Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Süryani kiliselerine devletin koyduğu haberlerini değerledirirken sarfettiği, “Başkasına ait mülkiyeti gasp etmek İslam’ın reddettiği bir husustur.” ifadesi tartışma başlattı.
Özelikle 15 Temuz sonrası Hizmet hareketine yönelik başlatılan kitlesel kıyım operasyonlarında binlerce özel mülke el konuldu. İnsanların emekleriyle kazandıkları, babalarından atalarından kalan varlıklarına çöküldü. Bütün bunlar yapılırken ses çıkarmayan Görmez’e, son açıklamasından sonra sosyal medya üzerinden tepki gecikmedi.
Görmez’e ‘Herhangi bir dini azınlığın mabedini, toprağını, mülkiyetini Diyanet olarak kabul etmeyiz. Başkasına ait mülkiyeti gasp etmek İslam’ın reddettiği bir husustur.’ sözlerini hatırlatan sosyal medya kullanıcıları, tanınmış işadamı Ali Kervancı’nın evinin gaspedildikten sonra müftülük lojmanı yapılmasını hatırlattı.
Şu ana kadar resmi rakamlara göre 1.289 şirket, sahip ya da ortakları hakkında katiyet kazanmış mahkeme kararı olmadan gaspedildi. Ülkenin parmakla gösterilen Boydak, Koza İpek, Alfemo, Kavuklar, Süvari, Dumankaya, Naksan, Kaynak Holding, Feza Gazetecilik gibi şirketlerinin malları talan edildi. Yandaşlara peşkeş çekildi. Hiçbiri hakkında suça karıştıklarına ya da terör örgütüne malî destek sağladıklarına dâir delil bulunamadı. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli de yaptığı açıklamada bunu itiraf eden cümleler kullandı.
”Bu şirketler üzerinden bir terör örgütüne para aktarıldığına yönelik bir tespit bulunamazsa o zaman da sahiplerine iade edilir.” diyen Canikli ve “Başkasına ait mülkiyeti gasp etmek İslam’ın reddettiği bir husustur.” hükmünü hatırlatan Mehmet Görmez’in şu sorulara cevapları merak ediliyor:
Madem terör örgütüne para aktarıldığına yönelik bir tespit yok TMSF’nin yani devletin yani İslamcı AKP iktidarının o şirketlerde ne işi var?Şirketlerin günden güne içinin boşaltılması yetmezmiş gibi özel mülkleri satışa çıkarma hakkını nereden buluyorsunuz?
İnsanların özel mallarına musallat olan AKP iktidarı ve ondan güç alarak ‘helal’ fetvası çıkaranlara Diyanet’in söyleyecek söz, hatırlatacağı ayet yok mudur?