Sözcü gazetesinden İsmail Saymaz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gençlerin sorularını yanıtladığı BaBaLa TV’deki program çekiminden öne çıkanları yazdı: “Başörtülü bir öğretmenin evladı olduğunu belirten kadın, Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü için “bez parçası” dediğini kaydetti. “Neden başörtüsü hakkını savunmadınız?” diye sordu. Kılıçdaroğlu hatasını kabul etti. Gecenin kırılma anıydı. Dedi ki: “Hayatımızın evreleri var. İnsan düşüncelerini geliştiren kişidir. Başörtüsüyle ilgili o sözleri söylediğim doğrudur. Ama genel başkan olduktan sonra ‘Helalleşmemiz lazım’ dedim. Helalleşme ne demek? ‘Benim kusurum var, kabul ediyorum. Gelin helalleşelim’ demek. Orada kusurumuz var.”
“Kılıçdaroğlu’nun katıldığı ‘Mevzular Açık Mikrofon’ programı için Beşiktaş’taki Süleyman Seba Kültür Merkezi’ne vardığımda, gençlerden oluşan uzun bir kuyrukla karşılaştım.
Başlama saati, 20’ydi.
Ve ben programa yarım saat gecikmiştim.
Daha doğrusu…
Geciktiğimi sanıyordum.
Merkezin bahçesini dolanan kuyruğu gördüğümde izdihamdan ötürü saatin 21’e alındığını öğrendim.
Uzun yıllar sonra bir ana muhalefet lideri kendisinin seçmediği gençlerin karşısına çıktığı ve önceden görmediği soruları yanıtlayacağı için herkes heyecan içindeydi.
‘Eski Türkiye’de bıraktığımız bir demokratik geleceğimizi yâd edecektik!
Salon tıklım tıklımdı.
Merdivenlerde bile gençler oturuyordu.
Kimi İstanbulluydu, kimi Diyarbakır’dan gelmişti.
Kimi Adıyaman’dan, deprem bölgesinden yola çıkmıştı.
Programın başlamasına sayılı dakikalar kala Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu kulise geçtim. Bay Kemal, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Gençlik Kolları Başkanı Gençosman Killik ile sohbet ediyordu.
“Nasılsınız?” diye sordum.
Gayet iyi ve moralli olduğunu söyledi.
Bana “Sözcü TV nasıl gidiyor?” diye sordu.
Kısa zamanda büyük başarı kaydettiğimizi anlattım.
AK PARTİLİ GENÇLERLE YAN YANA
Koltuğuma geri döndüğümde, yanımda Başakşehir’den katılan iki genç oturuyordu.
Biri, Furkan.
Diğeri yakın arkadaşı Mücahit.
Adlarından anlaşılacağı üzere AK Partili olduklarını söylediler. Programı kendileriyle birlikte izleyeceğim için mutlu oldum. Çünkü hem Melih Gökçek, hem de ak-troller günlerdir Oğuzhan Uğur’u itibarsızlaştırmaya çabalıyordu.
Kılıçdaroğlu’nun cüretini, “Salonu CHP’lilerle dolduracaklar” diye boğmak istiyorlardı.
Bu sırada Uğur, “AK Partililer geldi mi?” diye sordu.
20-30 el kalktı.
Uğur, programa katılacağını belirten kimi AK Partili gençlerin talimatla gelmekten vazgeçtiklerini duyurdu.
SORULARIN TÜMÜ ELEŞTİREL
Kılıçdaroğlu, soru faslından önce “Herkes gönlünden geçenleri sorsun” dedi.
Nitekim öyle oldu.
Soruların tamamı eleştireldi.
Soru yöneltenlerin yarısından fazlası AK Partili, MHP’li ya da Yeniden Refah’lıydı. İçlerinde Memleket Partili veya Kılıçdaroğlu’na muhalif CHP’liler de vardı.
Örneğin…
Bir genç kadın, Kılıçdaroğlu’na kazanabilecek adaylar varken, neden aday olmakta ısrar ettiğini sordu.
Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“Ben ‘Adayım’ demedim. Beraber olduğumuz liderler ‘Sizin olmanız gerekir’ dediler. Siz Türkiye’nin sorunlarını tek başınıza değil, beraber aşmak zorundasınız. Biz CHP olarak 400 milletvekili çıkarsak dâhi kimi sorunlar olabilir.”
CHP’nin neden TOGG’un, İHA ve SİHA’ların karşısındaymış gibi göründüğü soruldu. Kılıçdaroğlu, TOGG kurulurken kendisinin destek verdiğini ifade etti.
