ADİL ÖMER ERDEM-ANALİZ
Aliya İzzetbegoviç’e ait bir sözdü: Bir savaş düşmanlarımıza benzediğimiz zaman kaybedilir.
Kabul ve de doğru, AKP çok hoyratça hükümet etti.
Çok can yaktı.
Hakka hukuka riayet etmedi.
Sadece sadece kendi yandaşlarını gözetti, ülkenin imkanlarını onlara aktardı.
Tenkid edenlere düşman hukuku uyguladı.
Ülkeyi birleştirerek değil bölerek yönetmeye çalıştı.
Fakirliği finanse etti, zengini daha zengin kıldı.
Faize karşıyım diyerek ülkeyi faiz bataklığına çevirdi, faiz alıp vermeden ev ekonomisini döndüren kişi neredeyse kalmadı.
Toplumun bazı kesimlerini toptan düşman ilan ederek hem insanları cezaevlerine doldurdu hem de malına mülküne çöktü. MHP’yi ve MHP’ye destek veren mafyatik yapıları bu kesimleri sindirmek için kullandı. Onlarda buna dünden razıydı zaten.
Hukuku herkese eşit uygulamadı. Aynı suça farklı cezalar uygulandı, veya aynı suçu işleyenlerden yandaşlar soruşturulmadı, diğerine düşman hukuku uygulandı.
Reis tağutlaştırıldı. O da cehaletine bakmadan kendini bir şey sanmaya başladı. Gururlandı, kibirlendi, kendisine ilahi güçler vasfeden kişilere ses çıkarmadı. Hırsızlığı tesclillenmiş kişilere makam mevki verdi. Usta oldum dedi, ekonomistim dedi, ülkedeki herşeyi kendi malı mülkü gibi görmeye başladı. Benim bakanım, benim genelkurmay başkanım, valim, emniyet müdürüm… falan filan derken…
Herkes ve herşey onun oldu. O herşeye hükmetti. Ülkede yapılan her işten kendisinin hakkını olduğunu düşündüğü bir pay aldı.
Eğriyi doğru, doğruyu eğri gösterme konusunda uzman kadrolarla çalıştı. Algı operasyonları yaptı.
Hiç bir zaman iktidar koltuğunu terketmeyeekmiş gibi hareket etmeye başladı. Anayasayı yasaları askıya aldı, yok saydı. Kendisinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımayacak noktaya geldi. Bu yüzden 20 yılda toplumun büyük çoğunluğunu kendine düşman etmeyi başardı.
Sonunda işte bugünkü gibi geldi ve duvara dayandı.
Sürekli aşağıladığı, küçümsediği, alay ettiği, küfrettiği, hakaret ettiği, holiganlarına ve trollerine saldırttığı, daha bugünler iyi günleriniz diye tehdit ettiği, horladığı Kılıçdaroğlu’na karşı seçimi kaybetme noktasına geldi.
Seçim tarihini açıkladı ancak aday olup olmayacağı konusunda kesin bir açıklama yapmadı. Çünkü kendisi için kaybedeceği seçime girmez deniliyor.
Bütün bunları en başta İzzetbegovic’e atfen söylediğim söze binaen yazdım. Yani CHP ve Millet ittifakı seçimleri kazanır, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olursa aynı şeyleri bu sefer AKP ve AKP’lilere yapmamalıdır diye yazıyorum. Yoksa onlarda bir zaman sonra AKP’nin akıbetine uğrayacaklardır.
Bu tavrı siyaset Mısır’da iktidara gelen İhvan’ı Muslimin’in de tavrı siyasetiydi. Hep kendi yandaşlarına çalıştıkları için toplumun diğer kesimleri tarafından dışlandılar. Oysa iktidar olarak toplumla bütünleşme anlamında çok büyük bir fırsat yakalamışlardı.
Bakın sokaktaki insan ne diyor AKP’nin 20 yıllık iktadarı için. Başörtülü bir kadın, belli ki islami hassasiyetleri olan birisi “Yeter yeter artık yeter, bizi müslümanlar yönetmesin, papa gelsin, yahudi gelsin oyumu onlara vereceğim” diye feryad ediyor.
Bu kadını böyle konuşturan nedir?
Tarihte istanbul kuşatılması sırasında bazı bizanslıların söylediği “Şehirde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğlerim” sözü AKP devri iktidarında adeta tersine döndürülmüş durumda. AKP’nin zulmü ve hukuksuzluğu yüzünden “Bizi müsmülanlar yönetmesinde isterse ateisler yönetsin diyen” çok insana rastladığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Bizi 20 yılda bu noktaya getiren reis Ayasofyayı yeniden açan kişi olsa ne yazar.
Ayrıca Türkiye’de asla iktidara gelemeyen CHP’yi iktidara taşıyan kişi olarak da Reis tarihe geçecektir!
AKP kendinden sonra iktidar edeceklere çok kötü bir örnek teşkil etti. O yüzden ısrarla AKP’den sonrasının AKP’ye benmezemesi gerektiğini belirtmeliyiz. Yoksa aynı zulmü AKP yapmış, CHP yapmış, zulüm gören için farketmezki…