermekten utandığı için ‘sulh ceza hakimliği’ dediğini dile getirdi. Fırat, “İtiraz mekanizması olmayan bir mahkeme. Hukukun temel prensiplerine tamamen aykırı bir durum. Derhal kaldırılması gereken mahkemelerdir. Ayrıca daha önce kanunlarda yer alan ‘makul şüphe’ ifadesini ‘kuvvetli şüphe’ olarak değiştiren AK Parti, ‘makul şüphe’ ifadesini yeniden kanuna koydu. Bunun da bir an önce kalkması lazım.” dedi.
Bir dönem Erdoğan’ın yakın kurmaylığını yapan HDP’li Fırat, AKP’nin uzun süre devlet güvenlik mahkemelerini kaldırmakla övündüğünü ancak bugünkü sulh ceza hakimliklerinin eski sistemin bile gerisinde olduğunu söyledi. Fırat, “Aslında halkı kandırıyorlar, sıkıyönetim mahkemeleri ve DGM’ler devam ediyor. Onlarda en azından 3 hakim vardı, derdinizi bir şekilde anlatıyordunuz, sulh cezalarda sadece 1 hakim var. DGM’lerde askeri hakim vardı, şimdi de emir komuta altında olan insanlar var. Yargı bağımsızlığı diye bir şey kalmadı. Hakim tarafsızlığı kaldırıldı. Tamamen iktidarın güdümünde olan bir yapıya kavuşturuldu.” diye konuştu.
Hukukçulardan CHP’ye destek: Sulh cezalar iktidarın tetikçisi gibi çalışıyor, hemen kaldırılmalı
Proje mahkemeler olarak anılan sulh ceza hakimliklerinin kaldırılması için harekete geçen CHP’ye barolardan ve hukukçulardan destek geldi.
Baro başkanları, sulh ceza hakimliklerinin ‘iktidarın sopası ve tetikçisi’ gibi çalıştığını, Meclis’in ilk iş olarak bu hakimlikleri kaldırmasını çok olumlu bulduklarını belirtiyor. CHP’nin teklifinin yasalaşmasıyla tarafsız ve bağımsız yargının yeniden tesis edileceğini kaydeden barolar, bu yüzden MHP ve HDP’nin bu önemli adıma destek vermesi gerektiğine dikkat çekiyor. Görüşler özetle şöyle:
Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz:
CHP’yi kutluyorum, MHP ve HDP de destek vermeli
Bu önemli adım; çünkü sulh ceza hakimlikleri kapalı devre çalışan ve siyasetin doğrudan etkisinde olan bir yapılanma. Sulh ceza mahkemeleri kapatıldı yerine sulh ceza hakimlikleri kuruldu. Özel yetkili mahkemelerden, eski DGM’lerden (Devlet Güvenlik Mahkemesi) daha kötü, daha çok iktidarın sopası niteliğinde çalışan mahkemelere dönüştü. Bir sulh ceza hakimi tutukluyor, aynı konumda olan diğer kişiye itiraz ediliyor. Oraya zaten o insanlar özel olarak atanıyor. İktidarın taleplerine göre davranacak, hakkın hukukun gereklerine göre değil. Böyle hakimleri seçiyorlar. Açık söylüyorum; tetikçi gibi görev yapan mahkemeler bunlar. Bu nedenle ilk adımın sulh ceza hakimliklerinin kaldırılması yönünde atılması ve bu yönde girişimde bulunulmasından dolayı kutluyorum. MHP ve HDP de şikayet ediyorlardı, onların da destek vermesi lazım. Diliyorum Parlamento bu iradeyi göstersin ve sulh ceza hakimlikleri kaldırılsın.
Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan:
Hukukta yaşanan olağanüstü durum ortadan kaldırılmalı
Baro olarak sulh ceza hakimliklerine kurulma aşamasından beri karşıyız. Sulh ceza hakimlikleri evrensel hukuk kuralları, doğal hakim ilkesine ters bir uygulamadır. Tutuklamaların, tedbir alma, arama kararlarının sulh ceza hakimlikleri ile yürütülmesi mümkün değil. Çünkü itiraz ettiğinizde 1. sulh hakimi bakıyorsa, 2. sulh hakimi itiraza bakıyor, 2’ye itiraz ettiğinizde 1 bakıyor. Böyle olunca sağlıklı bir karar almak da mümkün olmuyor. Bu açıdan sulh ceza hakimlikleri kasıtlı olarak kurulmuştur. Mevcut haliyle iktidarın kendi amaçları doğrultusunda belli kararların alınmasını sağlayacak şekilde düzenlenmiş gözüyle bakıyoruz. Bu anlamda bu sunulan yasa teklifi Meclis tarafından desteklenmeli ve bir an önce sulh ceza hakimliklerinin bu konumuna son verilmeli diye düşünüyoruz. Meclis’teki muhalefet partileri bu teklifi Meclis’ten geçirmeli. Türkiye’nin hukuk sürecinde artık normal olması gereken sürece girmesi gerekiyor. Hukukta yaşanan bu olağanüstü durum bir an önce ortadan kaldırılmalı.
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan:
Meclis, yargı bağımsızlığını yeniden tesis etmeli
Meclis’te yargı bağımsızlığına katkı sağlayacak her türlü teklife destek verilmesi gerekir. Kısa bir süre önce 21 baro olarak yaptığımız ortak açıklamada, yeni kurulacak hükümeti hukuka davet ettik ve yargı bağımsızlığını sağlayacak önlemlerin süratle alınması çağrısı yaptık. Yargı bağımsızlığını, hukukun üstünlüğü ilkesini, ceza hukukunun evrensel normlarını ortadan kaldıracak her türlü uygulamanın ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Yeni TBMM’den yargı bağımsızlığını sağlayacak uygulamaların hızla hayata geçirilmesi yönünde kararlılık bekliyoruz. CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın kanun teklifini önemli bir adım olarak görüyoruz. Milletvekilleri, Meclis’te bu teklifi destekleyerek yasalaştırırsa hukuk devleti adına önemli bir adım atılmış olur.
