AKP’nin tutuklanacak isimleri önceden bilen hatta tutuklanacak isimleri tayin eden “yazarı” Cem Küçük’ten Reza Zarrab ile Erdoğan arasındaki ilişkilerle ilgili canlı yayında büyük itiraf geldi. Reza Zarrab için “Hükümetin adamı” tanımını kullanan Cem Küçük, Zarrab’ın İran’a uygulanan ambargoyu Halk Bankası’yla birlikte delmesinin Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.
Cem Küçük, Zarrab’ın AKP Hükümetinin adamı olduğunu ve Erdoğan’ın verdiği görevle İran’a uygulanan ambargoyu delecek bir organizasyon kurarak Halkbank’a ve Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdığını söyledi.
BÜYÜK İTİRAF
Bu itirafla birlikte İran’a uygulanan ambargonun Erdoğan’ın emriyle Reza Zarrab ve Halkbank tarafından delindiği açıkça kabul edilmiş oldu. Bu durum hem 17-25 Aralık dosyasını hem de ABD’de açılan dosyayı doğrulayan bir itiraf olarak tarihe geçti.
PEKİ GERÇEK NE?
Cem Küçük, bu organizasyonu “Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdı” dese de durum tam tersi. İran’a uygulanan ambargoya göre ülkeler İran’ın petrol parası için bankalarında bir hesap açıp, parayı burada bloke ediyorlardı. İran’a sadece gıda-ilaç ve benzeri yaşam malzemeleri satabiliyor, karşılığında da kendi ülkelerinde bu banka hesabından çekiyorlardı. Türkiye bu bankayı Halkbank olarak belirlemişti. Eğer Türkiye İran’a gerçekten yaşam malzemeleri satsa, çiftçisinden esnafına ve üreticisine kadar herkes gerçekten para kazanacaktı. Ama Zarrab rüşvet çarkı kurarak, temel ihtiyaç malzemeleri yerine İran’a altın gönderip, parayı Halkbank’tan çekti.
Böylece Türk üreticisi ve Türkiye milyarlarca dolarlık vergi geliri kaybetti. Çünkü altın/mücevher gibi kıymetli mallarda Türkiye’de vergi oranı “sıfır”…
Üstelik Türkiye’nin bu büyüklükte altın üretme kapasitesi olmadığı için sözkonusu altınlar zaten Dubai gibi ülkelerden ihraç yoluyla geliyordu. Yani Zarrab rüşvetle AKP’nin üst yönetiminin cebini doldururken, Türkiye Hazinesi soyuldu, devletin bankası Halkbank ise uluslararası kara para suçuna bulaştırılmış oldu.
İKİNCİ YALAN
Cem Küçük programda ikinci bir yalana daha imza attı. Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine ayakkabı kutularındaki paraları Cemaatçi Polislerin koyduğunu söyledi. Katılımcılardan biri “Peki paraları polisler koyduysa, Süleyman Aslan serbest kaldıktan sonra faiziyle o paraları niye geri aldı?” diye sordu. Cem Küçük bu soruya cevap veremedi ve “Onu Süleyman Aslan’a sorun” dedi.
AKP’nin tutuklanacak isimleri önceden bilen hatta tutuklanacak isimleri tayin eden “yazarı” Cem Küçük’ten Reza Zarrab ile Erdoğan arasındaki ilişkilerle ilgili canlı yayında büyük itiraf geldi. Reza Zarrab için “Hükümetin adamı” tanımını kullanan Cem Küçük, Zarrab’ın İran’a uygulanan ambargoyu Halk Bankası’yla birlikte delmesinin Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.
Cem Küçük, Zarrab’ın AKP Hükümetinin adamı olduğunu ve Erdoğan’ın verdiği görevle İran’a uygulanan ambargoyu delecek bir organizasyon kurarak Halkbank’a ve Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdığını söyledi.
BÜYÜK İTİRAF
Bu itirafla birlikte İran’a uygulanan ambargonun Erdoğan’ın emriyle Reza Zarrab ve Halkbank tarafından delindiği açıkça kabul edilmiş oldu. Bu durum hem 17-25 Aralık dosyasını hem de ABD’de açılan dosyayı doğrulayan bir itiraf olarak tarihe geçti.