Dedi ki:
“Niye karşı olalım? Tam tersine her türlü desteği veririz. Bizim bir şanssızlığımız var, kim negatif bir şey söylese ‘CHP söyledi’ oluyor. Biz söylemedik.”
Kemalizme ırkçılık dediği iddia edilen Yüksel Taşkın’ın neden aday gösterildiği soruldu. Kılıçdaroğlu, Taşkın’ı savunarak, “Asla ırkçılık olarak tanımlamadı” dedi.
‘DEVLETİN DERİNLİKLERİ…’
Bir AK Partili de kimi HDP’liler Atatürk’e hakaret ettiği halde Kılıçdaroğlu’nun Demirtaş’ın özgürlüğünü savunduğunu söyledi. CHP lideri, Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğine ilişkin AİHM ve AYM’nin kararlarından söz ederek, “AHİM ve AYM kararı varsa, sessiz kalıyorsam niye siyaset yapıyorum? Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” dedi.
Aynı AK Partili, Kılıçdaroğlu’na PKK’lıların destek diye yorumlanan sözlerini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu:
“En son Salih Müslüm destek verdiğini söyledi. Bunları kimler konuşturuyor? Devletin derinliklerinde nelerin döndüğünü, kimlerin nerelere hizmet ettiğini iyi biliriz.”
Kılıçdaroğlu, YPG’ye “Terör örgütü değil” dediği tarihte Salih Müslüm’in Türkiye’de AK Parti tarafından ağırlandığını hatırlatarak, “YPG şu an terör örgütüdür” dedi.
AK PARTİLİ GENCE ÇAY
Kılıçdaroğlu, kasetle geldiği suçlamasına ilişkin siyasete davet üzerine girdiğini hatırlatarak, “Genel başkanlık aklımın ucundan geçmedi. Gazeteciler bile bana ‘Nasıl olmazsın’ dedi. Bütün delegelerin imzasıyla başkan oldum” dedi.
Umut Nimet Taş adlı Diyarbakır’dan geldiğini ifade eden AK Partili genç söz aldı. Taş, ak-trollerden ve A Haber’den duyduğu, asparagas haberlerden oluşan iddiaları kendi görüşü olarak aktardı ve soru olarak yöneltti.
O kadar ki…
Kılıçdaroğlu’na vatanseverlik dersi vermeye kalkışacak denli küstahlaştı. Şehitler ve şehit anneleri adına ahkam kesti.
Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havalimanı’nı ABD’li ve CIA ile bağlantılı şirkete vereceğini ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, adı geçen şirketin sahiplerinin Türkler olduğunu, Türkiye’de yatırımlarının bulunduğunu ve geçmişte AK Parti’nin de onlarla anlaşma imzaladığını hatırlattı.
İlk turun sonunda Kılıçdaroğlu, genci kulise çağırıp çay ikram etti. Taş, gördüğü ve şaşırdığı ilgiyi sosyal medyada paylaşırken; programı sabote etmek için görevlendirilen bir ak-trol “Can güvenliğim yok” diyerek salondan ayrıldı.
Taş, bir tehdit olmadığını ifade edince ak-troller tarafından linç edildi.
BAŞÖRTÜSÜNDE ÖZELEŞTİRİ VERDİ
İkinci oturumda, AK Partili genç bir kadın, toplam oyu yüzde 2’yi bulmayan partilere 38 milletvekili dağıtılmasının CHP’lilere haksızlık olup olmadığını sordu.
Bu soru CHP’lilerden alkış aldı.
Kılıçdaroğlu:
“CHP tek başına 400 vekil çıkarsa bile birlikte yönetmeliyiz. Kimseyi gözardı etmek istemedik.”
Ve aynı kadın seçim gecesi Kılıçdaroğlu’nun “Öndeyiz” diye tweet attığını, Yavaş ve İmamoğlu’nun bu yönde açıklamalar yaptığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu da “O gece bize gelen bilgi ve tutanaklara göre biz öndeydik” dedi.
Başörtülü bir öğretmenin evladı olduğunu belirten aynı kadın, Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü için “bez parçası” dediğini kaydetti.
“Neden başörtüsü hakkını savunmadınız?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu hatasını kabul etti.
Gecenin kırılma anıydı.
Dedi ki:
“Hayatımızın evreleri var. İnsan düşüncelerini geliştiren kişidir. Başörtüsüyle ilgili o sözleri söylediğim doğrudur. Ama genel başkan olduktan sonra ‘Helalleşmemiz lazım’ dedim. Helalleşme ne demek? ‘Benim kusurum var, kabul ediyorum. Gelin helalleşelim’ demek. Orada kusurumuz var.”
