Adı Zülâl. Yalnızca sekiz aydır aramızda. Kayıtlara, “7 Eylül 2017’de
Adana’da annesiyle birlikte doğumhaneden gözaltına alınan bebek” olarak
geçti. Hayatının ilk iki gününü polislerin nezaretinde geçirmek zorunda kaldı.
Annesinden önce polisleri gördü. Şimdi Yunanistan’ın başkenti Atina’da,
emeklemeyi öğrenmiş, adım atma denemeleri yapıyor. Özkan ailesi, yaşadıklarını
SCF’ye anlattı.
HASTANE ÇEVRESİNDE KAÇ KERE DOLANDIĞIMI ALLAH BİLİR
Betül Özkan, ev hanımı. Türkiye’de doğumhane kapısından gözaltına alınan çok
sayıda kadından biri. Üçüncü çocuğu Zülal’i dünyaya getirmeden birkaç ay önce
hakkında arama kararı çıkarıldığını öğrenmiş. İddiasına göre kendisi hakkında
açılmış bir soruşturma olmasa da, Gülen hareketine yakınlığıyla bilinen
okullarda görev yapan Fen Bilgisi öğretmeni eşi Bekir Özkan’ın bulunamaması
üzerine oklar kendisine dönmüş.
Gebeliğinin son döneminde doktor kontrollerine bu yüzden gidemediğini
anlatıyor. Ancak doğum yaklaşınca, çocuğunu sağlıklı bir şekilde dünyaya
getirebilmek için risk alarak hastaneye gitmeye karar vermiş. Onu, Adana’da
doğum yapacağı hastaneye, hakkında yakalama kararı bulunan eşi götürmüş. Fakat
hastaneye kısa bir mesafe kala araçtan indirmek zorunda kalmış. Eşini hastaneye
böyle uğurlayan Bekir Bey, Betül Özkan adına kayıt açıldığı bildirimini alan
polislerin hastane çevresine gelmesiyle oradan ayrılmak zorunda kalmış. “O
hastane bizim çilehanemiz oldu. Hastanenin çevresini kaç kere dolandığımı Allah
bilir. Eşimi orada bırakıp ayrılmak zorunda kaldım” diye anlatıyor o anları.
BEBEĞİNİ 45 DAKİKA SONRA POLİS GÖZETİMİNDE KUCAĞINA ALABİLDİ
Betül Özkan doğum sonrası henüz narkozun etkisindeyken, polislerin, kendisine
gözlerini açamadığı için okuyamadığı bir belgeyi ısrarla imzalatmak istediğini
ifade ediyor. Dünyaya yeni getirdiği bebeğini ancak 45 dakika sonra polis
gözetiminde kucağına alabilmiş. Polislerin, hastane çıkış işlemleri bitene
kadar doğumhane kapısında beklediğini, zaman zaman odasına girip hasta
yatağında ifade almaya çalıştıklarını söylüyor.
Doktorunun “durumu kritik, yola çıkamaz” sözlü raporuna rağmen ertesi gün
polisler tarafından önce Adli Tıp’a, ardından mahkemeye götürülmüş. Bu sırada
sütten kesilen anne, bebeğiyle soğuk, kapalı bir dört duvar arasında uzun süre
bekletilmiş.
SEZGİN TANRIKULU’NUN HAKKINI ÖDEYEMEM
Yeni doğum yapan Özkan’ın hastanede gözaltına alındığı, ardından tutuklanma istemiyle mahkemeye çıkarıldığı bilgisinin yayılmasından itibaren haber Türk medyasında yer almasa da konuyla ilgili sosyal medyadan ve uluslararası çevrelerden çok sayıda tepki mesajı geldi.
Bu desteğin kendisini çok duygulandırdığını söyleyen Betül Özkan, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul milletvekili ve insan hakları aktivisti Sezgin Tanrıkulu’nun attığı tweet’i ve kendisini defalarca arayıp moral vermeye çalışmasını ayrı bir yere koyuyor. “Onun hakkını ödeyemem. Sezgin bey gerçekten milletin vekili olduğunu bir kez daha gösterdi” sözleriyle ifade ediyor duygularını.
Betül Özkan, sosyal medya üzerinden kamuoyu baskısı oluşması sonrasında adliyedeki ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
KIZIMI KUCAĞIMA ALAMADIM, EŞİMİN ELİNDEN TUTAMADIM
Korku dolu iki günü, “İki oğlumu hastanede kucağıma almıştım ama kızımı alamadım. Eşimin elinden tutamadım. Talihsiz doğdu ama inşallah bahtı güzel olur” diye anlatan Bekir Özkan bu olaydan yaklaşık 3,5 ay sonra bir karar almış. Baskıların arttığını düşünerek ailesiyle birlikte Meriç’i geçerek Yunanistan’a yerleşmiş.
Şimdi Bekir Bey ve Betül Hanım, çocukları Zübeyr (9), Bahadır (8) ve Zülal’le birlikte “mutlu” bir aile hayatı yaşadıklarını anlatıyorlar. Tek dilekleri, Türkiye’de kalan arkadaşlarının kitlesel gözaltı ve tutuklamalardan kurtulmaları.SCF