PEKİ GERÇEK NE?
Cem Küçük, bu organizasyonu “Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdı” dese de durum tam tersi. İran’a uygulanan ambargoya göre ülkeler İran’ın petrol parası için bankalarında bir hesap açıp, parayı burada bloke ediyorlardı. İran’a sadece gıda-ilaç ve benzeri yaşam malzemeleri satabiliyor, karşılığında da kendi ülkelerinde bu banka hesabından çekiyorlardı. Türkiye bu bankayı Halkbank olarak belirlemişti. Eğer Türkiye İran’a gerçekten yaşam malzemeleri satsa, çiftçisinden esnafına ve üreticisine kadar herkes gerçekten para kazanacaktı. Ama Zarrab rüşvet çarkı kurarak, temel ihtiyaç malzemeleri yerine İran’a altın gönderip, parayı Halkbank’tan çekti.
Böylece Türk üreticisi ve Türkiye milyarlarca dolarlık vergi geliri kaybetti. Çünkü altın/mücevher gibi kıymetli mallarda Türkiye’de vergi oranı “sıfır”…
Üstelik Türkiye’nin bu büyüklükte altın üretme kapasitesi olmadığı için sözkonusu altınlar zaten Dubai gibi ülkelerden ihraç yoluyla geliyordu. Yani Zarrab rüşvetle AKP’nin üst yönetiminin cebini doldururken, Türkiye Hazinesi soyuldu, devletin bankası Halkbank ise uluslararası kara para suçuna bulaştırılmış oldu.
İKİNCİ YALAN
Cem Küçük programda ikinci bir yalana daha imza attı. Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine ayakkabı kutularındaki paraları Cemaatçi Polislerin koyduğunu söyledi. Katılımcılardan biri “Peki paraları polisler koyduysa, Süleyman Aslan serbest kaldıktan sonra faiziyle o paraları niye geri aldı?” diye sordu. Cem Küçük bu soruya cevap veremedi ve “Onu Süleyman Aslan’a sorun” dedi.
AKP’nin tutuklanacak isimleri önceden bilen hatta tutuklanacak isimleri tayin eden “yazarı” Cem Küçük’ten Reza Zarrab ile Erdoğan arasındaki ilişkilerle ilgili canlı yayında büyük itiraf geldi. Reza Zarrab için “Hükümetin adamı” tanımını kullanan Cem Küçük, Zarrab’ın İran’a uygulanan ambargoyu Halk Bankası’yla birlikte delmesinin Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.
Cem Küçük, Zarrab’ın AKP Hükümetinin adamı olduğunu ve Erdoğan’ın verdiği görevle İran’a uygulanan ambargoyu delecek bir organizasyon kurarak Halkbank’a ve Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdığını söyledi.
BÜYÜK İTİRAF
Bu itirafla birlikte İran’a uygulanan ambargonun Erdoğan’ın emriyle Reza Zarrab ve Halkbank tarafından delindiği açıkça kabul edilmiş oldu. Bu durum hem 17-25 Aralık dosyasını hem de ABD’de açılan dosyayı doğrulayan bir itiraf olarak tarihe geçti.
PEKİ GERÇEK NE?
Cem Küçük, bu organizasyonu “Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdı” dese de durum tam tersi. İran’a uygulanan ambargoya göre ülkeler İran’ın petrol parası için bankalarında bir hesap açıp, parayı burada bloke ediyorlardı. İran’a sadece gıda-ilaç ve benzeri yaşam malzemeleri satabiliyor, karşılığında da kendi ülkelerinde bu banka hesabından çekiyorlardı. Türkiye bu bankayı Halkbank olarak belirlemişti. Eğer Türkiye İran’a gerçekten yaşam malzemeleri satsa, çiftçisinden esnafına ve üreticisine kadar herkes gerçekten para kazanacaktı. Ama Zarrab rüşvet çarkı kurarak, temel ihtiyaç malzemeleri yerine İran’a altın gönderip, parayı Halkbank’tan çekti.
