Hapis cezası onandığı için Ocak 2022’de tutuklanan yüzde 93 engelli mahpus acil servise elleri kelepçeli götürüldü. Yasak olduğu gerekçesiyle ailesinin görmesine bile izin verilmeyen diyaliz hastası mahpus telefonda ‘Ben iyi değilim, bir şeyler yapın’ dedi.
Babamla beraber resmimi arıyorum, tüm resimler 8 yıl öncesine ait, geri kalan facetime ekran görüntüleri… neredeyse iki yıldır o da yok haftalık 2-3 dklık telefon sesinden başka, benim banam 2006 dan beri diyaliz hastası, günlük 15 saat diyaliz makinasına bağlı, suçsuz ve hapis pic.twitter.com/ys9nglNQr6
— Rana Taşkıran (@Rnsrky) November 16, 2023
Karabük T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve 15 yıldır günde 15 saat diyalize bağlanan makine mühendisi Ramazan Taşkıran (63), geçtiğimiz pazartesi günü acile kaldırıldı. Ertesi gün tekrar cezaevine götürülen Taşkıran’ın telefon görüşünde ailesine “Bacağımdan bir litreye yakın şırıngayla iltihap çektiler. Ben iyi değilim, bir şey yapın.” dediği öğrenildi.Cezaevi yönetiminin ve Karabük Devlet Hastanesi’ndeki doktorların sağlık durumu hakkında bilgi vermediği Ramazan Taşkıran’ın yaşadıklarını Can Ataklı da bugün Korkusuz’daki köşesinde dile getirdi.
CAN ATAKLI: HUKUK KURALLARI HERKESE UYGULANMASI LAZIM
Ramazan Taşkıran’ın kızı Rana Taşkıran’ın kendisine gönderdiği mektubu yayınlayan Ataklı, “Bugün size bir okurumdan gelen mesajı sunmak istiyorum. Hukuk kurallarının herkese uygulanması gereken bir durum söz konusu yine. Erzurum’da Atatürk’e hakaretten tutuklanan bir dönerci “verem olduğu” gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. Ama babasının durumunu anlatan okurum bakın ne diyor.” dedi.
“BİR SÜRÜ JANDARMA, ELLERİNDE KELEPÇE, SANKİ AZILI KATİL GİBİ”
Ataklı, Rana Taşkıran’ın mektubundan şu ifadeleri aktardı: “Babam Ramazan Taşkıran, Karabük T Tipi Cezaevi revirinde iki yıldır tek başına kalıyor. Kendisi ağır böbrek hastası, günde 15 saat makinaya bağlı diyaliz yapıyor. Tahmin edeceğiniz üzere beslenmesi ve hijyen onun için hayati önem taşıyor. Aynı zamanda yüzde 93 engelli raporu var. Dün acile götürmüşler, annem de bir umut görürüm diye hastaneye gitmiş, bir sürü jandarma ellerinde kelepçe, sanki azılı katil gibi. Suçu dernek üyeliği, bugüne kadar bir böceği bile öldürdüğünü görmedim, tam ülkemin teröristi anlayacağınız… Doktorlar anneme bilgi vermemişler yasak diye aynı şekilde cezaevi görevlileri de vermemiş. Bizim bu ülkede acile giden yakınımızın durumunu sormaya bile hakkımız yok maalesef. Babam gibi bir sürü ağır hasta çok zor şarlar altında hapishanelerde yaşam mücadelesi veriyor. Ne olur bu konuyu gündem edin…”
🔴🔵 ETİKET DUYURUSU 🔵🔴
🗓 17 Kasım Cuma (Bugün)
🇹🇷 21.00
🇪🇺 19.00
🇺🇸 13.00Bu akşam sizleri, yasal faaliyetleri nedeniyle Ocak 2022'den beri cezaevinde olan ve günde 15 saat diyaliz olması gereken ağır böbrek hastası Ramazan Taşkıran'ın sesi olmaya davet ediyoruz. pic.twitter.com/3kk2uEOHFG
— Unutulan Masumlar Platformu (@masumlaravuslat) November 17, 2023
“BİR YUMURTA İÇİN KAÇ KERE DİLEKÇE VERİLDİ”
Kronos’a konuşan Rana Taşkıran, “Babam hapse ilk girdiğinde çok hasta oldu. İki haftada 6 kilo verdi. Karabük’teki nefrolog ‘hijyenik bir yerde kalabilir’ diye rapor verdi. Hijyenik ortam dedikleri yer, toz toprak pis. Halbuki babamın hastalığı ile ilgili tek sıkıntısı hijyen değildi. Böbrekleri çalışmadığı için diyetine de hassas bir şekilde dikkat etmesi gerekiyordu. Mesela her gün bir yumurta yiyebilmesi için kaç kere dilekçe verdi, kaç hafta bekledi. Beklerken halden düştü, yıprandı. Tek başına perişan oldu. Çok hastalandı. Menemen R Tipi Cezaevine götürdüler. 3-4 ay orada kaldı. Adli Tıp Kurumu, tek başına ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verince tekrar Karabük’e getirdiler.” dedi.Nisan 2022’de yayınlanan Hastalar Genelgesine göre “Kronik hastalık ya da kocama halleri” olan mahpusların tahliye edilmesi gerekiyor ancak Taşkıran günde 15 saat diyalize bağlanmasına rağmen bırakılmıyor.
