İçişleri Bakanlığı saldırısı hakkındaki ilk değerlendirmelerim;
Öncelikle Emniyet güçlerinden yaralananlara acil şifalar diliyorum…
Sevgili okuyucular buralara geleceğimiz başından beri belliydi…
Son dönemde yaşananları ve haberleri takip edince karşımıza yoğun olarak şu üç şey çıkıyordu;
– Yerlikaya ve Soylu’nun güç mücadeleleri !?
– Adliye, İçişleri ve Emniyetin hem uyuşturucu baron hem de mafya babaları ile ilgili rezil, kepaze ilişkileri.
– Hapishanelerde kalan masum ve mazlumların dışarıdaki muhtaç ailelerine yardım eden “hayırsever” insanlara karşı yapılan operasyonlar.
Soylu İçişleri bakanlığını yedi yıl işgal etti ve burayı hem atlama tahtası hem de babasının malı gibi kullandı…
Sağolsun kendisinin bütün uyuşturucu baronları ve mafya babaları ile oluşturduğu bir katalog, ibretle takip ettiğimiz bir albümü var…
Kel başının her yerde ışıl ışıl yandığını görüyoruz…
Soylu sayesinde İçişleri Bakanlığı tarihinde ilk defa “suç işleri bakanlığı” olarak anılma bahtiyarlığına erdi, mutluyuz…
Namı diğer “SS” bakanlıktan gideceğini anlayınca İstanbul Valisi olan Yerlikaya hakkında alelacele, yalan yanlış bir “F*tö” soruşturması başlattı fakat neylersin ki gücü ve nefesi yetmedi, salya sümük bakanlıktan ayrıldı…
Her iki muhteris zat, şimdi birbirlerini ısırıp duruyorlar(mış)…
İsterseniz önceki günü gidelim;
Birisi İçişleri Bakanı diğeri İstanbul Valisi iken İstiklal Caddesi’nin göbeğinde, üstelik takip edildiğini anladığımız bir terörist, bir bomba patlattı, engel olamadılar, seyrettiler…
Ardından da çıkıp yalan yanlış ifadelerle ilgisiz terör örgütlerini suçladılar…
Uyuşturucu baronları ve mafya babalarının İstanbul’da at koşturduğu hikayelere ise hiç girmiyorum bile…
Ülkede güvenlik sokak çetelerine emanet…
Yani anlayacağınız her ikisi de kifayetsiz, her ikisi de yetersiz…
Bu iki zevat aslında bizim memleketin ifadesi ile birer “nankör pisik” ama bu efendiler ‘teröristlere yol verirken’ masum öğretmenlere karşı “arslan” kesiliyorlar…
Yaa! İşte tam tamına artistik, tam tamına muhteşem hareketler bunlar.
Maalesef son dönemlerde süper devlet adamlarımız (!?) adliye, içişleri ve emniyette büyük değişiklikler yaptılar…
– 15 Temmuz tiyatrosundan sonra emniyet, içişleri ve adliyede gerçekten vatanına, halkına hizmet eden insanları KHK’lar ile meslekten attılar.
– Onların yerlerine daha evvel rezalet soruşturmalara konu olmuş bir kısım brokratlar ve polis şeflerini getirdiler, her yeri yandaş cahillerle doldurdular…
Yani iyileri yok edip yerlerine kötüleri ikame ettiler…
Rezil olsun ama bizden olsun!
Bunun sonucunda adliye, içişleri ve emniyet suç örgütlerinin yardım ve yardakçası haline döndü…
Şimdilerde hakim ve savcılar uyuşturucu baronlarının izinde birer küçük baroncuk, polis şefleri ve polisler ise mafya babalarının peşinde birer kurye, birer eleman olarak arzı endam ediyorlar…
Kazan kazan politikası her yerde işliyor!
Yani demem o ki, devlet yol veriyor eşkıya yol kesiyor, sonra beraberce paylaşıp, yiyiyorlar…
Emniyet hiçbir olayda istihbarat, izleme, önleme, karşı koyma faaliyeti yürütemiyor…
Çok ama çok meşguller masum öğretmen ve kermeste çiğ börek satan hanımları takip edip, kıskıvrak yakalıyorlar…
Her şeye bir kılıf, her şeye bir perdeleri var, sihirli bir kelime ile bir anda hokkabazlık yapıp iyiyi kötüye çeviriyorlar “hokus pokus, F*tö metö…” olay tamam!
Evet, evet iki artistik numara yaptılar mı her şey tastamam…
Hollywoodvari gökten dronlar uçurup, yerden tomalar yürüterek, ağır silahlarla hem de kapıları kırarak muhtaç ve masumlara yardım eden “hayırseverler” insanları böyyük böyyük operasyonlarla evlerinden topluyorlar…
Özellikle son hafta içinde istanbul, Ankara, Antalya öbekli illerde yapmış oldukları müthiş operasyonları her zamanki gibi harika senaryo ve kurguları ile hayretle (!?) izliyoruz…
Erdoğan Yerlikaya ve Soylu devlete, millete müthiş hizmet ediyorlar…
Yanlış hatırlamıyorsam Kanuni ve Ebu Suud arasındaki Kapitülasyonlar ve Kırk Çeşmeler hikayesini bilirsiniz, uzatmayayım…
Evet Erdoğan, Yerlikaya ve Soylu devletin orta yerine öyle sıvadılar ki bu pisliği bir değil, bin değil, on bin “artistik” operasyon yapsalar temizleyemezler…
Ben temizleme istekleri olduğunu da zannetmiyorum çünkü bundan nemalanıyorlar…
Kendi elleriyle yüzlerine, gözlerine lağımı misk-ü amber diye sürerken şeytani bir lezzet alıyorlar…
Eee onlar iş yapar görünüp, havanda su döverken, halk uyur, polis ise hayırsever avlarken, terörist ve bombacılar da tabiki İçişleri Bakanlığı’nın kapısına kadar gelip eylem yaparlar…
Uyuyan halkımız farkında mı bilmiyorum ama Erdoğanistler devleti temelinden sarstı ve yıktılar…
Yüzyıllık cumhuriyetin sonu hazin oldu…
Ha! Bu arada kulaklarım çınlıyor, olay sonrasında SS’in timsah gözyaşı dökerken, daha evvel ekranlarda yaptı gibi Yerlikaya’nın arkasından da zevkle “oohhh ohh” çektiğini duyar gibi oluyorum…
Ne diyeyim Allah herkese hak ettiğini verir, sevgili halkım sizlere de sizi layık olduğunuz gibi yönetenlerle saadetler diliyorum…
@MansurTurgut