Böylece Türk üreticisi ve Türkiye milyarlarca dolarlık vergi geliri kaybetti. Çünkü altın/mücevher gibi kıymetli mallarda Türkiye’de vergi oranı “sıfır”…
Üstelik Türkiye’nin bu büyüklükte altın üretme kapasitesi olmadığı için sözkonusu altınlar zaten Dubai gibi ülkelerden ihraç yoluyla geliyordu. Yani Zarrab rüşvetle AKP’nin üst yönetiminin cebini doldururken, Türkiye Hazinesi soyuldu, devletin bankası Halkbank ise uluslararası kara para suçuna bulaştırılmış oldu.
İKİNCİ YALAN
Cem Küçük programda ikinci bir yalana daha imza attı. Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine ayakkabı kutularındaki paraları Cemaatçi Polislerin koyduğunu söyledi. Katılımcılardan biri “Peki paraları polisler koyduysa, Süleyman Aslan serbest kaldıktan sonra faiziyle o paraları niye geri aldı?” diye sordu. Cem Küçük bu soruya cevap veremedi ve “Onu Süleyman Aslan’a sorun” dedi.
AKP’nin tutuklanacak isimleri önceden bilen hatta tutuklanacak isimleri tayin eden “yazarı” Cem Küçük’ten Reza Zarrab ile Erdoğan arasındaki ilişkilerle ilgili canlı yayında büyük itiraf geldi. Reza Zarrab için “Hükümetin adamı” tanımını kullanan Cem Küçük, Zarrab’ın İran’a uygulanan ambargoyu Halk Bankası’yla birlikte delmesinin Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldığını söyledi.
Cem Küçük, Zarrab’ın AKP Hükümetinin adamı olduğunu ve Erdoğan’ın verdiği görevle İran’a uygulanan ambargoyu delecek bir organizasyon kurarak Halkbank’a ve Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdığını söyledi.
BÜYÜK İTİRAF
Bu itirafla birlikte İran’a uygulanan ambargonun Erdoğan’ın emriyle Reza Zarrab ve Halkbank tarafından delindiği açıkça kabul edilmiş oldu. Bu durum hem 17-25 Aralık dosyasını hem de ABD’de açılan dosyayı doğrulayan bir itiraf olarak tarihe geçti.
PEKİ GERÇEK NE?
Cem Küçük, bu organizasyonu “Türkiye’ye milyonlarca dolar kazandırdı” dese de durum tam tersi. İran’a uygulanan ambargoya göre ülkeler İran’ın petrol parası için bankalarında bir hesap açıp, parayı burada bloke ediyorlardı. İran’a sadece gıda-ilaç ve benzeri yaşam malzemeleri satabiliyor, karşılığında da kendi ülkelerinde bu banka hesabından çekiyorlardı. Türkiye bu bankayı Halkbank olarak belirlemişti. Eğer Türkiye İran’a gerçekten yaşam malzemeleri satsa, çiftçisinden esnafına ve üreticisine kadar herkes gerçekten para kazanacaktı. Ama Zarrab rüşvet çarkı kurarak, temel ihtiyaç malzemeleri yerine İran’a altın gönderip, parayı Halkbank’tan çekti.
Böylece Türk üreticisi ve Türkiye milyarlarca dolarlık vergi geliri kaybetti. Çünkü altın/mücevher gibi kıymetli mallarda Türkiye’de vergi oranı “sıfır”…
Üstelik Türkiye’nin bu büyüklükte altın üretme kapasitesi olmadığı için sözkonusu altınlar zaten Dubai gibi ülkelerden ihraç yoluyla geliyordu. Yani Zarrab rüşvetle AKP’nin üst yönetiminin cebini doldururken, Türkiye Hazinesi soyuldu, devletin bankası Halkbank ise uluslararası kara para suçuna bulaştırılmış oldu.
İKİNCİ YALAN
Cem Küçük programda ikinci bir yalana daha imza attı. Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evine ayakkabı kutularındaki paraları Cemaatçi Polislerin koyduğunu söyledi. Katılımcılardan biri “Peki paraları polisler koyduysa, Süleyman Aslan serbest kaldıktan sonra faiziyle o paraları niye geri aldı?” diye sordu. Cem Küçük bu soruya cevap veremedi ve “Onu Süleyman Aslan’a sorun” dedi.