‘HER SEÇİMDE MİLLETVEKİLİ SAYIMIZI ARTTIRDIK’
Bir diğer AK Partili ise, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a tek adam yakıştırması yaptığını belirterek, “13 yıldır lidersiniz. Kazandığınız seçim yok. Bu başarısızlığınıza rağmen neden istifa etmediniz?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu:
“Her seçimde milletvekili sayımızı arttırdık. Büyükşehirleri de kazandık. Seçimler beş yılda bir yapılıyor, ne yapalım. CHP’nin halktan koptuğu izlenim vardı. Bu izlenim haklıydı. Toplumun her kesimine açılmak istedik. Yılların birikimlerini kaldırmaya çalışıyoruz.”
Geçmişte partili adaya karşı olduğu halde neden aday olduğu soruldu.
“Hâlâ aynı kanıdayım” dedi.
Şöyle devam etti:
“Adaylığım kesinleştikten sonra hiç parti toplantısı yapmadım. CHP logosu asmadım. Tarafsız kalmaya özen gösteriyorum.”
Bir eski AK Partili’nin sandık güvenliği konusunda eleştirmesi üzerine “Hiç düşündünüz mü, neden böyle bir sorun var?” şeklinde yanıt verdi. Bu yanıt çok alkış aldı.
Ardından özeleştiri verdi:
“Her şeyi mükemmel yaptık diye bir şey yok. O gün görevlinin cenazesi çıktı, ne yapacaksınız. Niye sandığa gitmedin diyemeyiz. Eksiğimiz olabilir.”
Bir başka AK Partili’nin sosyal medyada Cumhur İttifakı’na oy veren depremzedelerle ilgili sözlerine “Onu diyen insan değildir. Ancak ‘Bunu CHP’li yaptı’ diyorlar. Hangi CHP’li yaptı? Bulsak atacağız” diye karşılık verdi.
PROTOKOLÜ KALDIRDI, GENÇLERİ OTURTTU
Kılıçdaroğlu, ön sıralarda oturan, aralarında Kaftancıoğlu ve Akpolat’ın da olduğu CHP’lileri kaldırdı ve yerlerine gençleri oturttu. Kaftancıoğlu merdiven basamaklarında oturarak programı seyretti.
Kılıçdaroğlu, ikinci aradan sonra gençlere köfte ekmek ısmarladı.
Kılıçdaroğlu, akşam saat 21’den sabah 4’e kadar yedi saat tüm soruları yanıtladı. Ben koltukta izlerken yoruldum, o yanıtlarken yorulmadı.
AK Partililerin sorularına bütün açıklığıyla ve tane tane yanıt verdi. Kimi AK Partililer oldukça saldırgan ve kabaydı. Bazı sorular yandaş medyanın aspagaras haberlerinden aparılmıştı.
Bazı AK Partili gençler Kılıçdaroğlu’na yanıt niteliğinde Yenişafak’ın videosunu bile izletti.
Kılıçdaroğlu, sorulara sesini yükseltmeden ve ciddiyetle yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli başta olmak üzere siyasetçilere örnek oluşturacak olgunlukta davrandı.
FURKAN: GELİRKEN NEGATİFTİM
Kalkarken…
Yanımda oturan AK Partili Furkan’a döndüm.
“Nasıl buldun?” diye sordum.
Programa negatif geldiğini kaydetti.
28 Mayıs’ta yine Erdoğan’a oy vereceğini vurguladı. Ancak Kılıçdaroğlu ile ilgili görüşü değişmişti.
Dedi ki:
“Gelirken çok negatiftim. Şu an değilim. Her şeye cevabının olması beni sevindirdi. Başörtüsünde helallik dilemesinden çok mutlu oldum. Oy da vermek isterim ama CHP zihniyetine güvenemiyorum. Eğer kazanırsa yapacaklarını görmek istiyorum. Şans vermek istiyorum.”
Mücahit mi?
O, Kılıçdaroğlu karşıtı soruları elleri yarılırcasına alkışladığına göre görüşü pek değişmemişti.
Bana sorarsanız Kılıçdaroğlu sınavı geçti ve iktidarı babala’dı!
Ak-trollerin Babala TV’ye ve Uğur’a çullanması bundan.
Şimdi sıra…
Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan’da.
Erdoğan, kendisinin seçmediği gençlerin önceden görmediği sorularını yanıtlayabilir mi?
Türkiye, ikinci yüzyılına girerken, eleştirilere ve siyasi tartışmaya açık bir cumhurbaşkanını hak ediyor.