Yargıtay hakkında suç duyurusunda bulunan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, “Anayasanın, yüksek bir mahkeme olan Yargıtay tarafından çiğnendiği, yürütme erki temsilcilerinin yaptıkları açıklamalarla yargı bağımsızlığının olmadığını bir kez daha ortaya koyduğu, ama hepsinden vahimi bu olağanüstü hukuksuzluğun olağanlaştırılmaya çalışıldığı bir sürecin içerisindeyiz” dedi.
İstanbul Barosu, Can Atalay kararının ardından Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi Üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Barosu’nun çağrısıyla birçok avukat Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde bir araya geldi.İstanbul Barosu, AYM’nin Can Atalay kararını uygulamayan Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi Üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmak için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne önünde bir araya geldi. Suç duyurusu öncesi yapılacak basın açıklaması için İstanbul Barosu’nun “Hukuka sahip çıkıyoruz” sözleriyle çağrıda bulunmasıyla birçok hukuk örgütü de adliye önünde hazır bulundu.
Suç duyurusunun ardından adliye önünde açıklama yapan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, “Anayasanın, yüksek bir mahkeme olan Yargıtay tarafından çiğnendiği, yürütme erki temsilcilerinin yaptıkları açıklamalarla yargı bağımsızlığının olmadığını bir kez daha ortaya koyduğu, ama hepsinden vahimi bu olağanüstü hukuksuzluğun olağanlaştırılmaya çalışıldığı bir sürecin içerisindeyiz” dedi.
SUÇ DUYURUSUNDA 3 BİN 235 AVUKATIN İMZASI VAR
Saraç, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyelerinin yargıya duyulması gereken güveni zedeleyen ve suç oluşturan eylemleri dolasıyla İstanbul Barosu tarafından gerekli cezai soruşturma için Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na suç duyurusunda bulunulmuştur.
Ayrıca gerekli disiplin soruşturması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu ve Hakim ve Savcılar Kuruluna da suç duyurusunun bir örneği gönderilmiştir. Bu hukuksuzluğa hep beraber karşı durmak veya bir başka deyimle hukuka hep beraber sahip çıkmak için bu suç duyurusu tüm meslektaşlarımızın da imzasına açılmıştır. Bugün itibariyle 3.235 İstanbul Barosu mensubu meslektaşımız da suç duyurusuna imza vermişlerdir, bu imzalarda bugün Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na iletilecektir.
‘ANAYASA MAHKAMESİ HEDEF GÖSTERİLMİŞTİR’
Yine süreçte bazı basın organlarınca Anayasa yargısını, anayasa yargısının fonksiyonu ve hukuk sistemindeki konumunu hiçe sayan ve Anayasa yargısını itibarsızlaştırmaya yönelik ifade ve ithamlarda bulunulduğu gibi, Anayasa mahkemesi üyeleri açıkça hedef gösterilmiştir. Bu durum Türk Ceza Kanunu’na göre açıkça suç teşkil etmektedir. Anayasanın 2.maddesine göre Cumhuriyetimiz demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Hukuk devleti ilkesi; devletin tüm organlarının üstünde hukukun mutlak egemenliğinin bulunmasını, yasa koyucunun da her zaman Anayasa ve Hukukun üstün kuralları ile kendisini bağlı saymasını gerektirir. Bu bağlamda yasa koyucunun yasal düzenlemelerin yapılması sırasında yaparken ki takdir yetkisi, sınırsız ve keyfi olmayıp, hukuk devleti ilkeleriyle sınırlıdır.
‘YARGININ HAKEMLİĞE DEĞİL, BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMAYA İHTİYACI VARDIR’
Başka bir deyişle Hukuk devleti kuralları belirli, bireylerin öncesinde kuralları ve yaptırımlarının öngörülebilir olduğu devlettir. Yürütmenin beğenmediği karar olunca müdahale ettiği sistemde hukuki öngörülebilirlik ve belirlemede yoktur. Böyle bir durum Anayasa’nın değiştirilmez hükümleri içerisindeki Hukuk devleti kavramını da temelden sarsar.Yargının hakemliğe değil, bağımsız ve tarafsız olmaya ihtiyacı vardır. İstanbul Barosu ve burada bulunan meslektaşlarımız adına siyasal erki elinde bulunduranlara sesleniyoruz. Yargıya müdahale etmekten vazgeçin.”