Van Barosu Başkanı Murat Timur:
AKP’nin kendisine kurduğu bu mahkemeler derhal kaldırılmalı
“AKP iktidarı, sulh ceza hakimliklerini, yolsuzluk soruşturmalarıyla birlikte kendisine bağımlı, kendisinin talimatlarıyla çalışacak mahkemeler olarak kurdu. Bunlar da gayet görevlerini iyi ifa ediyorlar. Gerçekten bu mahkemelerin hakkını yememek gerekiyor. Siyasal faaliyetlere uygun bir şekilde hareket ediyorlar. CHP’nin bu kanun teklifine hem HDP hem de MHP’nin de ciddi bir şekilde destek vermesi gerekiyor. Kişi hak özgürlüklerini ciddi bir şekilde sınırlayan diğer taraftan hem evrensel ceza hukukuna son derece aykırı olan bu mahkemelerin muhalefet partilerinin desteğiyle bir an önce kaldırılması çok çok önemlidir. Bu dönemde adil yargılamanın tamamen rafa kaldırıldığı, adalete inancın dip noktaya geldiği bir dönemde bu mahkemelerin adalete olan inancı yeşertmek amacıyla derhal kaldırılmasında ciddi fayda var. Toplumda adalet beklentisinin de gerçekleşmesi adına CHP’nin bu teklifinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Gaziantep Barosu Başkanı Bektaş Şarklı:
Kanun teklifini haklı, meşru ve doğru buluyorum
“Daha önce bizim de bu konuda teklifimiz olmuştu. Yeni kurulacak hükümetten beklentilerimizin yer aldığı 40 maddelik talepten biri de bu mahkemelerin kaldırılmasıydı. Sulh ceza mahkemeleri bugün Türkiye’de aynı devlet güvenlik mahkemeleri ve özel yetkili mahkemelerin yaptığı işlevi görüyor. Yani adeta rejime muhalif olan ya da farklı düşünen her kimse verdikleri kararlarla da bunu ispatladılar. Hukuk devletinde bu tür özel yetkili mahkemelerin kurulması, ülkenin demokrasisi, gelişimi, hak ve hürriyetler açısından tehlike oluşturuyor. Bunu verdikleri kararlarla da ispatladılar. Dönem dönem bunlardan aksi karar verenlerin yerleri değiştirildi. Tamamıyla hükümetin siyasi projesi, daha önce Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmıştı. Neler göreceksiniz demişlerdi? Hakikaten de bunu göstermiş oldular. O nedenle bu tür mahkemelerin kurulması da devamı da yanlış. Bu yüzden kanun teklifini haklı, meşru ve doğru buluyorum.”
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi:
Sulh ceza hakimliklerini çağdaş hukukla izah etmek mümkün değil
“Hem özel yetkili mahkemeleri kapatacaklar hem de daha sonra özel yetkili hakimlikler kuracaksın. Bunu çağdaş hukukla izah etmek mümkün değildir. Sulh ceza hakimlikleri, kaldırmasa bile eski yetkilerine geri getirilerek özel olan yetkilerinin alınması gerektiğini düşünüyorum. Sulh ceza hakimlikleri, asliye ceza mahkemelerinin alt mahkemesi olmasına rağmen daha fazla yetkili bir hakimlik halinde. Bunu çağdaş hukukla izah etmek mümkün değil. O yüzden muhalefet partilerinin destek vererek bu hakimliklerin kaldırılması veya en kötü ihtimalle eski yetkilerine döndürülmesi gerekiyor.”
Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı:
Resmen tutuklama mahkemeleri haline geldi
“Sulh ceza mahkemeleri, yapılan değişiklikle sorgu hakimliği haline geldi. Bütün yakalama, gözaltı ve tutuklama yetkileri buralara devredildi. Buralar resmen tutuklama mahkemeleri haline geldi. O mahkemelerde tahliye kararları verilen hakimler görevden alınıyor. Dolayısıyla siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen iş ve eylemleri ortaya koyan her kesimden insan bu mahkemelerce tutuklandı. Paralel yapı operasyonu dendi o soruşturma kapsamındaki insanlar tutuklandı. Bir avukat cumhurbaşkanına hakaret etti diye bu mahkemelerce tutuklandı. Yine siyasi iktidar mensuplarına hakaret ettiği gerekçesiyle 17 yaşındaki bir çocuk tutuklandı. Sulh ceza hakimlikleri, çok kısa süre önce kurulmalarına rağmen sicilleri oldukça kabarık.
Bu hakimlikler ortadan kaldırılıp eski düzene geçilmesi gerekir.
Çukurova Üni. Hukuk Fak. Öğrt. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun:
Baştan sakat doğdu, kaldırılması olumlu
Zaten baştan sakat doğan bir hukuki kurumdur bu. Hiçbir olumlu katkısının olmadığı kanaatindeyim. Kuruluş aşamasında bunlardan özgürlük hakimlikleri olarak söz ediliyordu, böyle prezante edilmişti. İlerleyen zamanlarda bunların özgürlük hakimliği olmak bir yana özgürlüklerin kısıtlama mercii olarak siyasi iktidarın elinde bir araç olarak kullanıldıklarını defalarca gözlemledik. Dolayısıyla hukuk sistemimiz açısından, ceza muhakemesi sistemimiz açısından bu hakimliklerin kaldırılması çok olumlu bir değişiklik olacaktır.