“Siyaset boşluk kaldırmaz!” diye bir laf var. Genelde bu, siyasi problemlerin yine siyasetin içinde çözümleneceği, yönetemeyenin yerine alternatifinin geleceği biçiminde yorumlanır. Zannedilir ki, konu politik zeminde çözülecek.
Türkiye gibi iktidar ve muhalefet partileri halinden memnun ve şikayetçi değilse ne olur? Gerçeklere ve gidişata karşı direnemezsiniz. Boşluğu “zamanın yıpratıcı etkisi” doldurur.
***
Öncelikle, liderler yaş alıyor. Sağlıkları bir noktadan sonra izin vermiyor. ABD Başkanı Joe Biden, ikinci dönem adaylığı çok istediği halde direnemedi buna mesela. Devamla, ekonomik ve toplumsal taleplerin karşılanamaması da tasfiyeyi beraberinde getiriyor. Örnek yine ABD’den; 2020 seçimlerine gidilirken ülkenin ekonomisi iyi durumdaydı. Donald Trump’ı götüren Covid-19 pandemisi ve buna yaklaşım biçimi oldu.
***
Dönelim Türkiye’ye…
Ekonomik buhran ağırlaşıyor. Benzeri durumda hiçbir ülkede görülmeyen bir enflasyon ve hayat pahalılığı toplumu kıskaca aldı. Bu iktidar ve rejim sürdüğü müddetçe de çıkış yok. Halk, mevcut yönetimle düzelmeyeceğini gördü. İlk serbest seçimde iktidar hezimete uğrayacak.
Muhalefet iktidara talip değil, sorunları halka şikayet ediyor fakat nasıl çözeceğini söylemiyor. Erken seçim istemiyor. Bilakis iktidarla köprüler kurmak derdinde. İktidarsa “yeni anayasa” gibi tüketilmiş çıkışlarla gündemi unutturma derdinde, ne çare yürümüyor.
Döviz kuru baskılanıyor, Türkiye restoranlarında nasıl kazıklandığını anlatan turistlerin videoları paylaşım rekorları kırıyor.
***
Liderlerin sağlığı bir dönemi daha çıkarmaya elverişli değil. İktidarda yaşlandıkça paranoyaları zirve yapmış halde.
Yeri geldi, MHP’de konuşulanları paylaşayım…
Devlet Bahçeli zehirlenme korkusu yaşıyor. Öyle ki, evinde yanında çalışanların bahçesindeki çimleri ilaçlamalarına bile izin vermemiş! O derece bir paranoya içinde. Geçen hafta “Bahçeli öldü” haberlerine de büyük tepki göstermiş, bu konuda hayli gergin olduğu söyleniyor. Son dönemde kendi kendine mırıldanmaya başlamış, kendi kendiyle konuşur olmuş yani.
***
Bu, sağından soluna Türkiye’de liderlerin koltuğa yapışmasının, ölene kadar bırakmamasının bir sonucu. Seçim yenilgisi ve skandallar da bir biçimde atlatılıyor ve yollarına devam ediyorlar.
Siyaset, tabandaki fokurdamaya duyarsız. CHP’nin “İşçinin, memurun, esnafın, çiftçinin sesi soluğu olacağız!” edebiyatı karın doyurmuyor. Halk bir biçimde sesini duyuruyor zaten.
Mühim olan, aydınlık bir gelecek vaat edebiliyor musunuz? Bunu nasıl yapacaksınız? Yarıdan çoğu ülkeyi terk etmeyi düşünen gençler için reçeteniz ne? Ve bunları nasıl hayata geçireceksiniz?
Hiçbirinin cevabı yok.
***
İktidar liderleri, fiziksel sağlıklarını yitirdikleri gibi, toplumdaki umudu da tükettiler.
Muhalefet liderleri ise hemen her gün “Tabanı nasıl oyalarım!” derdinde. Medyası da öyle… Sözcü gazetesinin birinci sayfadan kocaman puntolarla Diyanet İşleri Başkanı’nın Kelime-i Şehadet getiremediğini işlemesi gibi. Doğru söyleseydi tamamdı yani!
Aynı gün CHP Genel Başkanı, Batı Şeria’da İsrail keskin nişancısı tarafından vurulan Ayşenur Ezgi Eygi’nin cenazesinde TBMM Başkanı ile kürsü kavgası yapıyordu. Konuşsan ne olur, konuşmasan ne? Dert ettiği şeye bak!
***
Cumhur İttifakı ortaklarından HÜDA-PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Ahmağa anlatır gibi söylüyorum, Anayasa’nın dördüncü maddesi olmasın diyoruz, tamam mı?” dedi. “Yeni Anayasa” çalışmalarını başlamadan dinamitledi. AKP’den ses yok, ortağı MHP ise “HÜDA-PAR’ın kendi görüşü!” diyerek cılız bir açıklamayla konuyu geçiştirdi. Cumhuriyet’e konuşan ‘MHP kaynakları’ isim bile veremiyor!
İki nedenle ortada yoklar, biri sağlık öbürü de böylesi çıkışlar tepkisiz kalıyor.
AKP için her şey mübah da MHP için öyle değil en azından! Bahçeli, 3 gündür buna tepki vermedi. HÜDA-PAR, “değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 3 maddeyi” ateşe atmış, laiklik, cumhuriyet, başkent Ankara, ay yıldızlı bayrak vesaire.. Bahçeli’yi bahçesinin ilaçlanacak olması daha fazla tedirgin ediyor.
***
Siyaset boşluk kaldırmaz. Birileri aklınca böyle doldururken birileri de er-geç sıranın kendine geleceği, iktidarın altın tepside kendilerine sunulacağı beklentisi içinde.
Peki boşluk nasıl dolacak?
Kendi dinamikleri içinde ve zamana mağlup olmadan.
Hayli gürültülü geçecek bir sezona girdik.tr724.com