Yeni Asya gazetesi çizeri İbrahim Özdabak memleketin geldiği noktayı özetledi… Bir yanda iyi kalpliler, diğer yanda zorbalar… Özbadak Türkiye’nin gündemiyle ilgili, çok idkkat çeken çizimler yapıyor. Yaşanan huksuz ve antidemokratik gelişmeleri karikatürize eden İbrahim Özdabak, çizimleriyle ilgi çekmeye devam ediyor. İşte Özdabak’ın değişik dönemlerde yaptığı çizimler:
Peki ya 3 dal papatyanın hikayesi?
Özdabak’ın karikatürünün ardından okurlar ve çok sayıda sosyal medya kullanıcısı resmedilen 3 olayı medyadan gördüklerini, fakat “açık görüşte babasına götüreceği üç dal papatyası elinden alınan üç yaşındaki çocuğu” merak ettiklerini belirtti. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Gülen hareketine yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan, mesleğinden ihraç edilen binlerce insandan birisi olan K.C, tahliye olduktan sonra kızı A.C’nin yaşadığı olayın detaylarını kaleme aldığı mektupla kamuoyuyla paylaştı. İşte o mektupta yer alan ifadelerle ‘üç dal papatyanın’ hikâyesi:
“Geçen açık görüş günü sıkıntı oldu. Salona girdiğimde ailemin morali ciddî bozuktu. Salondakilerin de moralleri bozuk. Herkesin gözü bende. ‘Hayırdır inşaallah’ dedim içimden, Sordum, ‘Neden bozuk moraliniz?’ ‘Bir şey yok’ dediler, halbuki yüz ifadeleri öyle demiyordu. Beş dakika sonra civanmert bir infaz koruma memuru elinde 3 dal papatya ile geldi ve kucağımdaki 3 yaşındaki kızıma verdi. “Güzel kız bak getirdim ağlama tamam mı” dedi. Evet, ailem bu durum üzerine, moral bozucu olayı anlatmaya mecbur kaldı. Cezaevi girişinde üç yaşındaki kızım, cezaevi duvarlarının yanında biten kır papatyasından üç dal koparmış, ‘Babama götüreceğim bunları’ demiş, içeri elinde papatyalarla girmiş. Açık görüş olduğundan normal üst aramanın dışında ağır arama yapılıyor. X raydan geçiriliyor, asker arama yapıyor, koruma memurları tarafından el ile arama ayrıca yapılıyor. İnfaz koruma memurları aramaları bitiriyor ailemin. Artık salon girişine girecekken hadise yaşanıyor. Bayan infaz koruma memuru küçük kızımın elindeki papatya ile girmesine izin vermiyor ve ‘Tehlikeli, zararlı, yasak’ diyor. Eşim, babam itiraz etmiş, ‘Babasına götürecek ne zararı olabilir?’ demişler. Ancak bayan memur diretmiş, tartışma çıkmış ve en son bayan memur papatyaları kızımın elinden zorla alıp çöpe atmış.”
Papatya, tehlikeliymişsin!
Üç yaşındaki masum kızım öyle bir feryat edip ağlamış ki, hem oradaki ziyaretçi aileler, hem de vicdan sahibi memurlar, askerler üzülmüş. Bazı infaz koruma memurları bayan memura sitem etmiş, ‘Ne olacak sanki?’ demişler. Hatta bir ziyaretçi bayan o bayan memurun yanına gidip ‘Utanın’ demiş, ‘Allah bunun vebalini sana sorar’ diye çıkışmış. Evet 3 dal değersiz, zararsız papatya… Meğer sen ne kadar tehlikeliymişsin! Başta bahsettiğim o mert infaz koruma memuru bu durumu içine sindirememiş ve cezaevi dışına çıkıp aynı papatyalardan bulmuş, koparmış içeri görüş salonuna kadar bize getirmişti. Belki de riske girmişti. Ama vicdanının sesini dinlemiş, insanî değerleri düşünmüş ve riske de girse günahsız kızımı sevindirmişti. Allah razı olsun.” İstanbul – Yeni Asya