“SÜREKLİ DİYALİZE GİREN BİRİ OLARAK NASIL TERÖRİST OLABİLİRİM”
Gülen cemaatine yönelik davalar kapsamında 6 Ekim 2016’da gözaltına alınan Ramazan Taşkıran, o dönemde hastalığı göz önünde bulundurularak ev hapsiyle serbest bırakıldı. Üç ay ev hapsinde kalan Taşkıran, Karabük Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bank Asya’da hesap açmak, kapatılan KASİAD (Karabük İşadamları Derneği) iş adamları derneğine üyelik ve kapatılan Elmas A.Ş.’ye ortak olduğu gerekçe gösterilerek için 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Cezası Yargıtay tarafından onandığı için 20 Ocak 2022’de tutuklanan Ramazan Taşkıran, 2018 yılında Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığı savunmasında “10 yıldır kronik böbrek yetmezliği hastası olan, sürekli diyalize girerek hayatını sürdürmeye çalışan birisi olarak nasıl silahlı bir terör örgütüne üye olabilirim? Varlığı iddia edilen örgütün de ben istesem dahi beni bu halimle kabul edeceklerini varsaymak mantıktan uzak bir iddia olur. Dolayısıyla, karınca incitmekten imtina etmiş bir insanım.” demişti.
“DERNEĞE ÜYE OLMAK EN TABİ ANAYASAL HAKKIM”
Taşkıran savunmasını devamında “KASİAD iş adamları derneğine üye olmak kanunen suç teşkil etmiyordu üye olduğum zaman. Bir iş adamı olarak iş adamları derneğine üye olmak AB kapsamında üye olmayı bekleyen Türkiye’de sivil toplum dayanışması adına teşvik edilen bir durumdu. Benim bir iş adamı olarak iş adamları derneğine üye olmak en tabi Anayasal hakkımdır.
Elmas AŞ’nin hissedarıyım. Şirketimizin mal varlığına hiçbir gerekçe gösterilmeden Kanun Hükmünde Kararname ile el konulmuştur. Ben de hak arama yoluna en meşru kanallarla, yani yargı yoluyla gitmeye çalıştım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat etmemin en tabi hak olduğuna inanıyorum. Ama bunun sanki illegal yollarla icra edilen bir fiil gibi gösterilmesi başta Anayasa’ya aykırı olur. Kaldı ki, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile şirketimiz kurumlarından Fatih Ortaokulu ve Fatih İlkokulu için itiraz hakkı tarafımıza verilmiştir ve bu hakkı kullanmak istemek asla örgüte bir şeyler kazandırmak olarak nitelendirilemez.
“ŞİKAYET EDEN BİR TEK KİŞİ OLMAZ MI?”
Silahlı terör örgütü kuruluşu olarak iddia edilen ve hissedar olduğum Elmas AŞ tamamen ticaret kanunlarına uygun olarak faaliyet yapan, vergisini ödeyen, devlet teşviklerinden yararlanmış bir şirkettir. Faaliyete başladığı tarihten bu yana yılda 5-6 bin öğrenci müşterisi olmuştur. Senelerdir on binlerce öğrenci müşterisi olan bir şirket hakkında mağduriyetini ifade eden ve bu şirketi suçlayan tek bir insan olmaz mı? Yok, maalesef. Silahlı terör örgütü, bu nasıl bir silahlı terör örgütü kurumudur? Dikkatinize sunmak istiyorum. Ayrıca 15 Temmuz hemen öncesi bu şirketin terör örgütü olmadığına dair kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş.” demişti. kronosnews