Yakın zamana kadar, “Ocaklara henüz ateş düşmüşken, acı tazeyken” konuşulmaz diye düşünürdüm. ‘Zamanı değil’, derdim. Değişti bu.
Asıl ateş düşmüşken, “Bunlar neden oluyor ve neden bitmek bilmiyor?” diye sorgulamak gerek.
Kastım sadece, PKK’lılarla çatışan askerlerin kırmızı tabutlarda köylerine dönmesi, baba evlerinin derme çatma barakalar olduğunun ortaya çıkması değil.
Bu hep böyleydi.
***
Deprem olduğunda tek mesele, insanların kurtarılması ve zorunlu ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. “Depremin risklerine dikkat çekilmişti. Kimse kılını bile kıpırdatmadı.” demenin zamanı değildir.
Konu Kürt sorunu ise bu neviden örneklerden ayrılıyor. Asıl şimdi konuşmanın zamanıdır. Susturmaya çalışanların derdi başkadır.
***
Türkiye siyaseti, iktidarı ve muhalefetiyle bitmiştir. Devleti tutmuş gangsterler çetesinin sözü ve eylemi ile uğraşmak lüzumsuz enerji kaybıdır. Görüldü ve görülüyor ki muhalefet de oraya taliptir esasen.
***
Siyasetin hele iktidarın işi kınama değildir. Bildiri filan imzalamak da sivil toplumun işidir. Bilakis kınanacak tek merci, 21 yıldır iktidarda olan parti ve onun başıdır. (Başkomutan Erdoğan)
***
Kürt siyasal hareketinin lideri hapiste, seçimden sonra siyaseti bıraktı. Aslında ara verdi demek daha doğru.
‘Önderlik’ çıkmazı ise orta yerde duruyor:
Abdullah Öcalan çeyrek asırdır cezaevinde, yıllardır tecrit altında. Devlet izin vermeden mektup bile yazamıyor. Birkaç ay sonra 75 yaşını dolduracak ve kısa-orta vadede cezaevinden çıkacak gibi görünmüyor. Selahattin Demirtaş’ın şansı daha yüksek.
***
Türkiye’de siyaset ve medya aktörlerinin hemen tamamı, devletin “terör, terör örgütü ve şehitlik” ayarlarıyla yüzde 100 aynı noktada hizalanmıştır.
Bırakın resmi tarihi, şu yakın dönemde herkesin gözü önünde cereyan eden Rus elçisinin öldürülmesi, Hrant Dink ve Hablemitoğlu cinayetleri gibi konularda, 15 Temmuz ve geçmiş darbe yargılamalarına dair söylemde ağız birliği içindeler.
28 Şubat dosyasına bile ‘kumpas’ diyen bir medya var. Çünkü boğazına kadar içindeydi olayın. O sebeple halka işin doğrusunu anlatmıyor, soru sormuyorlar. Kırmızı tabutta cenaze geldi mi, söz bitiyor. İntikam tam tamları çalınıyor ve belki de bu yüzden uzun yıllardır bu kısır döngü devam ediyor.
Sıradan vatandaş bile “bi dakka” dese halkı askerlikten soğutmaktan (TCK 318) yargılanıyor. Zorunlu askerlik olduğu sürece bu dram devam edecek.
-Vatan sağolsun!
Vatan sallantıda ve çürük mü ki evladının can vermesiyle ayakta kalıyor?
Öyleyse çoktan yerin dibine batmış haberiniz yok. Egemenler ellerini ovuşturmasın da ne yapsın!
***
100 yıldır meseleyi çözemediğiniz gibi daha da derinleştirmişsiniz. Son 40 yıldır düşük yoğunluklu savaş halindesiniz. Milyarlarca dolar harcadınız.
On binlerce genç hayatının baharında öldü, ölüyor. Dünyaya tezinizi kabul ettirememişsiniz. Karşınızdaki blok, güçlenerek büyüyor üstelik.
Ordu olarak her türlü imkanınız var: Asker, istihbarat, tank, gemi, füze, uçak, mühimmat vs.
Halen bir arpa boyu yol alamamışsanız, stratejik ve taktik açıdan mağlup olmuşsunuz demektir.
Sınır ötesinde ne hakla, ne işiniz var? İzah edememişsiniz. Şu karda kışta gencecik, acemi eğitimli erlerin orada ne işi var?
On yıllardır düzenli ve istikrarlı olarak fakir ailelerin fakir çocukları ölüyor. 40 yıl önce Kuzey Irak’a harekat düzenleyerek başladınız, buna sonra Suriye eklendi.
Cepheyi genişletmekten başka neye yaradı yaptığınız?
Her tarafınızdan skandal fışkırıyor: IŞİD, iki askerinizi diri diri yaktı, görüntüsünü dünyaya servis etti, gıkınız çıkmadı.
***
Erdoğan her seçimde PKK’nın pozitif veya negatif desteği ile oy topluyor. Kınayanı es geçin, milli yas isteyeni görmezden gelin, ortak tavır/bildiri filan diyeni zaplayın.
Cambaz belli. Hiç sektirmiyor ve şaşırtmıyor. Bulmuş efsunlanmış bir kitle; oynayacak tabi.
***
Herkes birbirine parmak sallıyor:
-Şununla arana mesafe koy.
-Bunlar terör örgütü, sakın masaya oturma.
-Onlara sahip çıkarsan onlardan olursun!
-Şunu kına, buna bir şey de, terörize et.
***
Bir şey diyeyim mi. Mesafe koyacağınız, “Oyunda yokum” diyeceğiniz yer, Saray ve devletteki işbirlikçileridir.
-Ama CHP Lideri de benzer şeyler söylemiş!
Bildirisini dikkatli okuyun -satır aralarında- aynı yolun yolcusu olduğunu görürsünüz.
3 vakte kadar yedirirler o lafları ona.